MEHMET KAYA/ANKARA
Türkiye’nin “uçtan uca yerli- milli teknoloji” hedefiyle başladığı 5G ve ötesi iletişim teknolojilerinin kullanımına yönelik süreçte, 5G için son dönemece girildi. Ağırlıklı olarak yazılım içeren ancak sayı olarak yüksek miktarda donanım da gerektiren 5G teknolojisi için uçtan uca yerlilik gerçekleşmedi ama bütün kritik bileşenlerde yerli çözümler bulunuyor. BTK Ağustos ayında yapılacak ihalenin şartnamesini hazırlıyor. EKONOMİ’ye bilgi veren sektör teknoloji şirketleri, yerlilik şartının mümkün olduğunca yüksek seviyede getirilmesini isteyip, kendi çözümlerinin kabul edilebilirliğini ispatlarken, operatörler peş peşe başta Çin firmaları olmak üzere çeşitli yabancı firmalarla ağırlık veriyor.
Yerli teknoloji şirketleri kendi çözümlerinin yeterliliği konusunda emin ancak operatörlerin yıkıcı rekabete bakmaksızın ucuz olarak sunulan küresel firmalara ağırlık vermesinden rahatsızlığını gizlemiyor. Bu alandaki yerli gelişmenin başlangıç aşamasında bir darbe almaması gerektiğini vurguluyor. Bir diğer öneri kritik iletişim ve yerlilerin firmaların gelişmesi için alan açılması. Yerli üreticiler, kamu başta olmak üzere kritik iletişimin yerli çözümlerin sistemleri üzerinden geçecek şekilde operatörlerin yatırımlarını planlamasına olanak hatta zorunluluk sağlanması yönünde. Yerli üreticiler, “Elbette bu yatırımcı açısından maliyet ama bu iletişimin kritik-güvenlik özelliği göz ününe alınabilir. Ayrıca, göstermelik siparişler yerine, teknolojimize güveniyoruz, bize düşük başlayıp, sonrasında kendini ispatladıkça genişleyen bir alan sağlanabilir” görüşünü vurguluyor.
Türkiye’nin en büyük ARGE projelerinden biri olan Uçtan Uca 5G projesinde belirli bir oranda ilerleme sağlandı. Baz istasyonundan radyoya ve çekirdek şebekeye kadar bir dizi sistem ve yazılım geliştirmesi başarıldı. Donanımda istenen seviyeye gelinemese de yerli şirketler, ana yüklenici olarak dahi sistemleri kurma yeteneğini büyük oranda kazandılar. Türkiye’de de 5G ve ötesi çalışmalar halen devam ediyor. İlk olarak 5G şebekesinin kurulması için ise sonbaharda beklenen ihalenin Ağustos ayı içinde yapılması yönünde karar alındı.
Yerli üreticiler sistemleri kurma yeterliliğinde
EKONOMİ’nin görüştüğü yerli firmalar, yerli teknolojilerin kullanılması konusunda lisans alacak operatörlerin ana oyuncu olacağı süreçte, BTK’nın hazırlayacağı şartnameye odaklandıklarını vurguladılar. Bu bağlamda, zorunlu yerli teknoloji kullanımı öne çıktı. Daha önce yapılan görüşmelerde bir dizi öneriler sunulduğu, bunlardan ne kadarının şartnameye yansıyacağı konusunda da beklenti içinde olduklarını anlattılar.
Bunlardan ilki, elbette tüm yetenekleri kavrayacak şekilde bir yerli teknoloji kullanımının zorunlu tutulması geliyor. Bu konuda kamu tarafının da istekli olduğu belirtiliyor. Özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın hedef olarak tüm teknolojiye sahip olunması yönündeki girişimi tam başarıya ulaşamasa da ana teknolojilerin tamamının yerli olarak kullanılması mümkün görünüyor. Hatta, ana yüklenici olarak yerli bir firmanın seçilmesi, ihtiyaç duyulan yabancı teknolojilerin de satın alındığı bir sürecin işletilebileceği kaydediliyor.
Ulusal güvenlik için kritik öneri
Yerli firmaların bir başka isteği ise operatörler açısından maliyetleri yükseltici olsa da başta çekirdek şebeke olmak üzere, yerli firmalardan da belirli oranlarda hizmet alınması oldu. Burada trafiğin, özellikle ulusal güvenlik açısından önemli olan kritik iletişimin yerli ürünler üzerine yönlendirilmesi, başarı sağlanmasıyla trafiğin giderek artırılarak yerli firmaların güçlenmesinin sağlandığı bir model öneriliyor. Baz istasyonları başta olmak üzere donanım ve yazılımın birlikte ağırlık taşıdığı alanlarda da sembolik olmayacak şekilde güçlü alanların ayrılması, daha sonra genişleme aşamasında yeni siparişlerin verilmesi de önerildi. Yerli teknoloji firmaları, kendilerine güvendiklerini operatörler açısından tatmin edici sonuçların görülmesi, ispatlanmasıyla siparişlerin artacağı bir modele hazır olduklarını vurguladılar. Firmalar, bu süreçte yerli firmaların gelişmesini sağlayacak bir yapı kurulmazsa, firmaların küresel rekabet güden ve kamu desteği kullanan başta Çin firmaları olmak üzere, diğer ülkelerin güçlü firmalarının hakim olacağı pazarda, sınırlı bir alanda faaliyet gösteren zayıf şirketler olarak kalma riskini taşıdıklarını vurguladılar. Mevcut görünümde, yabancı firmaların fi yat bakımından yıkıcı rekabet yapabildikleri, operatörlerin de yatırım aşamasında fi yatlara ağırlık verme eğiliminde olduğu, destek mekanizması ve zorlayıcı tedbirlerle yerli firmaların büyümesinin sağlanabileceğini vurguladılar.