Güldağ: KOBİ tanımı değişti. Ciro 500 milyondan 1 milyar liraya çıktı. Bir çok şirket KOBİ kredilerinden yararlanabilecek. Tabii KOBİ kredileri de artarsa...
Ağaoğlu: KOBİ tanımını iyileştirmek gerekiyordu. Yapıldı. İyi de oldu. Ama KOBİ kredileri için belirlenen yüzde 2,5’luk artışa giren şirket sayısı artıyor. Basit bir matematik. Şimdi radikal bir adımla kredi artış hızını en az yüzde 5’e çıkarmak doğru olur.
Güldağ: KOBİ kategorisinde hiç sınır da olmayabilir. Sonuçta redi de bir ürün. Ürünü kısıtladıkça fiyatı da artıyor. Arz-talep meselesi. Asıl soru faiz ne olacak?
Ağaoğlu: Faizde esaslı bir değişiklik olmasının en temel koşulu stopajın indirilmesi ya da sıfırlanması. Vatandaş tasarrufunu yüzde 43 faizle mevduata yatırdığında yüzde 17,5 stopaj ödüyor. Yani eline geçen faiz 35,47. Enflasyon yüzde 33,5. Fark 2 puan. Bu küçük fark için tasarrufa yönelim zor. Tasarruf etmeyip harcayacakların sayısı artar. Bu da enflasyonu artırır. Hane halkının enflasyon beklentisinin düşmemesinin en büyük sebebi bu. Tüketim devam ediyor. Oysa stopajı sıfırlayın, faizi de düşürürsünüz.
Güldağ: Sonuçta, krediler mevduattan yapılıyor. Stopaj düzenlemesi tasarruf sahibine dönük yapılsa da, vatandaşla sınırlı kalmıyor. Kredi maliyeti mevduat getirisinin bir fonksiyonu olarak oraya yansıyor. Bankalarda TL mevduatın toplamın yüzde 60'ı olma zorunluluğu nedeniyle mevduat faizleri düşüş eğilimine rağmen bir seviyeyi koruyor. Bu durumda hangi yatırım aracı?
Ağaoğlu: Borsa, faiz, kur, altın diye bakarsan, halen TL. Hem şirketler hem mevduat sahipleri için her şeye rağmen, hâlâ pozitif bir getirinin olduğu bir dünyadayız. Borsa müstakbel faiz indirimlerine karşı hazırlık yapıyor. Özellikle bankacılık sektöründe. Borsanın yatırımda hesaba katılması gerektiğini söylemiştik. Ancak kısa vadede enflasyonu yenen bir başarı beklemem. Kamu büyük bir zam yapmadığı sürece -ki gelmeyecek, Merkez Bankası'ndan 11 Eylül'de 250-300 puanlık indirim gelir. Sonrasında 250'şer puanlık adımlarla devam edebilir. Yıl sonu politika faizi beklentimi 32,5 olarak revize ettim. Kur tarafında oldukça yavaş bir seyir var. Borsanın hesaba katılması gerektiğini geçen haftalarda söylemiştik. Ancak TL mevduat hâlâ borsa ve kura göre daha cazip.
Altında iki senaryo da 4 bin dolara odaklı
Güldağ: Altında beklentin nedir?
Ağaoğlu: 3400 seviyesini dördüncü kez aştıktan sonra 3275’e kadar beklediğimiz düzeltme geldi. Altında teknik olarak 3500 seviyesi kritik. Eğer 3550 aşılırsa 4000 dolar görülür.
Güldağ: Bu yılın senaryosu mu bu?
Ağaoğlu: İki senaryom var. İlki, 3500-3550 aşılır ise bu yıl 4.000'i görürüz. Yok eğer 3500 bandı aşılmaz, geriye çekilme başlarsa 3050 dolara, hatta 2950 dolara kadar aşağıya sarkabilecek bir düzeltme gelir. Ama oradan yine bir yıl içinde 4000'e giden bir senaryo. İkisi de birbirine yakın senaryolar. Ama biri yeni yılda. Çünkü artık FED faiz indirimleri piyasanın fiyatın içine girdi. Gümüş de altına bağlı olarak 42,5-43'lere bir hareket yapacaktır.
ABD, Rusya ile anlaşırsa petrol 55 $'a iner
Güldağ: Petrolde neyi izleyeceğiz?
Ağaoğlu: Petrolde kritik nokta Trump ile Putin arasında cuma günü Alaska'da yapılacak görüşme. İki taraf da masaya gelmeye istekli. İlginç olan, Rusya'ya baskının Hindistan üzerinden gelmesi. Rus petrolüne er çok alıcısı Çin, ikincisi Hindistan, üçüncüsü Türkiye. Rafine ürünlerde, özellikle dizelde, en büyük alıcı biziz. Trump, Çin’e doğrudan müdahale edemez ama Hindistan’a gümrük vergileri üzerinden baskı yaparak devlet rafinerilerinin Rus petrolünü almayı yavaşlatıp ABD'ye yönelmesini sağlayabilir. Yaptırımlar gelirse Putin’in eli zayıflar. Anlaşma halinde Brent petrol 55 dolara kadar gerileyebilir. Olmazsa da 70-72 doların üzerine zor çıkar ve kalıcı olmaz.