İklime bağlı hava değişiminin zeytine verdiği zarardan daha fazlasını hükümetin uygulamaları verdi ve vermeye devam ediyor.
Zeytin ve zeytinyağında yeni bir sezon başladı. Zeytin üretim bölgelerinde hasat devam ediyor. Hasat devam ederken zeytin ve zeytinyağı rekoltesi henüz açıklanmadı.
Türkiye’de zeytin ve zeytinyağı rekolte tespiti uzun yıllardan beri Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi tarafından yapılıyor. Birkaç yıl öncesine kadar konsey, paydaşların katılımı ile rekolteyi tespit eder ve kamuoyuna açıklardı. Fakat son yıllarda Tarım ve Orman Bakanlığı bu uygulamayı sonlandırdı. Rekolte tespiti yapıldıktan sonra, hazırlanan rapor bakanlığa gönderiliyor. Bakanlık rekolte üzerinde bir çalışma yaptıktan sonra kendisi açıklıyor. Bildiğim kadarıyla rekolte tespiti yapıldı ve Ankara’ya gönderildi. Bakanlığın açıklaması bekleniyor. Neden açıklanmıyor, neyi bekliyorlar? Bilmiyoruz.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), mayıs ayında yayınladığı bitkisel üretime ilişkin ilk tahmininde, 2024 yılında 3 milyon 750 bin ton olan zeytin üretiminin 2025 yılında yüzde 40 azalma ile 2 milyon 250 bin ton olacağını duyurdu.
Ayvalık’ta zeytin hasat günleri
Zeytin üretim bölgelerinde hasat büyük bir hızla devam ediyor. Zeytin hasadı yapılan hemen her il ve ilçede hasat günleri, hasat şenliği düzenleniyor. Bu da bir gelenek haline geldi. Bu hasat günlerinde Ayvalık öne çıkıyor. Uzun yıllardan beri hasat günleri etkinlikleri yapılıyor.
Tarım yazmaya başladığım 1996 yılından sonra zeytin hasadına ilk kez Ayvalık’ta katıldım. Ayvalık’ta, Betül Mardin’in daveti ile katıldığım o ilk hasat etkinliklerinde o dönem zeytin ve zeytinyağı konusunda yazılarıyla ülkeyi aydınlatan Tuğrul Şavkay, Ergun Köknar, Güngör Uras, Artun Ünsal gibi ustalar vardı. Kendilerini saygıyla anıyorum.
Sonraki yıllarda Ayvalık’ta her yıl farklı bir tema ile hasat günleri düzenlendi. Ayvalık Ziraat Odası Başkanı Ahmet Sucu, Eski Ayvalık Belediye Başkanı Ali Nedim Güreli, Ayvalık Ticaret Odası Başkanı Ziya Şensal, Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Birliği Başkanı Cahit Çetin, Sezai ve Salih Madra kardeşler, Mustafa Kürşat, Selim Kantarcı, Halil Kantarcı, Belediye Başkanlığı döneminde Hasan Bülent Türközen, Ticaret Odası ve Belediye Başkanlığı döneminde Rahmi Gençer, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ve daha birçok kişinin bu hasat günlerinin kökleşmesinde ciddi emeği var. En önemlisi de Ayvalık’ta zeytin ve zeytinyağı üretenler, esnaf, halk bu etkinliklere sahip çıktı.
Ayvalık Belediye Başkanı Mesut Ergin bu köklü ve geleneksel etkinliği uluslararası boyuta taşıyarak sürdürüyor. Son 20 yılda yapılan etkinliklerden neredeyse tamamına konuşmacı veya dinleyici olarak katıldım. Bu hasat etkinliklerinde sektörün sorunları, hedefleri, sezon değerlendirmesi, hükümete verilecek mesajlar konuşuluyor. Son yıllarda bu yönü biraz zayıfladı. Sektör temsilcileri görüş bildirmekte çekiniyor, korkuyor.
Son olarak geçen hafta sonu yine Ayvalık’ta zeytin hasadındaydım. Hem Yudum’un 50. yılı etkinliklerine katıldım hem de Ayvalık Belediyesi’nin Uluslararası Zeytin Hasat ve Turizm Festivali’nde konuşmacıydım.
Hükümetin kararları zeytine iklimden daha çok zarar veriyor
İklim Kanunu’nun zeytinciliğe etkilerini anlatmam istendi. İklim Kanunu, 9 Temmuz 2025 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi Yasada zeytincilikle ilgili hiçbir düzenleme yok. Kanun, karbon piyasasını düzenlemeyi, sera gazi emisyonların azaltılmasını hedefliyor.
Kanun ile tarım, orman, mera ve sulak alanların korunması öngörülüyor. Ancak, uygulamada bu alanların korunmadığını, acele kamulaştırma kararları ile bu alanların madencilik ve enerji yatırımlarına açıldığına neredeyse her gün tanık oluyoruz.
İklim Kanunu ile sera gazı emisyonlarının azaltılması hedeflense de fosil yakıtlardan vazgeçilmiyor. Zeytin ağaçları kesilerek, sökülerek kömür çıkarılmaya devam ediliyor.
İklime bağlı hava değişikliklerinin tarıma, zeytine ciddi zarar verdiğini biliyoruz ve yaşıyoruz. Türkiye’de bu yıl yaşanan zirai don, kuraklık, dolu ve benzeri felaketler birçok ürüne ciddi zarar verdi.
Kuraklık nedeniyle 2022 ve 2023’te İspanya’da zeytin üretimi dolayısıyla zeytinyağı üretimi yarı yarıya azaldı. İspanya’daki üretim düşüşü Türkiye için büyük bir fırsat oldu. Türk zeytinyağının değeri, fiyatı arttı. Fakat, Türkiye yanlış kararlarla bu fırsatı yeterince değerlendiremedi.
Türkiye’de de zeytin ve diğer ürünler olumsuz hava koşullarından olumsuz etkileniyor. İklime bağlı hava değişiminin zeytine verdiği zarardan daha fazlasını hükümetin uygulamaları verdi ve vermeye devam ediyor.
Temmuz ayında meclisten geçen ve Resmi Gazete’de yayımlanan torba kanun ile zeytin sahalar madenciliğe, enerji yatırımlarına açıldı. Zeytin ağaçlarının kesilmesi, taşınması yasal hale getirildi. Bu düzenleme ile Türkiye’deki zeytin ağaçlarının güvende olduğunu söylemek mümkün değil.
İhracat yasaklarının faturası ağır oldu
Hükümetin aldığı kararlarla, 2021 - 2024 döneminde zeytinyağı ihracatına tam dört kez kısıtlama, ihracat yasağı getirildi. İhracatta fon uygulamasına geçildi. Kota getirildi. Bundan daha büyük zarar olur mu? Şimdi bu yanlışların faturası ödeniyor. İhracat azalıyor, fiyat rekabeti yapılamıyor.
İhracat yasakları, fon ve kota uygulamaları ihracatın düşmesine neden oldu. Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği’nin 7 Ekim’de yayınladığı son verilere göre, 1 Kasım 2023- 30 Eylül 2024 tarihleri arasında yani 2023 - 2024 sezonunda zeytinyağı ihracatı 65 bin ton olarak gerçekleşirken 2024-2025 sezonunda yüzde 24 düşüşle 49 bin tona geriledi. İhracattan elde edilen döviz yüzde 48 azalarak 470 milyon dolardan 244 milyon dolara düştü. Şu anda herhangi bir yasak kalmadı ama pazarlar kaybedildi, fiyat rekabeti yapılamadığı için ihracatta büyük sıkıntı olacağı görülüyor.
Zeytinde yasak uygulanmadığı için tablo daha iyi. 1 Ekim 2023-30 Eylül 2024 tarihlerinde 78 bin ton olan zeytin ihracatı 2024-2025 sezonunda 100 bin tona çıktı. İhracat geliri aynı dönemde 210 milyon dolardan 255 milyon dolara yükseldi.
Zeytin ve zeytinyağı destekleri azaldı
Zeytin ve zeytinyağında verilen destekleme primi gündeme dahi gelmiyor. Çünkü yeni destekleme modeli ile fark ödemesi(prim), Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Tarım ve Orman Bakanlığı’nın adeta keyfine bırakıldı. Bu iki bakanlık isterse, bütçede de para olursa prim verilecek. Prim verilmesi yönünde hiçbir çalışma, çaba yok.
Zeytinyağında destekleme primi uygulaması ilk olarak 1998 yılında litre başına dolar bazında 40 sent olarak başladı. 2024 yılına geldiğimizde prim dolar bazında 3 sente kadar düştü.
Yeni destekleme modeline göre, 2025 yılı için zeytin üreticisine dekar başına 244 lira ödeme yapılacak. Bunun ödemesi 2026 bütçesinden olacak.2026 üretim yılı için dekar başına temel destek 310 lira olarak belirlendi. Bu desteğin ödemesi de 2027 yılı bütçesinden yapılacak.
Dikkat çekici olan, bütün bu gelişmeler yaşanırken zeytin sektörünün büyük oranda sessiz kalması. Sektör temsilcileri bu sorunları dile getirmeye çekiniyor, korkuyor.
DİR yeniden gündemde
Bu sezon zeytinyağı üretiminin ne kadar olacağı konusunda resmi bir açıklama henüz olmasa da üretimin 200 bin tona yakın olacağı konuşuluyor. Geçmişten gelen stoklar da var. Ayvalık’ta herkesin konuştuğu konulardan birisi zeytinyağı fiyatı. Üretimin geçen yıla göre azalması nedeniyle fiyatlarda bir artış var. İhracatçılar, İspanya’da yağın litresinin 4 Euro, Türkiye’de ise 6 Euro civarında olduğunu belirterek bu şartlarda ihracat yapmanın mümkün olmadığını ve Dahilde İşleme Rejimi (DİR) kapsamında ithalata izin verilmesini istiyor. Bu konuda Ticaret Bakanlığı’na yazı ile başvuru yapıldığını öğrendik. Geçmişte çok tartışılan DİR kapsamında ithalat bir kez daha gündemde. İthalat olursa üretici bundan ciddi zarar görür.
Zeytin üreticisinin üretim maliyetlerinde ciddi artışlar var. Fiyatın düşürülmesi üreticiyi zeytine, üretime küstürür. Yapılması gereken üreticinin primle desteklenmesi, geçmişte olduğu gibi markalı, ambalajlı ihracat yapanlara özel destekler sağlanması.
Bütün bunlar yaşanırken iç tüketimin artması için zeytinyağı fiyatlarının tüketicinin alabileceği seviyede olması gerekir. Tüketicinin alım gücü düştüğü için zeytinyağı almakta zorlanıyor. Fırsatçılar devreye girerek tağşişli yağları zeytinyağı diye satıyor. Tarım Bakanlığı’nın taklit ve tağşiş listesinde en çok teşhir edilen ürünlerden birisi zeytinyağı.
Özetle, zeytin ve zeytinyağı sektörü için çok zor bir sezon yaşanacak. Yakından izleyerek gelişmeleri paylaşmayı sürdüreceğiz.
Yudum’un 50.hasat yılı
Zeytinyağında pazar lideri olan Savola Gıda, Yudum markasının 50. yılını kutluyor. Ayvalık’ta 17-19 Ekim tarihlerinde 50. yıl etkinlikleri kapsamında yeni ürünlerini tanıtan Savola Gıda, iki yıldır Ayvalık’ta oluşturduğu Yudum Egemden Zeytin Ormanı’nı Ayvalık Kadın Kooperatifi’ne devrederek sürdürülebilirliğe ve toplumsal faydaya kalıcı bir katkı sunmayı hedefliyor.
Ayvalık’taki fabrikasında, 1975 yılından bu yana zeytinyağı üretimi yapan Savola Gıda, 50.yıla özel olarak tasarlanan ambalaj ve coğrafi işaretli “Yudum Egemden 50. Yıl Natürel Sızma Zeytinyağı’nı piyasaya sundu.
Zeytinyağı üretiminde yarım asrı tamamladıklarını belirten Savola Gıda Türkiye Genel Müdürü Houmer Balazadeh şunları söyledi: “Türkiye’ye ve potansiyeline inanan, toplumsal duyarlılığı yüksek bir şirketiz. Türkiye’deki yatırımlarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. Fabrikamızın bulunduğu Ayvalık, bizim yuvamız. Yıllık 20 bin ton zeytinyağı üretim kapasitesine sahip fabrikamızla, Ayvalık ekonomisinde önemli bir yere sahibiz. Ayvalık’taki yatırımımız, turizm ve zeytinyağından sonra ilçenin ekonomisinde üçüncü sırada yer alıyor. Tam 50 yıldır tüketicilerimize kaliteli, lezzetli ve güvenle tüketecekleri zeytinyağı sunuyoruz. Bu tesisin en güçlü özelliği, sıkı ve onaylanmış kalite politikasıdır. Üretim tesisimize giren her bir ürün için hammadde kabulünden başlayarak üretimin her safhasında denetim ve analiz süreçlerini titiz bir şekilde yürütüyoruz. Tüm ürünlerimiz, ulusal ve uluslararası otoritelerin belirlediği parametreler doğrultusunda ve mevzuatlarla uyumlu şekilde üretiliyor.”
50. yılda 17 ödül aldı
Balazadeh, Türkiye’de üretilen zeytinyağının dünyada hak ettiği değeri görmesi için de çalıştıklarını belirterek: “Ürettiğimiz zeytinyağlarını hem Türkiye’de hem de İsviçre, Kanada, Amerika Birleşik Devletleri(ABD) ve Japonya dahil 25’ten fazla ülkede tüketicilerle buluşturuyoruz. Aynı zamanda uluslararası yarışma platformlarında Türkiye’de üretilen zeytinyağının eşsiz lezzeti ve kalitesinin tanıtılması için çalışmalar yürütüyoruz. Bu çalışmaların sonucunda bu yıl Yudum Egemden Erken Hasat Natürel Sızma Zeytinyağımız, dünyanın önde gelen zeytinyağı yarışmalarında 17 büyük ödül kazandı. Bu topraklarda ürettiğimiz zeytinyağını dünya çapında tanıtmanın gururunu yaşıyoruz.” bilgisini verdi.
Zeytin ormanını kadın kooperatifine devretti
Savola Gıda Türkiye, ekonomik faaliyetlerinin yanı sıra topluma katkı sağlamak ve tüketicileriyle kurduğu bağı güçlendirmek için öncü sosyal sorumluluk projeleri de yürütüyor. Savola Gıda Türkiye Pazarlama Direktörü Ezgi Nur Tamdoğan, yürüttükleri projelerin temelinde zeytine, doğaya ve insana duydukları saygının yer aldığını belirterek şunları söyledi: “Yudum’un 50. yılı onuruna Ayvalık’ta bir zeytin ormanı kurduk. Bu sayede 50 yıllık geçmişimizi, geleceğimiz için de bir gurur kaynağına dönüştürüyoruz. Binlerce zeytin ağacı diktiğimiz ormanın tüm haklarını Ayvalık Kadın Kooperatifi aracılığı ile Ayvalıklı kadınlara aktarıyoruz. Böylece memleketimizin ekonomisinde anlamlı ve kalıcı bir iz bırakmayı ve her zaman olduğu gibi kadınları desteklemeyi hedefliyoruz. Yudum olarak sadece bugünün değil, zeytinin ve doğanın geleceğine yatırım yapıyoruz” dedi.
Yudum’un Ayvalık’taki 50. Hasat Yılı etkinliklerine Michelin yıldızlı ünlü şef Tom Aikens, Türkiye’nin tanınmış şeflerinden Arda Türkmen, Murat Bozok, gazeteciler, sosyal medya içerik üreticileri ve şirket yöneticileri katıldı.