Hilal SARI
Fabrikalarda, üretim hatlarında veya depolarda işçilerin fiziksel olarak yapması zor ve tekrarlayan işlerine yardım eden ‘cobot’ yani işbirlikçi robot sektörü, pazarın lideri Universal Robots’un CEO’su Kim Povlsen’e göre 2026 itibariyle 2 milyar doları aşacak. Reportlinker tarafından yayınlanan başka bir rapora göre ise cobot pazarının 2028 itibariyle de 10 milyar doları aşması bekleniyor. Pazarın yüzde 40’ını elinde tutan Universal Robots’un CEO’su Povlsen ile cobot sektörünün hızlı büyümesini, Türkiye’de hangi alanlarda cobot kullanımında başı çektiğini, tekrarlayan ve tehlikeli işlerde cobotların nasıl faydalar sağladığını ve işbirlikçi robotların istihdama olumsuz değil dönüştürücü bir etki yapmasını konuştuk.
• Global cobot (işbirlikçi robot) endüstrisinin toplam büyüklüğü nedir?
Universal Robot’un piyasa payı nedir? Dünyadaki otomasyon yönelim süreçlerine bağlı olarak, cobot endüstrisi sürekli büyümekte. Örneğin, 2021 senesinde bir önceki yıla göre yüzde 44 artışla dünya çapında 31 bin adet cobot satıldı. 2026 senesine kadar cobot piyasasının üç misline çıkarak yaklaşık 100 bin birimlik sevkiyatlarla 2 milyar doları aşması bekleniyor. Tüm bu gelişmelerle birlikte, cobot piyasası üç ana faktör tarafından yönlendiriliyor. Birincisi, birçok ülkede artan işgücü ve nitelikli çalışan eksikliği. Bu noktada şirketler yetenekli işçiler bulmak konusundaki zorluklara rağmen verimliliği arttırmak, kaliteyi korumak ve iyileştirmek için çözüm olarak otomasyona geçiyor. Bir diğer unsurda ise COVID pandemisi gibi belirsizlik dönemlerinin ardından birçok şirket direncini arttırmak ve üretimi piyasalarına yaklaştırmak istiyor. Üçüncü faktörde de, artan nüfus ve kentleşmenin, ürün ve hizmetlere olan küresel talebi arttırdığı, bu sonuçla beraber şirketlerin ayak uydurmak için daha da fazla üretmesi anlamına geldiği gözlemleniyor.
Otomasyon ve robotik, sermaye giderlerinin dörtte birine ulaşacak
Gelinen noktada şirketlerin, otomasyona yatırım yapmaya hazır olduğunu ifade etmek istiyorum. McKinsey’e göre otomatikleştirilmiş sistemler ve robotik teknolojisi, önümüzdeki beş yıl boyunca endüstri şirketlerinin sermaye giderlerinin yüzde 25’ini oluşturacak. Özetlemek gerekirse, cobot endüstrisinin geleceği oldukça parlak olacak. Universal Robots’ta hâlihazırda yaklaşık yüzde 40’lık bir küresel piyasa payımız bulunuyor. Bu küresel piyasa payımızın da bizi dünyanın lider cobot üreticisi yaptığını söyleyebilirim.
• Teknoloji transfer ettiğiniz ülke var mı ve Türkiye’de herhangi bir yatırım planlıyor musunuz?
Teknoloji transferi yapmadık. UR’de teknolojisi bize ait olan cobot’ları dünya çapında 60 ülkeye satıyoruz ve 20’yi aşkın bölge ofisimiz var. Dolayısıyla, teknolojimizin hem son derece endüstrileşmiş ülkelerde hem de gelişmekte olan ülkelerde kullanılmasından dolayı kendimizi küresel bir şirket olarak kabul ediyoruz. Şu anda somut bir planımız olmamakla birlikte Türkiye’nin konumu, ekonomisi ve piyasasını oldukça önemsiyoruz. Türkiye’de kurulumu yapılan endüstriyel robotların sayısı 2021’de önceki yıla göre yüzde 50 artarak küresel çapta 16. sıraya yerleşti. Bu da Türkiye’de gelecek yıllarda harika bir otomasyon potansiyeli olduğunu gösteriyor, bu sebeple Türkiye piyasasını yakından takip etmeye devam edeceğiz.
• Türkiye’ye yapılan cobot satışlarındaki eğilim nedir?
Türkiye’deki endüstriyel robotların en yaygın kullanımı paketleme ve paletleme, makine besleme, montaj vb. gibi elle yapılan işlemler. Türkiye’de otomasyon eğiliminin yüksek olduğu endüstriler ise otomotiv ve metal sektörü. Kaynak alanındaki otomasyon çözümleri de bir diğer eğilimi ifade ediyor. Bu alanda küreselde de yüksek taleple karşılaşıyoruz. Birçok ülkede ciddi bir usta kaynakçı kıtlığı yaşanıyor. Sadece ABD’de 2026’da 336 bin yeni kaynak ustasına ihtiyaç duyulacağı öngörülüyor. Bu ihtiyacın kaynak segmentinde daha da büyüyeceğini tahmin ediyoruz. Küreselde aynı zamanda anahtar teslim çözümlerin de gitgide popüler hâle geldiğini görüyoruz. Zira kullanıma hazır çözümler, şirketlerin otomasyon yapmasını kolaylaştırıyor. Bu çözümler çoğunlukla Orijinal Ekipman Üreticileri (OEM’ler) tarafından UR cobotlarıyla yeni uygulamalar ve ürünler tasarlayan diğer şirketleri merkeze alarak geliştiriliyor. Kullanıma hazır çözümler, karmaşık görevlerde fark yaratıyor.
• Yapay zekanın robotik teknoloji üzerindeki etkisi nedir?
Yapay Zekâ (AI) daha önce bu kadar popüler bir başlık olmamıştı. Şu anda ChatGPT herkesin dilinde. AI üretimde çoktan bir fark yaratıyor ve önümüzdeki yıllarda daha da yaygınlaşmaya devam edecek. UR’de robota önceden bir şey öğretmeye gerek kalmaksızın müşterilerin değişimleri ve hareket eden nesneleri idare etmesini sağlayan cobot’larımız için yapay zekâ tabanlı uygulama ve çözümler geliştiren bir listemiz zaten var. Bu da yapılandırılmamış ortamlarda otomasyon yapmayı ve öngörülemez ve rastlantısal olan işleri çözmeyi kolaylaştırıyor. Yapay zekâ çözümlerinin aynı zamanda kendi kendine öğrenen bir boyutu da bulunuyor. Yani teknoloji robot çalışırken topladığı verilere göre robotun performansını ayarlayabiliyor ve geliştirebiliyor. Dolayısıyla yapay zekâ şimdiden robot teknolojisi üzerinde bir etki yaratmış durumda ve ileride daha fazla yapay zekâ tabanlı uygulama ve çözümler göreceğiz. Bu noktada UR’nin otomasyonu herkes için her yerde mümkün kılma vizyonuna da kesinlikle katkıda bulunacaktır.
Cobotların iş gücü piyasasına negatif etkisi olmayacak
• Robot ve cobotların işgücü piyasasındaki etkisini nasıl değerlendirirsiniz?
Dünya çapında net olarak gördüğümüz etki, otomasyonun artan iş gücü eksikliklerini telafi edebilmesi. Birleşmiş Milletler (BM) nüfus rakamlarına baktığımızda Türkiye 2040’lı yıllara kadar çalışan nüfus oranında bir düşüş görmeyecek, fakat olay sadece işçi sayısında bitmiyor. Aynı zamanda nitelik de var işin içinde. Örneğin kaynağı ele alalım. Türkiye’deki endüstriyel robot sayısına baktığımızda, çeyreğinin kaynak robotu olduğunu görüyoruz. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi dünyada vasıfl ı kaynak ustası konusunda ciddi bir eksiklik var. Bu eksikliğin de daha fazla kaynak ustasının eğitilmesiyle kapatılamayacağını ifade etmek istiyorum, dolayısıyla otomasyon kaçınılmaz.
• Cobotlar, işsiz insan sayısında bir artışa sebep olacak mı?
Maalesef bazı kişiler hâlâ robotların insanların işini alacağını düşünüyor. Fakat müşterilerimizde deneyimlediklerimiz bu düşüncenin aksini gösteriyor. Vizyonumuz, insanların robotlar gibi değil, robotlarla birlikte çalışacağı bir dünya. Ve otomasyon da, şirket için daha değerli olan ve kişisel olarak işçiler için daha tatmin edici olan işleri üstlenebilme özgürlüğü tanıyor ve işçilerin tehlikeli işlerden kaçınmasına olanak sağlıyor. Ayrıca, daha fazla ve daha büyük sipariş alabilmelerinden ötürü otomasyonun şirketlerin büyümesi ve daha öncesine nazaran daha fazla çalışanı işe almasındaki kilit unsur olduğu örnekler de giderek çoğalıyor. Elbette, çalışanlar için bir cobot’un iki CNC makinesini birden aynı anda idare edebilmesi büyük bir değişim. Bu yüzden de, geleceğin işgücünü eğitebilecek ve şirketlerinin otomasyonda uzmanlaşmasını sağlayacak; mevcut olanın da becerisini geliştirebilecek birinci sınıf robot eğitimi verme konusuna kendimizi adamış durumdayız.
Sanofi Fransa’da 10 robotla randımanı 5 katına çıkardı
• Bir üretim hattında cobotlara geçmenin faydaları nedir?
Üretiminizde cobot’lara dönmenin birçok faydası var. İlk olarak cobot, tekrarlayan ve tehlikeli işleri devraldığı için çalışanlara daha iyi çalışma koşulları yaratma konusunda yardımcı oluyor. Çalışanlar yeteneklerini; tekrarlayıcı ve sıradan işlere değil de değerli ve çoğunlukla bireyler için kişisel olarak daha tatmin edici olan işler için kullanabiliyor. Bilhassa paketleme, makine besleme ve kaynak alanlarında. Ayrıca hassas yapısıyla verimi artırmaya destek olan cobot’lar kaliteye de destek oluyor.