2025 yılını Türkiye siyasetindeki olayların olumsuz etkisi ile daha çok düşüş yönünde hareket ederek geride bırakan para ve sermaye piyasalarında yılın son ayında da aynı trend devam ediyor.
Piyasalardaki genel beklenti siyasetteki belirsizlik ve olumsuzlukların 2026’da da devam etmesi yönünde. Gelecek yıla ilişkin öngörülerini ifade eden TEB Yatırım Genel Müdürü Selim Yazıcı, “Kısa vadede TL’nin reel değerlenme sürecinin devam etmesini bekleriz. 2026 yılında TCMB’nin enflasyon hedefleriyle uyumlu bir reel kur görünümü 2025’e benzer şekilde devam edebilir” dedi.
Borsada sektör bazlı dalgalanmalar görülürken, yatırımcıların güvenli liman talebinin global jeopolitik riskler nedeniyle altında canlı kalabileceğini belirten Yazıcı, 2026’ya ilişkin beklentilerini şöyle ifade etti: “2026 yılında faiz indirimleri devam etse de politikanın temelde sıkı kalacağını, enflasyon görünümü ile uyumlu bir faiz yapısının sürdürüleceğini düşünüyoruz. Bir yıldan uzun dönemde ise enflasyonun kademeli düşüş eğilimi, faizlerde hafif bir yumuşama ve piyasa likiditesinde istikrar sağlanması olasıdır. Bu süreçte BIST’te değer odaklı hisse senetlerinin çekiciliği artabilir. ABD doları bazlı BIST100 endeksine bakıldığında; endeksin 2024 yılında ilk olarak 300 dolar seviyelerini test ettiği, daha sonra endeksin yıl içinde 340 dolar seviyelerine kadar yükseldiği görüldü. 2025 yılında endeks şubat ayında yaşanan yükselişle endeks en yüksek 290 dolar seviyelerini gördü.”
2026’da Avrupa daha çok büyüyecek
ABD’de faiz indirim sürecine girilse de enflasyonun yapışkan seyri nedeniyle 2026 yılında faiz indirimlerine ara verilebileceğini söyleyen TEB Yatırım Genel Müdürü Selim Yazıcı, “Bu durum küresel likidite koşullarını sıkılaştırarak risk iştahını sınırlayabilir. Avrupa’da ise düşük enerji fiyatları ve enflasyon görünümünde iyileşme 2026 yılında Avrupa’nın ABD’ye göre daha yüksek bir büyümeye ulaşması ile sonuçlanabilir” dedi. Yazıcı şöyle konuştu: “Asya’da Çin’in büyümesinde yavaşlama ve Japonya’nın para politikası değişiklikleri, bölgesel sermaye akışlarını ve döviz piyasalarını şekillendiriyor. Bu dinamikler, gelişmekte olan ülkeler için dış finansman maliyetlerini ve döviz kuru dalgalanmalarını doğrudan etkileyebilir. Japonya’da ilave faiz artışları bizim de içinde bulunduğumuz gelişmekte olan ülke para birimleri için dalgalanma yaratabilir.”
Temettüye sahip hisseler dirençli
Selim Yazıcı, kısa vadede global jeopolitik riskler nedeniyle portföyde likiditeyi koruyacak, altın, gümüş gibi güvenli liman varlıklarına bir pay ayırmanın mantıklı olabileceğini söyledi. TEB Yatırım Genel Müdürü Yazıcı, “Düşük volatiliteye ve temettü dağıtımına sahip sektörlerdeki hisse senetleri, piyasa dalgalanmalarına karşı daha dirençli bir profil sunar. Orta vadede enflasyon koruması sağlayan reel varlıklar, değer odaklı hisse senetleri ve büyüme potansiyeli taşıyan sektörler arasında dengeli bir dağılım tercih edilebilir. Makroekonomik göstergeler, faiz, enflasyon, döviz yakından izlenerek, risk profiline uygun ayarlamalar yapılabilir” dedi.