Bazı yabancı sermaye şirketleri arasında çeşitli sektörlerde, Türkiye’de sektörlerin içine nüfuz etmiş, adeta yerelleşmiş şirketler var. Bunlardan bir tanesi de Ravago Grubu ve onun özellikle bina çözümleri tarafı… Belçika'da 1961 yılında kurulan ve bugün 40'tan fazla ülkede 350'den fazla tesisiyle faaliyet gösteren Ravago Grubu'nun inşaat sektöründeki iş kolu olan Ravago Bina Çözümleri, Türkiye’de 30 yıldır faaliyet gösteriyor. Yıllardır Türkiye’de, neredeyse inşaat sektörünün yerelleşmiş, parçası olmuş bir şirket. Ravago Bina Çözümleri Ülke Direktörü Alper Doğruer ile sohbet ettim. Yalıtımdan yangına, depreme kadar çok şey konuştuk ama önemli konulardan bir tanesi ihracat… ‘Ezber bozmayı’ kendilerine slogan olarak belirlemişler ve yeni hedef bölgede, ürettikleri ürünlerde ihracat üssü, hub noktası haline gelmek. Alper Doğruer bazen iç piyasa daha karlı olsa da ihracattan vazgeçmiyoruz. Türkiye’deki üretimi bölge ve pek çok ülkeye ihraç etmek için çalışıyoruz. Üstelik bu ihracatların hiçbiri şirket network’ü içinde değil tamamen bizim çalışmalarımızla gerçekleşiyor” diyor. Ravago için yerelleşmiş bir yabancı deyimini neden kullandığım daha iyi anlaşılıyordur.
Alper Doğruer “Türkiye’de taş yünü pazarında lider ve en nitelikli su yalıtımı membranı üreticisi konumundayız. Ravago Bina Çözümleri Türkiye’nin ihracat gücüne 6 kıtada 60’tan fazla ülkeye gerçekleştirdiği ihracatla güç katıyor” diyor. Ravago Global içinde de Türkiye’nin önemli bir payı var. Ravago Türkiye, Ravago Global’in sahip olduğu hacmin yüzde 10’undan fazlasını oluşturuyor. Belçika kökenli Ravogo’nun Türkiye’de bina çözümleri dışında başta kimya olmak üzere farklı üretimleri de var.
Yeni yatırım ihracatı güçlendirecek
İhracatı da destekleyecek yeni yatırımlar konusunda Alper Doğruer şu bilgileri veriyor: “Ravago Grubu’nun üst yönetimi, Ravago Bina Çözümleri’nin Kartepe fabrikasının seneler içinde büyüyen sürdürülebilir yurtdışı satış ağı ve tedarik kabiliyetini dikkate alarak membran alanındaki yeni yatırımını Türkiye’de gerçekleştirme kararı aldı. Yeni membran hattı yatırımıyla yıllık 20 milyon metrekare olan üretim kapasitesini yüzde 100 artırarak 40 milyon metrekareye çıkıyor. Bu yatırımla, Türkiye’nin en yüksek kurulu membran üretim kapasitesine sahip şirketi olarak özellikle Avrupa pazarında talep gören niş membran üretimine başladı ve farklı segmentlere özel çözümler sunarak ihracatımızı güçlendirdik. Bu yatırımla aynı zamanda bütünsel bir teknolojik yenileme de gerçekleştirdik. Sadece geçen yıl toplam 60 milyon TL yatırım yaptık. Bu son yatırımımız 2025’te tamamlanıyor. Nihai yatırım rakamları henüz netleşmedi“diyor.
Yalıtım kritik performans konusu
Yalıtım konusu ne olursa olsun aslında kritik bir performans konusu, Alper Doğruer “Depreme karşı güvenli binaların inşasında en kritik rolü oynayan unsurların başında yalıtım geliyor. Binaları korozyondan koruyan su yalıtımı başta olmak üzere dış cepheler için bir koruma kalkanı olan ısı yalıtımı ve deprem anında çıkabilecek yangınlara karşı önlem olarak yangın yalıtımı hayati önem taşıyor”. Kısaca, binayı 4 duvar olarak güvenli yapmak tek başına yeterli değil… Doğruer, “Örneğin su yalıtımı konusunda maalesef pazar büyümüyor. Son 7-8 yıldır pazarın büyüklüğü 100 milyon metrekareyi geçmiyor. Bu da deprem gibi riskleri düşündüğümüzde olumlu bir durum değil” diyor. Alper Doğruer, ısı yalıtımında ise pazarda biraz da yönetmelikler nedeniyle büyüme olduğunu belirtiyor. Özellikle mantolamanın ilgi gördüğünü burada bir talep olduğunu belirtiyor. Membran talebinin ise daha çok yine binalardan geldiğini, bu nedenle talebin daha düşük olduğunu vurguluyor.
YALITIM EŞİTTİR BİNA GÜVENLİĞİ
Yalıtımın depremden yangına her türlü riske karşı binalar için bir güvenlik unsuru olduğuna dikkat çeken Alper Doğruer, şöyle diyor:
- 2025 1 Nisan'da yürürlüğe giren TS 825 Standardı, binaların ısıtma ve soğutma ihtiyacına göre tasarlanmasını zorunlu hale getirerek enerji verimliliğini artırmayı hedefliyor.
- İstanbul’da çatı yalıtım kalınlığı 9 santimden 12 santime çıkartılırken, bu oran Ankara’da 12 santimden 15 santime yükseltildi. Ancak Avrupa’da çatı ve duvar kalınlıkları çok daha yüksek. Ne kadar fazla olursa yalıtım o kadar etkili oluyor.
- Yalıtım levhasının kalınlığı dahi binanın tasarruf düzeyini doğrudan etkiliyor. Sadece birkaç milimetrelik artışlar bile ısı kaybını ciddi şekilde azaltabiliyor. Öte yandan, yalıtım yalnızca enerji verimliliği açısından değil, yapı güvenliği açısından da hayati rol oynuyor.
- Eski standarda göre sadece ısıtma için enerji limiti tanımlanırken, yeni düzenlemeyle birlikte ısıtma ve soğutma için yapı türüne göre ayrı enerji tüketim limitleri tanımlandı. Bu da global ısınmanın bize getirdiği, soğutma zorunluluklarından da kaynaklanıyor.
- Binalarda kullanılan elektrik, su ve doğalgaz tesisatları gibi sistemlerin de güvenlik açısından yalıtılmış olması büyük önem taşıyor. Uygun yalıtım yapılmadığında su kaçakları, elektrik arızaları ve yangın riski ortaya çıkabiliyor.