Ali ŞAHİN
Ülkemizde son dönemde yaşanan ekonomik dalgalanmalar özellikle KOBİ sınıfında nakit döngüsünün bozulmasına neden oldu. Birçok firma uzayan ödeme vadeleri nedeniyle zorlanıyor. Krediye erişimin güçleştiği, döviz kurlarının oynak olduğu piyasada önceliği yatırım yerine ödemeler dengesine veren firmalar mevcudu korumaya yöneldi. İhracat tarafında mevcut pazarların kaybedilmemesi adına finansmana erişim ile birlikte fiyat rekabetinin de ihracatçı lehine sağlanması gerektiğini söyleyen DOSABSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Nilüfer Çevikel, “Üretimde sürdürülebilirliği sağlamak ve katma değerli ihracatı artırmak amacıyla atılan her adımı destekliyoruz. Özellikle teknolojiye dayalı ürünlerin imal edilmesi ve ihracat pazarlarına ulaştırılması noktasında, finansman ihtiyacı günümüzde çok elzem hale gelmiştir. TİM’in 11 banka ile başlattığı çalışmanın, bu alandaki ihtiyacı karşılamasını bekliyoruz. İhracatın finansmanı, üretimde devamlılık ve yatırım politikaları için olmazsa olmaz nitelikte. Günümüzde global anlamda ihracat pazarlarında daralma olduğunu gözlemliyoruz. Diğer ülkelerin, agresif şekilde pazarlarımıza yöneldiklerini ve hakimiyet kurmaya çalıştıklarına tanıklık ediyoruz. Bu çabaların, özellikle Avrupa pazarında olduğunu görmek mümkün. Maliyet artışları nedeniyle fiyatta rekabet etmekte zorlanan ihracatçının, uygun kredi koşulları ile önünü görmesi bu açıdan çok değerli. Döviz kurlarının da rekabette önemli bir unsur olduğunu göz ardı etmemeliyiz” ifadelerini kullandı.
“Kayıt dışı ile mücadele edilmeli”
Türkiye’deki birçok ihracatçının aynı zamanda önemli bir ithalatçı olduğunu belirten Kozanlı Mühendislik Satış Müdürü Volkan Buran, “Bizim temel giderlerimizin yüzde 70’ini hammadde kalan yüzde 30’unu da işçilik oluşturuyor. Son döneme yaşanan maliyet artışlarına karşılık ihracat tarafında da kur hareketlerinin kısıtlanması bizim gibi birçok firmayı doğrudan etkiledi. Bunun yanı sıra ihracattan gelen dövizin yüzde 40’ının bozdurulması şartının da bize yüzde 5 dolayında makas kaybına neden olduğu gerçeğini de unutmamamız gerekli. Bizim gibi birçok firma yaptığı ihracat ile gelen paranın bir bölümü ile ithal hammadde alıyor. Bu işlemde firmaların kaybının göz önüne alınması gerekiyor. Karlılıklar çok azaldı. Bu yüzden ülke olarak üretimi teşvik edici ve kayıt dışı ile mücadeleyi esas alan modellere ihtiyacımız var” dedi.
“Vade süreleri uzamaya başladı”
Özellikle ana sanayi ile yapılan işlerde ödeme vadelerinin uzadığını bunun da piyasada olumsuz etki yaptığını belirten Ayfa Elektronik Kurucu Ortağı Ali Yakın, “İşletme maliyetlerindeki artışların beraberinde getirdiği zorluklar herkesin malumu. Ayrıca piyasada önemli bir nakit sıkıntısı da yaşanıyor. Kredi ile dönen firmalar zorlanmaya başladı. Biz kredi kullanmasak bile müşterimizin kullanamaması bizi etkiler oldu. Ödeme vadeleri uzamaya başladı. Bizim gibi ürünleri döviz bazlı olarak alan firmalar sattığı ürünü yerine koymakta zorlanıyor. Fatura kestiğimiz tarih ile ödeme aldığımız tarih arasındaki kur farkından dolayı önemli bir kayıp yaşar hale geldik. Ödemeler dengesini sağlayacak düzenlemelerin da hayata geçirilmesi gerekli” diye konuştu.
Piyasadaki bilinmezliklere karşı önceliklerinin ödeme dengesini korumak olduğunu söyleyen mobilya sektöründeki bir üretici ise, “Bizim sektörde yeni ürünler ve bununla birlikte makine yatırımı paralel gider. Piyasadaki bilinmezliklere karşı ödeme dengemizi korumak bizim önceliğimiz halini aldı. İç piyasada perakendeye çalışan müşterilerimizin taleplerinde önemli düşüşler var. İhracat tarafında da birçok ülkede benzer durumlar söz konusu. Talep tarafındaki daralma ile birlikte nakit döngüsünde de bozulmalar başladı. Bu dönemde bu süreci atlatacak mali yapıları olan şirketler ayakta kalabilmek adına avantajlı ama birçok firma için zor bir süreçteyiz. Yeni yatırımlar için de kredi ve leasing olmaması sanayicideki yatırım iştahını kesen önemli bir konu halini aldı” ifadelerini kullandı.
“Yatırımcıya destek verilmeli”
Enerji tarafında da nakit döngüsünün sorun yarattığını belirten LimaDEM Elektrik Yönetim Kurulu Başkanı Olgun Karabiber, “Piyasada şu anda yatırım projeleri zayıf. Revizyon projeleri devam ediyor. Sektörümüz özelinde nakit döngüsündeki bozulmalara karşı özellikle yatırımcı tarafın desteklenmesi gerekli. KOBİ ölçeğinde verilecek krediler geçici rahatlık sağlayacaktır. Endüstri tarafında yapılan yatırım destekleri ise beraberinde birçok sektörde iş potansiyeli barındırdığından çok daha fazla katkı sunacaktır” dedi.
Tekstil sektörü olarak ana problemlerinin artan maliyetler nedeniyle sipariş akışının yavaşlaması olduğunu ancak bununla birlikte piyasadaki diğer olumsuzlukların da sektör içinde geçerli olduğunu belirten Rabek Tekstil CEO’su Sarper Hamzagil, “Yavaşlayan sipariş akışı tekstil sektörünü zorlarken ödemeler konusunda da bir kısım vade uzatmaları mevcut. Bunun yanında krediye ulaşma şansı yok denecek kadar az. Kredi bulunsa dahi maliyeti yüksek, süreçleri çok uzun ve limitleri çok dar” dedi.