Ülkemiz kaynak arayışında sıkıştı. Tam heteredokstan çıkmaya çalışırken Filistin İsrail girdabına düştük. Değil kaynak arayışı, mevcudu korumak bile lüks haline geldi. Üstelik çıkış planımız da yok. Sadece hedefler manzumesi yayını… Peki yabancılar? Gelmiyorlar; bakıyor, bekliyor, gelmiyorlar.
Acaba niçin gelmiyorlar? Türkiye’den yatırımını yurtdışına taşıyanlara soruyorum; “siz gideceğiniz ülkede hangi güvence ve şartlar arıyorsunuz?” diye… Söyledikleri, gelmelerini istediğimiz yabancı yatırımcılardan farklı değil. “Cazip şartlara bakyor, bir takım imtiyazlar ve hukuki güvence arıyoruz.”
BEŞ PUAN BEŞ PUAN NEREYE KADAR?
Ekonomiyi heterodoksla katlettikten sonra makule dönme gayretiyle, nas diye diye düşürdüğümü faizi tırmandırıyoruz. Artışları da 5’en puanlık adımlara bağladık. Ha bire arttırıyoruz. Ancak izin koparabildiğimiz, CB’yi idare edebildiğimiz kadar. Fakat nereye kadar tek başına artış yetecek mi?
Elbette yetmeyecek. Zira faiz takıntısının çıldırttığı dövizi tutmak için KKM’yi icat ettik ve şimdi kendi elimizle yarattığımız bu canavarı, öldürme gayretine giriştik. Gördük ki 5’lik faizlerle ölmüyor. Zaten bu artışı enflasyon takmıyor, KKM takmıyor, TL mevduatları takmıyor. Kısaca faiz tek takılıyor.
İKİ SORU İKİ CEVAP
Hükümetin alternatif bir B planı olabilir mi?
Olmalı ama görünen o ki yok. Zira B planında enflasyonla mücadele var ki Allah muhafaza… Seçime giderken yapılacak şey mi? Olsa, bizden gizlerler mi? Hele ki söylemler Ortodoks olsa da davranışlar hala heterodoks tadında iken… B planında kamunun harcama disiplini olur. Oysa itibardan tasarruf yapılmaz kafasındakilerin bunu akıllarına dahi getirecek halleri yok ya… Hem galaksideki en pahalı makam arabası dururken TOGG’a mı binsin bu kuzucuklar? Cam binalar dururken köhne(!) tarihi binada mı konaklasın anlı şanlı bürokratlar? Taş mı yesin onca bakan, bakmayan kamucuklar…
Batı kaynağı için göçmen kartı tekrar işler mi?
Biz o kartı o kadar çok kullandık ki. Artık göçmen kartı da etkisiz… Görünen o ki Türkiye’den vizesiz gidilen Doğu Avrupa bloku, sıkı denetimlerle göçmenleri geçirmeyecek. Avrupa; sorunu kendi içerisinde çözme hazırlığında. “Salarım milyonlarca göçmeni” artık kullanışsız bir blöf oluvermiş.
NOT
KREDİ KOŞULLARI TÜKETİCİ EĞİLİMLERİNİ BELİRLEYECEK
Para güvenli liman arıyor. Ancak bütün limanları tek tek etkisizleştiriyoruz. Hal böyle olunca yastık altını tercih ediyor. Para her zaman bir adres bulur. Getiri göreceği ya da ortalık karışıkken uyuyacağı yeri tercih eder. Bizim asıl düşünmemiz gereken; parayı sistem içerisinde tutabilmek ve döndürebilmek…
Perakendecilerle konuşuyorum. İki noktaya dikkat çekiyorlar. Ekim, eylülden durgun. Peki, sebep? İki senaryoları var. 1-Halk frene bastı. 2-Kasım ayında daha büyük bir harcama için birikim halindeler.
Sizce hangisi? Ben söyleyeyim; yüksek çift haneli büyümeler, üç haneli artışlar perakende de bile zirve olarak kalacak. Kredi şartları tüketicilerin eğilimlerini belirleyecek. Para sıkılacaksa krediye erişim, yalnızca tırmanan faizlerle değil, bankaların düşen kredi verme iştahıyla gerçekleşecek.
Aslında sorun; sandık yolunda hükümetin ikircil tutumunda… Bir yandan “rasyonele dönüş” gayreti, diğer yanda “her ne pahasına olursa olsun büyüme” söylemi… Bir ayağı gazda öteki frende zira…