2026-2028 döneminde uygulanacak OVP’de çiftçinin hiçbir sorunu ve dolayısıyla bir çözüm yok. Tarımda yaşanan sorunlar programda olmadığı için çözüm bulunması da mümkün görünmüyor. Bu program da geçmişteki programlar gibi tozlu raflarda yerini alacak gibi görünüyor.
Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından hazırlanan 2026-2028 dönemini kapsayan “Orta Vadeli Program” açıklandı. Resmi Gazete’nin 7 Eylül 2025 tarihli mükerrer sayısında yayımlanan “Orta Vadeli Program 2026-2028” tarımda verimlilik artışı ve katma değer odaklı dönüşüm öngörüyor.
Orta Vadeli Program (OVP),Türkiye'nin kalkınma planı, yıllık program ve merkezi yönetim bütçesi arasındaki hedef, politika ve kaynak bütünlüğünü sağlayarak üç yıllık bir perspektifle makroekonomik politika çerçevesini sunan temel politika belgesi olarak adlandırılıyor.
2026-2028 dönemini kapsayan Orta Vadeli Programda, On İkinci Kalkınma Planı (2024-2028) hedefleri dikkate alınarak makroekonomik ve finansal istikrarın güçlendirilmesi, mali disiplinin korunması ve orta vadede enflasyonun tek haneye düşürülerek fiyat istikrarının sağlanması amaçlanmaktadır. Program ayrıca üretkenliğin artırılması, Ar-Ge ve yenilikçilik kapasitesinin geliştirilmesi, yeşil ve dijital ekonomiye geçiş sürecinde teknolojik dönüşümün hızlandırılması, beşeri sermayenin güçlendirilmesi, işgücü piyasasının daha etkin hale getirilmesi, iş ve yatırım ortamının iyileştirilmesi ve ekonomide kayıt dişiliğin azaltılması yoluyla sürdürülebilir büyümeyi hedefliyor.
Tahmin edebileceğiniz gibi, Orta Vadeli Programı okuduğunuzda, ülke de hiç bir ekonomik sorun yokmuşçasına her şey tozpembe gösteriliyor. Tarımla ilgili bölümlerde de aynı durum söz konusu. Tarımla ilgili bölümlere birlikte bakalım.
OVP, tarım için neler öngörüyor?
Orta Vadeli Program’da “Tarımda verimlilik artışı ve katma değer odaklı dönüşümün sağlanması” başlığı altında tarımla ilgili yapılacaklar şöyle sıralanıyor:
1- Tarım sektöründe, kaynakların etkin kullanımı ile modern tarım teknoloji uygulamalarının yaygınlaştırılması, üretim planlamasının etkinleştirilmesi ve sektörün sanayi ile etkileşiminin güçlendirilmesi yoluyla verimlilik artışı ve üretim kapasitesinde iyileşme sağlanarak sürdürülebilir ekonomik büyümeye katkıda bulunulacaktır.
2- Tarımsal üretimde verim artışı ve işlenmeyen tarım arazilerinin üretime kazandırılması ve sulanabilir alanların genişletilmesi yoluyla tarımsal üretim artırılacaktır.
3- Kullanılmayan tarım arazilerinin üretime kazandırılması amacıyla üst üste iki yıl işlenmeyen tarım arazileri coğrafi bilgi sistemleri kullanılarak belirlenecek ve bu arazilerin şartları uygun çiftçilere kiralanması sağlanacaktır.
4- Tarım ve sanayi etkileşiminin güçlendirilmesi amacıyla sözleşmeli üretim desteklenerek yaygınlaştırılacak ve katma değeri yüksek tarımsal ürünlerin üretimi, işlenmesi ve pazarlanmasına yönelik entegre yatırım modelleri teşvik edilecektir.
5- Jeotermal kaynakların yanı sıra rüzgâr, güneş ve biyokütle gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının da kullanılacağı organize tarım bölgeleri başta olmak üzere tarımsal kümelenme uygulamaları etkinlik gözetilerek yaygınlaştırılacaktır.
Topraksız tarım ve dikey tarım yaygınlaştırılacak
6- Tarımda toprak ve su kaynaklarını daha etkin kullanmak amacıyla teknoloji kullanımı geliştirilecek, topraksız tarım ve dikey tarım gibi uygulamalar yaygınlaştırılacaktır.
7- Sulama alanlarının genişletilmesine yönelik yatırımlar önceliklendirilecek ve finansman imkânları yeni modellerle artırılacaktır.
8- Tarımsal desteklerin etkinliğinin artırılması yönünde gerekli çalışmalar sürdürülecektir.
9- Küçük ölçekli işletmelerin pazara erişiminin artırılması ve üretici örgütlerinin etkinliğinin güçlendirilmesi amacıyla üretici örgütlenmesi desteklenecek, örgütlenme modelleri geliştirilecektir.
10- Lojistik maliyetlerinin azaltılarak tüketicilerin tarım ürünlerine uygun fiyatla ulaşabilmelerini temin etmek üzere organize tarım bölgesi sayısı artırılacak, önemli tüketim merkezi olan kent çeperlerinde tarımsal faaliyetler desteklenecektir.
11- Genel tarım sayımının tamamlanmasıyla birlikte kapsamlı tarım envanteri oluşturulacak, mevcut bilgi sistemleri ve veri kalitesi iyileştirilecektir.
12- Etkin tarımsal arazi yönetimi, rekolte tahmini ve üretim planlamasının yapılmasında tarım bilgi sistemlerinden en yüksek seviyede yararlanabilmesi için yazılım ve donanım altyapısı iyileştirilecektir.
İklimin etkileri dikkate alınacak
13- Bitkisel üretim planlaması arz ve talep dengesi, iklim senaryoları, bölgesel verimlilik analizleri ve stratejik ürünlerde yeterlilik oranları dikkate alınarak geliştirilecektir.
14- İklim değişikliği etkileri ile sayısında ve şiddetinde artış yaşanan taşkın, kuraklık gibi afetlerden kaynaklı zararlar azaltılacak, tahmin ve erken uyarı sistemleri geliştirilecektir.
15- Kırsal alanların sosyo-ekonomik gelişimine katkı sağlayacak şekilde, başta gençlerin ve kadınların tarımsal faaliyetlere yönlendirilmesi amacıyla mesleki eğitim programları uygulanacak ve teknoloji odaklı tarım projeleri hayata geçirilecektir.
16- Mera alanlarının korunması, yönetimi, tekniğine uygun otlatma ile sürdürülebilirliği sağlanacak, ıslah edilen mera, yaylak ve kışlak alanları artırılacaktır.”
Programda girdi fiyatları, hayvancılık, su ürünleri yok
Tarımla ilgili yer alan yukarıdaki 16 maddenin bazıları bire bir bazıları da ufak tefek değişikliklerle 2025-2027 Orta Vadeli Programı’ndan alınmış. Yani geçen yıldan bu yana pek bir şey değişmemiş. Kes, kopyala, yapıştır şeklinde aynı maddeler 2026-2028 Orta Vadeli Programı’na yerleştirilmiş.
Türkiye’nin 2026-2028 döneminde uygulayacağını ilan ettiği Orta Vadeli Program’da çiftçinin hiçbir sorunu ve dolayısıyla bir çözüm yok. Üretimde kullanılan ve çiftçinin en çok şikayet ettiği tarımsal girdi fiyatları, tarımda dışa bağımlılık ve ithalat bu metinde yok. Artan maliyetlere rağmen çiftçinin ürettiği ürünlerin fiyatının yerinde sayması ve bu konuda neler yapılacağına dair bir bilgi yer almıyor. Hayvancılık, su ürünleri sözcük olarak dahi geçmiyor. Finansman, kredi sorunu, işçilik ve üreticinin düşük fiyat sorunu hiç yok.
Uzun yıllardır, orta vadeli programları, hükümet programlarını, 5 yıllık kalkınma planlarını, eylem planlarını, strateji belgelerini ve daha birçok dokümanı okuyorum. Haber, yazı olarak paylaşıyorum. Bu tür belgeler genellikle görev gereği veya yasal zorunluluk nedeniyle hazırlanıp yayınlanıyor. Birçoğu uygulamadan kopuk, genel geçer bilgiler içeriyor. Yazılanların çoğunun uygulanmadığını sonraki belgelerde görüyoruz. Çünkü bu belgeleri tek tek incelediğinizde aynı metinler kes, kopyala, yapıştır şeklinde hepsinde yer aldığını görüyoruz. Tarımda yaşanan sorunlar programda olmadığı için çözüm bulunması da mümkün görünmüyor. Bu program da geçmişteki programlar gibi tozlu raflarda yerini alacak gibi görünüyor.
Yönetilen yönlendirilen fiyatlar enflasyon hedefleriyle uyumlu belirlenecek
Orta Vadeli Program’da tarımsal ürünlerin alım fiyatı ile ilgili dikkat çekici şu bilgilere yer veriliyor: “Bütüncül bir yaklaşımla enflasyondaki atalet kırılacak, enflasyon beklentilerinin daha etkin yönetimiyle fiyatlarda katılık oluşması engellenecektir.
- Yönetilen yönlendirilen fiyatların programdaki enflasyon tahmin ve hedefleriyle uyumu artırılacaktır.
- Tarımsal ürünlerin alım fiyatları, kamu mâliyesine etkileri, piyasa dinamikleri ve program hedefleri de dikkate alınarak, geçmiş enflasyona endeksleme davranışının azaltılmasına yardımcı olacak şekilde belirlenecektir.
- Gıda ve tarım ürünlerindeki kısa ve uzun dönemli arz-talep ve ihracat-ithalat değişimleri ile dağıtım zincirindeki gelişmelerin fiyatlara olası etkilerinin erken uyarı yaklaşımıyla izlenmesi, değerlendirilmesi ve fiyat istikrarının desteklenmesini teminen maliye ve dış ticaret politikaları uygulamaya konulacaktır.
Bu bölümde bahsedilen yönetilen ve yönlendirilen fiyatlar, devletin açıkladığı ürün alım fiyatları ile belirlediği fiyatlar kastediliyor. Buğday, arpa, fındık, çay, şeker pancarı, şeker çiğ süt fiyatı ve gümrük vergisiyle, ithalatla, ihracat yasaklarıyla yönlendirilen fiyatlar programdaki enflasyon tahmini ve hedefiyle uyumlu açıklanacak. Yani çiftçinin aldığı girdi fiyatlarındaki artışa göre değil, hedeflenen enflasyona göre alım fiyatları belirlenecek.
Stratejik ürünlerde üretim planlaması yapılacak!
Orta Vadeli Program’da “Türkiye'nin arz yönlü politikaların desteklenmesi” başlığı altında başta tarım olmak üzere bütün sektörlerde üretim kapasitesi ve arz güvenliğinin artırılmasıyla enflasyonun arızî şoklara karşı duyarlılığının azaltılacağı belirtiliyor. Bitkisel üretimde 2025 yılı itibariyle planlı üretime geçilmesine rağmen Programda üretim planlaması yapılacağı belirtiliyor. Programda: “Gıda fiyatlarında istikrarı ve gıda arz güvenliğini sağlamayı teminen arazinin verim kabiliyeti ile birlikte yağış ve sulama imkânları da gözetilerek stratejik tarım ürünlerinde hedef yeterlilik oranları belirlenecek ve üretim planlaması yapılacaktır.” deniliyor.
İklim değişikliğine uyum için ikincil mevzuat hazırlanacak
“Yeşil dönüşümün hızlandırılması” başlığı altında iklim değişikliğine uyum konusundaki çalışmalar ise şöyle sıralanıyor:
- Yeşil dönüşüm süreci yenilenebilir enerji yatırımları, yerli teknoloji geliştirme kapasitesi ve sürdürülebilir finansman araçlarıyla desteklenerek başta enerji, ulaştırma, sanayi ve tarım sektörlerinde olmak üzere düşük karbonlu üretim, kaynak verimliliği ve döngüsel ekonomi gibi uygulamalarla hızlandırılacaktır.
- İklim Kanununun uygulamasına yönelik sera gazı emisyonlarının azaltımı ve iklim değişikliğine uyuma ilişkin düzenlemeleri içeren ikincil mevzuat hazırlıkları tamamlanarak uygulamaya konulacaktır.
- Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi kapsamında İkinci Ulusal Katkı Beyanı’nın uygulama planı ilgili tüm paydaşlarla işbirliği içerisinde, Uzun Dönemli İklim Stratejisi dikkate alınarak hazırlanan İklim Değişikliği Azaltım Stratejisi ve Eylem Planı güncellenecektir.