ABD’nin başlattığı ticaret savaşlarının piyasalarda yarattığı tepkilerin yanı sıra 19 Mart’tan beri iç siyasette devam eden olayların etkisinde belirsizlik ve dalgalanmalar yaşayan Türkiye ekonomisi ve piyasaları yön bulmaya çalışıyor. TEB Portföy’ün Genel Müdürü Yağız Oral, değerlendirme ve öngörülerini paylaşırken, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın (TCMB) uygulamaya koyduğu sıkı para politikasının orta vadede enflasyonu düşürebileceğini ancak iktisadi faaliyetleri yavaşlatabileceğini söyledi. Kısa vadede, küresel vergi tarifeleri nedeniyle piyasalarda oynaklıkların süreceğini ve yatırımcıların riskten kaçınma eğilimlerini sürdüreceklerini söyleyen Oral, “Orta vadede, TCMB’nin sıkı para politikası enflasyonu düşürebilir, ancak iktisadi faaliyet yavaşlayabilir. Bu dönemde istihdam piyasasında sıkıntılar yaşanabilir, sorunlu kredilerde ve kartlarda bir miktar artış görebiliriz” dedi. Oral, “Ancak fiyat istikrarının ve finansal istikrarın tesis edilmesiyle ve bütçe tarafında dengelenmenin etkisiyle iktisadi faaliyet yeniden potansiyel düzeyine hızla hareket edecektir. Uzun vadede, yapısal reformlar, jeopolitik gelişmelerin Türkiye lehine seyretmesi ve AB ile yakınlaşma Türkiye’yi pozitif ayrıştırabilir” dedi.
Rezervlerin korunması kritik
Olumlu beklentilerinin gerçekleşmesini ekonomi yönetiminin aldığı kararları güçlendirecek yeni kararların alınmasına bağlayan TEB Portföy Genel Müdürü Yağız Oral, vergi reformları, kamu harcamalarının kısılması ve yatırım ortamını iyileştirecek düzenlemelerin getirilmesinin önemli olduğunu söyledi. Oral, şöyle konuştu: “Ekonomi yönetiminden, enflasyonu düşürmek için mali disiplini güçlendiren adımlar ve yapısal reformların devamının gelmesi önemli olacaktır. Vergi reformları, kamu harcamalarının kısılması ve yatırım ortamını iyileştiren düzenlemeler gerekli. Ayrıca, enerji ithalatına bağımlılığı azaltacak politikalar cari açığı daraltabilir. TCMB’nin son 2 yıldır başarıyla yönettiği gibi rezerv yönetimini güçlendirmesi ve iletişimi artırması da kritik önemde.”
Hedeflerde gecikme olacak
Piyasalarda yaşanan dalgalanmalara rağmen ekonomik programın arkasında durulmasını olumlu bulduklarını ve desteklediklerini söyleyen Yağız Oral, “Bununla birlikte ekonomik programın sonuçlarının alınması biraz daha zaman alacak gibi görünüyor. Biraz gecikmeli de olsa program hedeflerine ulaşılacağına inancımız tam” dedi.
Piyasa türbülanslarının zorda bıraktığı yatırımcılara önerilerini sorduğumuz TEB Portföy Genel Müdürü Oral, kısa vadede, TL varlıklarda özellikle bono piyasasında fırsatlar olduğunu söyledi. Oral, “Orta vadede, Borsa İstanbul’da temeli güçlü şirketlere yönelmek mantıklı olabilir. Uzun vadede, uygulanan programın başarısına bağlı olarak hisse senetleri ve TL cinsi varlıklar getiri sağlayabilir” dedi.
Reel kur çıpa olmaya devam edecek
Oral, Merkez Bankası’nın piyasalardaki türbülans nedeniyle 20 Mart’ta ara PPK toplantısında 350 baz faiz artırımı kararı almasını şöyle yorumladı: “Karar metnindeki ayrıntıları dikkatli inceleyince faiz indirimi sürecinin bir süreliğine gündemden çıktığını görüyoruz. Ayrıca metinde Türk lirasının reel değerine olan stratejik vurgunun devam etmesi TCMB’nin dezenflasyon stratejisinde reel kurun çıpa işlevi görmeye devam ettiğini gösteriyor. Tabii ki, bu sıkılaşma adımı, önümüzdeki dönemde iç talepte bir yavaşlama etkisi yaratabilir. Bu nedenle iktisadi faaliyetin ikinci çeyrekten itibaren daha ılımlı bir patikaya girmesi muhtemel görünüyor.”
Borsada erime dolar bazında yüzde 27
Borsa İstanbul’un Temmuz 2024 zirvesinden beri TL bazında %15, dolar bazında %27 gerilediğini söyleyen TEB Portföy Genel Müdürü Yağız Oral, “Yerli yatırımcı yüksek faiz nedeniyle temkinli; mevduat ve kısa vadeli faizli enstrümanlara yöneliyor. Yabancı yatırımcı tarafında Nisan ayında çıkışlar yaşandı, burada kur beklentilerine ilişkin belirsizliklerin azalması ile yeniden girişler olabileceğini düşünüyoruz. Kısa vadede dalgalı seyir devam edebilir” dedi.