Siyasetin ekonomiyi ülke gündeminin dışında bırakması Türkiye’nin enflasyonla mücadelesini güçleştirirken, piyasaları kısa vadeli olarak etkilemeye devam ediyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 25 Eylül’de ABD Başkanı Ronald Trump’la yaptığı görüşmeyi düşüş yönünde sınırlı bir tepki vererek izlemeye alan piyasalar, iç siyasetteki gelişmelere bağlı bir seyir izliyor.
İntegral Yatırım Genel Müdürü Kıvanç Memişoğlu, siyasi gelişmelerin son dönemde ekonomik yansımalar yarattığını ve piyasaların kısa vadede siyasi tansiyona reaksiyon gösterdiğini söyledi. Memişoğlu, yaşananları ve beklentilerini şöyle ifade etti: “19 Mart sürecinde Türkiye 5 yıllık risk primi (CDS) yaklaşık 260 seviyesinden yaklaşık 380 seviyesine kadar yükselmiş ve daha sonrasında kademeli olarak gerilemişti. Kurda yaşanan hızlı yükseliş ardından rezerv çıkışlarıyla bir denge oluşturulmuş ve daha sonrasında rezerv birikimi için oldukça güçlü bir çaba sarf edilmişti. Net döviz pozisyonuna olan talebin yatıştırılması rezervlerin kaybıyla sonuçlandı. Yine bu dönemde TCMB faiz indirimine hazırlanırken, politika faizini sabit tutmak durumunda kaldı. Ekonomi kazandığı ivmeyi kaybetti ve en az 4 ay geriledi. Mevcut durumda CDS’te iyileşme sürüyor ve rezerv kontrolü devam ediyor. Borsa endeksi günlük haber akışlarına anlık reaksiyon gösterse de şimdilik yükselen trendin sürdüğünden bahsetmek mümkün. Dolar/ TL’de kontrollü eğilim sürerken, faiz indirimlerinin muhtemelen 250 baz puan şeklinde devam etmesini bekliyoruz.”
Kalıcı istikrar şart
Kıvanç Memişoğlu, Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Merkez Bankası’nın ekonomi ve piyasalardaki istikrarsızlık ve dalgalanmalara karşı yürüttüğü politikalara ilişkin şöyle konuştu: “Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Merkez Bankası’nın kararları, piyasalarda istikrarı destekleyen doğru adımlar olarak öne çıkıyor. Son dönemde para politikasına yönelik hamleler yabancı yatırımcı tarafından olumlu karşılanırken; faiz artışları, rezerv biriktirme ve mali disiplin piyasa güvenini artırıyor. CDS primindeki düşüş ve kurdaki kontrollü seyir bu politikaların etkisini gösteriyor. Ancak kalıcı istikrar için mali disiplinin sürdürülmesi, siyasi risklerin azalması ve yabancı sermaye girişlerinin güçlenmesi kritik önem taşıyor.”
TL’de kalmak faydalı
İntegral Yatırım Genel Müdürü Kıvanç Memişoğlu, kısa, orta ve uzun vadede yatırımcılara şu önerilerde bulundu: “Kısa vadede, borsa endeksinde haber akışına duyarlı hareketler öne çıktığından, defansif pozisyonda kalmak ve daha likit araçlarda, özellikle TL mevduat ile kısa vadeli DİBS/ bonolarda yer almak faydalı olabilir. Orta ve uzun vadede, olası geri çekilmeler altın tarafında fırsat yaratabilir. Ayrıca hisse senedi portföyünde TL ağırlıklı bir stratejiyi korumak ve dengelemek uygun görünüyor. Politika faizlerinde düşüş süreci ilerledikçe, defter değerinin altında kalan ve geri planda kalmış hisseler alternatif olarak portföye eklenebilir.”