AYSEL YÜCEL
Kabotaj Kanunu’nun yürürlüğe girişinin 99. yılı, denizcilik sektöründe önemli başarılarla kutlanıyor. 1 Temmuz 1926’da yürürlüğe giren kanunun Türkiye’de denizciliğin millileştirilmesi açısından tarihi bir dönüm noktası olduğunu hatırlatan İMEAK Deniz Ticaret Odası (DTO) Başkanı Tamer Kıran, geçen bu sürede Türk denizcilik sektörünün her alanda dünya çapında önemli bir noktaya geldiğini söyledi.
Tamer Kıran'ın da dikkat çektiği gibi Türk sahipli deniz ticaret filosu, tonaj olarak dünyada ilk 10’a girme eşiğine geldi.
1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramı kapsamında EKONOMİ gazetesinin sorularını yanıtlayan Tamer Kıran, Türk denizciliğinin yüz yıllık bir çabanın ürünü olarak bugün uluslararası ligde söz sahibi konuma yükseldiğini vurguladı.
Türk sahipli deniz ticaret filosunun 1 Ocak 2025 itibarıyla yaklaşık 52 milyon DWT’ye ulaştığını, böylece Türk sahipli filonun, dünya sıralamasında 11. sıraya çıkarak tarihindeki en yüksek seviyeye eriştiğini belirten Tamer Kıran, “Türkiye ile 10. sıradaki Birleşik Arap Emirlikleri arasında sadece 100 bin DWT fark kaldı. Birkaç büyük gemi alımıyla ilk 10’un içine girecek noktadayız” dedi. Göreve geldikleri 2018 yılında Türk filosunun dünya sıralamasında 15. sırada ve 28,5 milyon DWT civarında olduğunu hatırlatan Kıran, son 7-8 yılda önemli mesafe kat edildiğini söyledi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı verilerine göre, Haziran 2025 itibarıyla Türk sahipli deniz ticaret filosu yaklaşık 53 milyon DWT seviyesine geldi. Ocak’ta 2.092 adet olan filodaki gemi sayısı ise haziran ayına gelindiğinde 2.150'ye çıktı. Böylece son 6 ayda gemi adedi 58, toplam tonaj ise yaklaşık yüzde 2 arttı. Küresel çapta yaşanan yüksek enflasyona paralel artan maliyetlerin hem mevcut filoyu idame ettirmek hem büyütmek önemli bir mücadele gerektirdiğini dile getiren Kıran, “Sektöre yeni oyuncuların girmesi filodaki bu büyümede etkili oldu” dedi.
Küresel ticaretin son yıllarda ardı ardına gelen krizlerle sarsıldığını dile getiren Kıran, pandeminin ardından ticaret savaşları, yükselen enfl asyon ve son olarak fiziki çatışmaların denizciliğe önemli etkileri olduğunu söyledi. Kıran, şöyle konuştu:
“Bu yaşananlar hem insani boyutta hem de ekonomik olarak piyasaları ve denizciliği ciddi şekilde etkiliyor. Sigorta primleri ve navlun maliyetleri artıyor, bu da nihai tüketiciye olumsuz yansıyor. Savaşın gündemde kalması denizcilik adına ciddi bir sıkıntı kaynağı. Pandemide de çok zor bir dönem geçirdik ama o dönemin zorlukları farklıydı. Liman sıkışıklıkları vardı fakat buna rağmen denizcilik sektörü 1,5 yıl enerji ve gıda tedariğini sağlamak için oldukça özverili ve verimli bir süreç yaşadı. Ancak 2022 sonundan bu yana piyasa koşulları gerçekten çok zor. Verimli bir dönem değil denizcilik için”.
Bunun yanında en büyük sorunlardan birinin artan maliyetler olduğunu ifade eden Kıran, “Küresel enflasyonla birlikte maliyetler geri dönülmez bir şekilde yükseldi. Navlunlar aşağı gelmesine rağmen maliyetler olduğu yerde kaldı. Bu yüzden kârlılıklar düştü. Maliyet artışlarıyla başlayan, ticaret savaşlarıyla devam eden ve son olarak fiziki savaşla zirve yapan bir süreçten geçiyoruz. Talep daralıyor, yatırımlar beklemeye alınıyor” ifadelerini kullandı.
Küresel deniz ticaretinde yıllar sonra küçülme bekleniyor
2025 yılında küresel deniz ticaretinde yüzde 0,5 küçülme öngörüldüğünü, buna karşın dünya filosunun yüzde 3 büyüme beklendiğini ifade eden Kıran, bu durumun arz-talep dengesini olumsuz etkilediğini belirtti. Kıran, şu bilgileri verdi: “Küresel deniz ticaretinde 2024’te yüzde 0,5 küçülme öngörülüyor. Bu uzun zamandır ilk defa olacak. Daha önce sadece pandemi döneminde yaşanmıştı. Buna karşın dünya deniz ticaret filosunda yüzde 3 büyüme öngörülüyor. Arzın arttığı, talebin düştüğü bu tabloyu bir daralma olarak değerlendirmek gerekir. Ayrıca liman sıkışıklıkları da yeniden gündeme geliyor, gemiler limanda daha uzun kalıyor. İki yıldır yok denecek kadar azalan hurdaya çıkışın önümüzdeki dönemde pozitif bir etkiye dönüşmesi söz konusu olabilir. 2021 yılında 761 adet gemi geri dönüştürülmüşken 2022’den itibaren bu sayı hemen hemen yarı yarıya azalmış 2024 yılında 369’a düşmüştür. Bu sayının yeniden artması sektör için bir denge unsuru olabilir. Bu durum navlunlar üzerinde olumlu bir etki yaratabilir. Ancak 2026 için de çok umut artırıcı bir tablo görünmüyor. Yine de dünyada her şey çok hızlı değişiyor. İçinde bulunduğumuz bölgede savaşların son bulması, ticaret savaşlarının sönümlenmesi, savaş yaşanan ülkelerin yeniden inşası gündeme gelirse daha iyimser bir tablo oluşabilir.”
“Cari açığa pozitif katkı sunuyoruz”
Denizcilik sektörünün hem döviz kazandırıcı etkisi hem de Türkiye’nin uluslararası görünürlüğüne katkısı açısından stratejik önemde olduğunu vurgulayan DTO Başkanı Kıran, “Türk denizciliği olarak kostercilikten başlayıp Akdeniz’e, Kuzey Avrupa’ya, Amerika kıtasına, Afrika’ya, Uzakdoğu’ya açıldık. Bugün gemi bakım-onarımda da dünyada hatırı sayılır bir yere geldik. Limanlarımız fevkalade çalışıyor. Deniz turizminden acentelere kadar her alanda alnımızın akıyla uluslararası arenada boy gösteriyoruz. Döviz bazlı ekonomik getirimiz, ülkemizin cari açığına olumlu katkı sağlıyor” diye konuştu.
“Yurt dışına yatırım globalleşme için doğru adım”
Son dönemde Türk denizcilik şirketlerinin yurt dışına yatırımlarını artırmasına yönelik değerlendirme yapan Kıran, “Denizcilik uluslararası bir iştir. Bu sektörde yer alan şirketler de uluslararası düşünmek, oyunu uluslararası kurallarla oynamak zorundadır. Bunun içinde yurt dışına gidip orada yapılanmak, yönetmek de vardır. Nihai faydalanıcı Türkiye’de yerleşik bir kurumsa ben bunun bir mahsuru olduğunu düşünmüyorum. Aksine küreselleşen dünyada bu adımlar teşvik edilebilir. Uluslararası arenada daha büyük bir oyuncu olabilmemiz için bu adımlara ihtiyaç var” diye konuştu.
"Denizcilik sadece ekonomi değil, milli güvenlik meselesidir"
Tamer Kıran’ın 1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramı mesajı ise şöyle: "Cumhuriyetimizin Mavi Vatanı olan denizlerde bağımsızlığın simgesi Kabotaj Bayramı’nın 99. yılını kutlamaktan gurur duyuyoruz. Kabotaj hakkı, Lozan Antlaşması’yla geri alınmış, 1926’daki Kabotaj Kanunu’yla deniz taşımacılığı Türk vatandaşlarına bırakılmıştır. Bu kazanım Montrö Boğazlar Sözleşmesi’yle pekişmiş, Türkiye’ye boğazlarda denetim sağlamıştır. Atatürk’ün denizciliği büyük bir ülkü olarak tanımlayan vizyonu doğrultusunda sektörümüz hızla gelişmiş, 2024’te Türk sahipli filo 52 milyon DWT ile dünyada 11. sıraya yükselmiştir. Denizcilik sadece ekonomi değil, milli güvenlik meselesidir. Mavi Vatan vizyonu, denizlerdeki haklarımızı kararlılıkla koruma iradesidir. Denizciliğe yapılan her yatırım, bağımsızlığımıza yapılan yatırımdır. Bu vesileyle Atatürk ve tüm denizcilerimizi minnetle anıyor, Kabotaj Bayramı’nı kutluyorum."
■ Yeşil dönüşümde belirsizlikler sürüyor
Denizcilik sektörünün önündeki bir diğer büyük sınavın, sıfır emisyon hedefleri olduğuna dikkat çeken Kıran, geleceğin yakıtı konusundaki belirsizliklerin sürdüğünü vurguladı. Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün (IMO) 2050 yılı net sıfır emisyon hedefleri ve Ekim 2025’te kabul edilmesi beklenen “IMO Net Sıfır Çerçevesi” uygulamaları kapsamında, konvansiyonel yakıtların yerine sıfır veya sıfıra yakın emisyonlu yakıtların ve teknolojilerin devreye alınması gerektiğine dikkat çeken Kıran, “Ancak halihazırda, konvansiyonel denizcilik yakıtlarının yerini alabilecek tek ve kesin bir alternatif belirlenebilmiş değil. Farklı gemi türleri ve coğrafi bölgeler için farklı yakıt seçenekleri gündeme geliyor. Bu durum, yeni gemi siparişlerinde ve liman altyapısı yatırımlarında ciddi belirsizlikler yaratıyor” dedi.
“Denizcilikte bir eğitim ordusu kurduk”
Türk denizcilik sektörün eğitim alanında da önemli başarılara imza attığını vurgulayan Kıran, ihtiyaç duyulan insan kaynağı yetiştirilmesine yönelik büyük bir altyapının kurulduğunu söyledi. Kıran, “Dünyada çok ciddi bir eğitim ordumuz var. 14 fakülte, 16 meslek yüksekokulu, 51 denizcilik meslek lisesinde 18 bin 480 öğrenci eğitim görüyor. Ancak bu yetmez, 85 milyon nüfuslu bir ülkede çok daha fazla ve kaliteli denizci yetiştireceğiz. Denizcilerimizin kalitesi her geçen gün dünya çapında kabul görmeye başladı. Buna da çok seviniyoruz. Dolayısıyla çalışanıyla, armatörüyle, tersanesiyle denizcilikte bir ticari ordu olarak bir bütün halinde büyüyoruz ve büyümeye de devam edeceğiz. Ülkemizi en güzel şekilde dünyada temsil etmeyi sürdüreceğiz” açıklamasını yaptı.