ESRA ÖZARFAT/BURSA
İçişleri Bakanlığı’nın talebiyle Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından Resmi Gazete’de 18 Şubat 2025’te yayımlanan “Araçların İmal, Tadil ve Montajı Hakkında Yönetmelikte Değişiklik” düzenlemesi, sektörü durdurdu.
TAMMDER Başkanı Abdullah Kodalak, değişiklikle ilgili, sektörün şubat ayından bu yana üretimi durdurduğunu, devletin ise milyarlarca liralık vergi gelirinden mahrum kaldığını açıkladı. İçişleri Bakanlığı'nın talebiyle yayımlanan ve araçlara kamera, acil durum butonu gibi yeni donanımlar zorunlu kılan düzenleme, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından teknik şartlara bağlandı. Ancak istenen donanımların dünya genelinde bile üretilmediğini söyleyen Kodalak, “Bu donanımı karşılayacak üretici şu anda yok. Sektör durmuş durumda” dedi. Kodalak, yönetmeliğin “yayımlandığı tarihte yürürlüğe girer” ifadesiyle hazırlıksız şekilde uygulamaya alınmasının sektörde büyük kaosa yol açtığını belirtti. “Bu tip araçlar uzun vadeli yatırımlarla üretiliyor. Milyon dolarlık siparişlerin olduğu bir sektörde bu kadar ani bir geçiş büyük bir hata” dedi. İçişleri Bakanlığı daha sonra düzenlemenin uygulanma tarihini 1 Temmuz 2025’e erteledi. Ancak donanım kriterlerini belirleyen Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bu ertelemeyi dikkate almadı. Kodalak, “İçişleri geri adım attı ama Sanayi Bakanlığı hâlâ direniyor. Bu koordinasyonsuzluk sektörün felç olmasına neden oldu.” diye konuştu.
Yan sanayi de darbe aldı, kamu zararı dev boyutta
Krizin yalnızca üst yapı üreticilerini değil, camdan koltuğa, emniyet kemerinden elektronik aksama kadar yüzlerce tedarikçiyi de etkilediğini vurgulayan Kodalak, “Beş aydır yüzlerce üretici beklemede. Devlet de araç satış ve dönüşüm işlemlerinden elde edeceği milyarlarca liralık vergi gelirinden oldu” dedi. TAMMDER Başkanı Kodalak şunları söyledi: “Olmayan bir ürünün zorunlu tutulması, üreticilerin çaresiz bırakılması, kurumlar arası iletişimsizlikle birleşince sonuç kaçınılmaz oldu: sektör çökme noktasında. Bu sadece bir hata değil, ağır bir ihmal ve kamu zararına neden olan ciddi bir yönetim sorunudur.”
Yaz sezonu kaçtı, 8 bin araç depolarda bekliyor
Hafif Ticari Araç Üst Yapıcıları ve Tedarikçileri Derneği (HTA), okul taşıtlarında zorunlu hale getirilen kamera sistemleri nedeniyle sektörün üretim yapamaz hale geldiğini duyurdu. 5 aydır stokta bekleyen binlerce araç var. HTA tarafından yapılan açıklamada, “Sabah kalktık ve üretim yapamaz hale geldik” ifadelerine yer verilirken, özellikle okul taşıtlarına zorunlu hale getirilen yeni kamera ve kayıt cihazlarının Türkiye’de üretilmediği vurgulandı. Yurt dışından ithal edilen ürünlerin ise özel yazılım ve teknik donanım gerektirdiği için piyasada temin edilemediği açıklandı. Açıklamada üst yapıcılar için en yoğun üretim dönemi olan yaz aylarında üretim yapılamadığı belirtilirken, şu anda 44 üretici firmada toplam 8 bin okul taşıtının tamamlandığını ancak donanım eksikliği nedeniyle teslim edilemediğini ifade edildi. Dernek, “Okullar haziranda kapanır, biz kışın sipariş alır, yazın teslim ederiz. 5 aydır olmayan bir cihazı bekliyoruz.” açıklamasını yaptı.
“Taahhütle onay güvenlik açığı oluşturur”
Sanayi Bakanlığı’nın son olarak ‘taahhütle onay’ uygulamasına geçtiği, yani cihaz üreticisinin bazı teknik şartları daha sonra tamamlayacağına dair beyanla üretime izin verileceği öğrenildi. Ancak HTA, bu yöntemin ciddi güvenlik açıklarına yol açabileceği uyarısında bulundu. Dernek, “Taahhütle onay alınsa bile sadece stokta bekleyen 8 bin araç değil, toplamda dönüşmesi gereken 600 bin araç var. Bu kapasiteye uygun üretici yok” açıklamasını yaptı. 18 Şubat ile 4 Mart tarihleri arasında üretim yapan firmaların usulsüz üretim yapar duruma düşürüldüğü de vurgulanırken, bazı üreticilerin ruhsatlarının iptal edildiği de dile getirildi. Dernek açıklamasında, yaşanan bu krizin sadece üreticileri değil, araç teslimi bekleyen firmalar ve Milli Eğitim Bakanlığı’nı da doğrudan etkilediği kaydedildi. HTA, bu kadar kritik bir düzenlemenin sektörden hiçbir görüş alınmadan hazırlanmasını eleştirerek, “Okul taşıtlarında milli güvenlik elbette önemli, ancak önce cihazların fizibilitesi yapılmalı, altyapı hazırlanmalıydı. Bütün uyarılarımıza ve erteleme taleplerimize rağmen sonuç alamadık.” açıklamasında bulundu.
“Türkiye’de cihaz yok, dünyada da yok”
GRL Otomotiv Genel Müdürü Murat Arslan da yerli üretim olmadan, güvenlik soruşturması yapılmadan belge verilmesinin büyük risk olduğunu belirterek, cihazların teknik şartnamesinin 22 Nisan’da yayımlandığını, ancak hâlâ üretimin başlamadığını hatırlattı. Arslan, “Sadece sektör değil, Bakanlık da şu anda kamera ithalatçılarının inisiyatifine kalmış durumda. Biz üreticiler araç üretemiyoruz. Yerli üreticiler, dünyanın her yerine okul servisi üretebilirken, Türkiye’de kendi ülkelerine araç veremez hale geldiler. Firmamızda 250 çalışan bu belirsizlik nedeniyle bekliyor. Ülke genelinde onlarca üretici aynı durumdadır. Yeni eğitim dönemine girerken bu sorun çözülmezse servis krizine yol açacak.” dedi.
“İşçi mi çıkaracağız, şirketi mi kapatacağız, bilemiyoruz!”
MŞR Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı Ali Acar ise yönetmeliğin sektörü durma noktasına getirdiğini ve Türkiye’nin katma değerli üretim gücünü tehdit ettiğini söyledi. Acar, “Dünya markalarına ihracat yapan bir sektörü durdurdular. Ne cihaz var, ne açıklama. Bu belirsizlik artık sürdürülemez” diye konuştu. Yönetmelik nedeniyle birçok üretici firmanın elindeki araçları teslim edemediğini ve finansal darboğaza girdiğini belirten Acar, “Elinde stoğu olan üreticiler geçmişe dönük çeklerini ödemekte zorlanıyor. Üretim durmuş durumda. İşçi mi çıkaracağız, şirketi mi kapatacağız, bilemiyoruz. Ne bu sürecin geçici olup olmadığına dair bilgi var, ne de net bir takvim” dedi. Üst yapı üretiminin yan sanayiyle birlikte yaklaşık 10 bin kişilik bir istihdam sağladığını belirten Acar, yaşanan krizin sadece üretimi değil, binlerce çalışanın da geleceğini etkilediğini söyledi.