Şans Sohbetleri'nde bu hafta Ağaoğlu ve Güldağ, enflasyon ve siyasetteki gelişmelerin ışığında TCMB'nin atabileceği adımları ve borsadaki etkilerini tartıştı.
Ekonomist Ali Ağaoğlu ve gazeteci Hakan Güldağ, haftanın sohbetinde Borsa İstanbul’daki gelişmeler ile hisse piyasasını etkileyecek dinamikleri tartıştı. Açığa satış yasağının uzatılmamasını piyasa açısından olumlu olarak değerlendiren Ali Ağaoğlu, eylül ayındaki olası siyasi gelişmelerin risk olarak algılandığını ve risk almak istemeyen yatırımcıların pozisyon kapatma yoluna gittiklerini söyledi. Ağaoğlu, siyasi ve politik risklerin yarattığı belirsizliğin borsayı olumsuz etkileyebileceğine işaret etti. Hakan Güldağ da faiz indirimlerinin yarattığı olumlu havaya karşın Suriye’deki gelişmeler ve İsrail ile ilişkilerin dikkatle izlendiğini ifade ederek, bu süreçte ekonomi yönetiminden çok siyasete daha fazla iş düştüğünü kaydetti.
Gazeteci Hakan Güldağ ve ekonomist Ali Ağaoğlu, bu haftaki Şans Sohbetleri'nde Merkez Bankası'nın perşembe günü açıkladığı enflasyon raporundaki 'tahmin' ve 'ara hedef' kararları ile döviz hareketlerini tartıştı. Kurda hassas ayarı TL'den dövize yönelim olup olmamasının belirleyeceğini vurgulayan Güldağ, dışardan para çekilemediğini, dövizin ipinin yavaş yavaş bırakılacağını söyledi. Ağaoğlu ise "Yabancıdan gelen para çok düşük. Yılbaşından bu yana gelen yaklaşık 18-20 milyar dolar vardı, 13-14 milyarı geri çıktı. Türkiye’de kalan yabancı para 3-4 milyar doları geçmiyor. Altını çizerek söylüyorum; 'Yabancı Türkiye’yi sömürüyor' gibi söylemler hamasi. Gerçekte carry trade yapan yüzde 85-90 Türkler ve kazancın aslan payını da Türkler alıyor" dedi.
Ekonomist Ali Ağaoğlu ve gazeteci Hakan Güldağ, haftanın sohbetinde piyasa gündemi ile KOBİ tanımına yönelik düzenlemeleri değerlendirdi. Mevduattaki stopaj artışının tasarruf yerine tüketim tercihini desteklediğini ifade eden Ali Ağaoğlu, halihazırdaki enflasyon- faiz farkının tasarruf eğilimini desteklemekten uzak kaldığını söyledi. Hisse senedi piyasasının faiz indirimine hazırlık yaptığını da belirten Ağaoğlu, borsa, faiz, kur, altın diye bakıldığında her şeye rağmen mevduat faizinin hâlâ cazibesini koruduğuna işaret etti. KOBİ tanımının güncellenmesinin birçok şirkete finansman desteklerinden yararlanma olanağı yarattığını vurgulayan Hakan Güldağ, bununla birlikte rahatlamanın krediye erişimin koşullarının iyileştirilmesiyle sağlanabileceğini söyledi.
Ekonomist Ali Ağaoğlu ve gazeteci Hakan Güldağ, haftanın sohbetinde faizlere ilişkin piyasa beklentilerini tartıştı. Güldağ, reel sektörün 24 Temmuz’da 400-500 baz puan faiz indirimi beklendiğine işaret ederken, Ali Ağaoğlu, indirimin 350 baz puan seviyesinde olacağı tahmininde bulundu. Ağaoğlu, bu dönemde mevduatta stopajın sıfırlanmasının, TL’nin cazibesini ve para politikasının etkinliğini artıracağı görüşünü dile getirdi. Faiz indiriminin yanı sıra kredi kısıtlamalarının hafifletilmesi taleplerine de vurgu yapan Hakan Güldağ, indirim döngüsüne girildiğinde TL varlıklara talebi korumanın önemli hale geleceğine dikkat çekti.
Ekonomist Ali Ağaoğlu ve gazeteci Hakan Güldağ, Fed’in olası faiz indirimi ve Trump yönetiminin agresif gümrük vergileri ile ABD bütçesine 2 trilyon dolar yük getirmesi beklenen vergi indirimi paketinin, doların değerine etkisini tartıştı. Fed’den bu yıl iki faiz indirimi beklediğini ifade eden Ağaoğlu, bunun dolar endeksini aşağı çekeceğini söyledi. Endekste 97,80’in altındaki kapanışı “kritik” olarak niteleyen Ali Ağaoğlu, bunun teknik olarak 95’e gidiş anlamına geleceğini ve bu değerin de Euro’yu 1,20-1,22 seviyesine taşıyacağını kaydetti. Ağaoğlu, altında 3.140 dolara kadar gidebilecek yeni bir düzeltme beklentisine de işaret etti. Hakan Güldağ da Euro’nun dolara karşı değerlenmesinin Türk ihracatçısına nefes aldıracağına işaret etti.
Basra Körfezi’nin küresel enerji lojistiğindeki önemine dikkat çeken Ali Ağaoğlu, İran’ın Hürmüz boğazını kapatmasının petrol fiyatlarında tahminlerin ötesinde bir artışa yol açabileceğine işaret etti. Gelişmelerin yüksek petrol ve emtia fiyatları üzerinden Türkiye’ye de olumsuz etkileri olacağını belirten Ağaoğlu, altında olası yeni rekorlar için de, bu haftanın kritik olduğunu kaydetti. Ağaoğlu, TCMB’nin de kur tarafında gereksiz beklentilere yol açmamak adına faizlerde değişikliğe gitmeyeceği beklentisini dile getirdi. Hakan Güldağ, yeni gerilim ve çatışmaların Türkiye ekonomisini zorlayacağına dikkat çekti. Petrol fiyatlarındaki artışın uzun sürmesi halinde Türkiye’nin cari işlemler dengesinde ilave baskı oluşturacağına vurgu yapan Güldağ, bu durumun başta savunma olmak üzere kamu harcamalarında da ek artış ihtiyacı yaratacağını belirtti.
Borsa İstanbul’un Ağustos 2024’te gördüğü 3,03 seviyesinden bu yana oluşan boşluğu dolduramadığına işaret eden Ali Ağaoğlu, halen 2,30’larda seyreden endeksin 3 dolara gelmesini “çok zor” gördüğünü söyledi. Ağaoğlu, “Yeni bir düşme yaşanması durumunda 2,10 dolara kadar gerileyebiliriz. Borsada hikaye yok, işlem hacmi düşük. Böyle durumlarda Amerikalılar 'sat tatile çık' derler. Bu risk var” yorumunu yaptı. Şirket karlılıklarındaki düşüşe vurgu yapan Hakan Güldağ, politik alanda yaşanan gelişmelerin yarattığı risklere dikkat çekti. Güldağ, "Koşullar değişti. Deve bir akçe, deve bin akçe. Siyasette olumlu gelişmeler yaşanmazsa, devenin değeri hepten düşer” dedi.
Swap hariç TCMB'nin net rezervinin 16,4 milyar dolarla son 10 ayın en düşük seviyesine indiğini belirten Hakan Güldağ, "Ekonomi yönetiminin işi çok zorlaştı… Merkez Bankası sıkı para politikasını daha da sıkmaktan başka yol bulamıyor. Yapılanlar 'rasyonele dönüş' öncesi yapılanları hatırlatıyor" yorumunu yaptı. Ali Ağaoğlu ise "Politika yapıcıların attıkları adımların maliyetleri konusunda hiç düşünmediklerini görmek hakikaten çok yorucu ve üzücü. TÜ- SİAD Başkanına ziyaret pozitif bir şey. Bir barış dalı... Ama o kadar çok şey kırıldı ki yolda, tamiri çok zor. Sağlık, aile.. Hepsi lastik toptur, geri gelir. Fakat güven kristal bir toptur. Yere düştüğünde paramparça olur. Tek yol güvenin yeniden tesisi…" değerlendirmesinde bulundu.