Küresel risk iştahının iyileştiği iyi senaryoda haziran toplantısı öncesi Merkez Bankası gecelik fonlama ve BİST gecelik repo faizlerini politika faizi olan %46 seviyesine çekebilir.
ABD Ticaret Mahkemesi’nin Başkan Trump’ın gümrük vergilerini iptal etmesinin yarattığı iyimser hava kısa sürdü. Federal Temyiz Mahkemesi’nin “itiraz sonuçlanana kadar vergiler yürürlükte kalacaktır” kararı ile başta Avrupa, Çin olmak üzere piyasalar kazançlarının büyük kısmını geri verdi. ABD, Japonya, Güney Kore gibi teknoloji ağırlıklı piyasalar Nvidia sonuçlarının verdiği moral ile pozitif ayrıştı.
Piyasalardaki hareketlilik yaz aylarında hız kesmeden devam edecek. Haftaya alüminyum, demir-çelik vergileri %25’ten %50’ye çıkartılacak açıklamasının yarattığı oynaklıkla başlıyoruz. Başkan Trump’ın United Steel’in bir fabrikasını ziyarette yaptığı açıklama ne kadar ciddiye alınmalı emin değiliz. Ama kısa sürede ABD çelik hisseleri lehine, dünya hisseleri aleyhine bir oynaklık görülecek.
Salı-perşembe arası ISM ve PMI verilerini izleyeceğiz. Öncü PMI verileri Avrupa ve Asya’da yavaşlama, ABD’de enflasyonda yukarı yönlü seyre işaret ediyor. Bu hafta daha çok ülke verisi ve daha fazla detay görerek ticaret savaşlarının ekonomi üzerinde etkilerini daha iyi anlayacağız. Perşembe günü Avrupa Merkez Bankası toplantısı, cuma günü ABD tarım dışı istihdam verisi ile gündem belirlenecek. Ekonominin yavaşladığı ve enflasyonun gerilediği bir ortamda Avrupa Merkez Bankası’nın 25 baz puan ile faiz indirmeye devam etmesi bekleniyor. Öncü PMI verisi tarım dışı istihdam cephesinde sınırlı bir zayıflamaya işaret ediyor. Ancak gümrük tarifelerinin yarattığı enflasyon riski nedeniyle Fed muhtemelen geç sonbahara kadar beklemeyi tercih edecektir.
ABD ticaret görüşmeleri, ay boyunca gündemde üst sıralarda yer alacak. Hazine Bakanı Bessent, Asya ülkeleri ile yapılan görüşmelerde ilerleme sağlandığını, Çin ile görüşmelerde ise ilerleme sağlanamadığını söylemişti. 16-17 Haziran’da yapılacak G7 toplantılarında muhtemelen ABD-Japonya ticaret görüşmelerinin mutlu sonla sonuçlandığını göreceğiz. Avrupa ile yapılan görüşmelerin sonuçlanması için daha gerçekçi bir tarih 24-25 Haziran’da yapılacak NATO zirvesi sonrası olacaktır.
Türkiye, dünyadan bağımsız kendi yarattığı sorunlarla uğraşmaya devam ediyor. Ekonominin yavaşladığı ve enflasyonun gerilediği bir ortamda, normal koşullar altında Merkez Bankası’nın 19 Haziran toplantısında faiz indirmesini bekleriz. Ancak gerek küresel riskler gerekse 19 Mart siyasi şokunun devam eden artçıları Merkez Bankası’nın elini kolunu bağlıyor. Küresel risk iştahının iyileştiği iyi senaryoda haziran toplantısı öncesi Merkez Bankası gecelik fonlama ve BİST gecelik repo faizlerini politika faizi olan %46 seviyesine çekebilir. Faiz indirim döngüsünün yeniden başlaması ise muhtemelen 24 Temmuz toplantısında politika faizinde 250-300 baz puanlık bir indirimle başlayacak.
Borsa İstanbul 19 Mart siyasi şoku sonrasında dolar bazında %13 kayıp ile dünyadan negatif ayrışmaya devam ediyor. Ülke risk primi, rezervler, Eurobond getirisi gibi sistemik riski ölçen göstergeler, siyasi şok sonrası oluşan kaybının yarıdan fazlasını geri aldı. Ancak gerek BİST-100 Endeksi, gerekse sistemik riski daha iyi ölçtüğüne inandığımız banka hisselerinde siyasi şok sonrası gördüğü dip seviyelere göre bir toparlanma görmüyoruz.
19 Mart sonrası %15-30 arası gerileyen Türkiye hisselerinde haziran ayında dipten bir dönüş görür müyüz? Ticaret savaşlarında pozitif gelişmeler Borsa İstanbul’da dipten dönüş sağlar mı? Sanmıyoruz. Türkiye varlıkları ile dünya arasındaki ilişki son dönemde koptu. Bu ilişkinin yeniden kurulmasını ve Türkiye varlıklarının yörüngeye girmesi için elimizde iki farklı senaryo var.
Kolay gözüken ama gerçekçi olmayan senaryo siyasi şokun sönümlenmesi. İstanbul Belediyesi ile ilgili soruşturmanın tutuksuz yapılması gibi adımlarla kolaylıkla yapılabilir. Ancak beşinci dalganın geldiği bir ortamda bu konuda iyimser bir tahmin yapmak kolay değil. Üstelik, bildiğimiz bir alan da değil.
Zor gözüken, ancak imkansız olmayan yol, yatırımcıları siyasetin ekonominin işleyişine karışmayacağına ikna etmek. Nasıl yapılabilir? İlk aklımıza gelenler. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın uygulanan programın ve Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek’in arkasında olduğunu gösteren yapıcı bir açıklaması. Merkez Bankası’nın para politikasını enflasyonla mücadele temelli yaptığını göstermesi. Maliye politikasında deprem dışı harcamaların kontrollü yapılması. Bu süreçte bizim üzerimize düşen temel görev, piyasada dönen spekülasyonlara prim vermeden, açıklanan verilere ve fiili uygulamaya bağlı olarak yatırım kararlarının verilmesine yardımcı olmak.