Siemens Healthineers, görüntüleme sistemleri, laboratuvar diagnostiği ürünleri, servis ve kanser terapisi çözümleriyle, Türkiye’nin hemen her şehrindeki sağlık kurumlarında imzası bulunan bir kuruluş. Ülkemizde her yıl yaklaşık 30 milyon kişinin yaşamına dokunuyor.
Sağlığa erişimi artırma hedefiyle çalışan şirketin 2025 yılı itibarıyla ülke çapında 4500’ün üzerinde kurulu cihazı bulunuyor. Tanıda ve tedavi planlamasında sağlık profesyonelleri ve hastalar için önemli bir teknolojik ortak rolü üstlenen Siemens Healthineers, aynı zamanda sistemlerini kullanan sağlık personelini, gerekli teknik eğitimleri düzenli olarak vererek, güncel tutuyor. Gençliğe yönelik projelere de kaynak ayırıyor.
Siemens Healthineers Türkiye Servisten Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Hacı Fırat Aksoy, Gençlik ve Eğitim köşemiz için yaptıkları eğitim çalışmaları hakkındaki sorularımızı yanıtladı.
- Siemens Healthineers olarak ekosistemde nerede yer alıyorsunuz?
Ürünlerimiz, teknolojilerimiz ve servis hizmetimizle, ülkemizin hemen her şehrinde imzamız var diyebilirim. Türkiye’deki her üç görüntüleme sisteminden ikisi Siemens Healthineers markasıyla hizmet veriyor. Ürün Takip Sistemi'ne kayıtlı 2.000’den fazla laboratuvar ürünümüz bulunuyor ve ükemizdeki laboratuvar testlerinin yaklaşık %18’i Siemens Healthineers ürünleri ve otomasyon sistemleriyle gerçekleştiriliyor. Paydaşlarımız için hem bir teknoloji ortağı hem de teknik eğitim ortağıyız. Öyle ki servis ekibi olarak yılda 40 binden fazla müşteri çağrısını yanıtlayarak müşterilerimize teknik destek veriyoruz. Tüm bu operasyonlarımızı alanında uzman müşteri hizmetleri ekibimiz ve saha ekibimizle gerçekleştiriyoruz. Buradan hareketle, aslında sağlık ekosisteminin her yerindeyiz. Ve bu ekosistemin eğitimle güçlendiğine inanıyoruz.
- “Eğitimle güçlenen ekosistem” dediniz, neler yapıyorsunuz?
Coğrafyamızda, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e, Atatürk imzasıyla ülkemize kurulan ilk röntgen cihazından bugüne dek, sektörel birikimimizle ülkemizin sağlık yolcuğuna eşlik ediyoruz. Bir asrı deviren şirket kültürümüzde eğitim yalnızca teknik bir gereklilik değil, aynı zamanda bizim için kurumsal bir değer. Çalışanlarımızı, paydaşlarımızı ve geleceğin profesyonellerini kapsayan eğitim politikalarımız mevcut. Küresel sürdürülebilirlik hedeflerimiz doğrultusunda, tüm dünyada, sağlık ekosistemimize dahil olan paydaşlarımıza 6 milyon saat eğitim vermeyi hedefliyoruz.
Eğitim kültürümüzü, Eğitim Komitemizle orta öğretim ve üniversite düzeyine de taşıyoruz. Öğrencileri sağlık teknolojileriyle tanıştırıyoruz. Üniversitelerle iş birlikleri yapıyoruz. Ders programlarına dahil olarak çeşitli mühendislik disiplinlerinden öğrencilere sağlık teknolojileri eğitimleri veriyoruz.
- Neden üniversitelerle iş birliği yapma kararı aldınız?
Sürdürülebilir başarıyı sadece bugünün değil, yarının profesyonelleri ile birlikte inşa edebileceğimize inanıyoruz. Bu yaklaşımla hayata geçirdiğimiz üniversite programımız, vizyonumuz ve sürdürülebilirlik hedefl erimizle bire bir örtüşüyor. Geleceği inşa edecek gençlere ilham verebilmek üzere yola çıktığımız bu program için heyecanlıyız. Üniversite öğrencilerine sağlık sektörüne dair vizyon kazandırmak, teknolojik gelişmeleri tanıtmak ve farklı uzmanlık alanlarında sektörel tecrübemizi ve bilgimizi aktarmak amacıyla üniversitelerin seçmeli derslerine entegre oluyoruz. Gençler için sağlık teknolojilerinde bir kariyer rotası inşa etmek hedefiyle ilerliyoruz.
- Kariyer rotası oluşturmak için ne sunuyorsunuz?
Sağlık sektörü yalnızca hekimlerden ya da hemşirelerden ibaret değil. Tıbbi cihaz güvenliği, yasal mevzuatlar, cihazların uygulama alanları, sürdürülebilirlik gibi pek çok alan; mühendislerden servis profesyonellerine, satış uzmanlarından teknik uygulayıcılara kadar çok sayıda uzmanlık alanı var. Eğitim girişimimiz, gençleri bu çok katmanlı yapıyla tanıştırarak, onları yeni iş fırsatlarıyla tanıştırıyor ve gelecekteki rollerine hazırlanma fırsatı sunuyor. Sunduğumuz programlar, gençlerin kariyer yolculuklarında yalnızca bir durak değil; aynı zamanda sağlık teknolojileri alanında yenilikçi fikirlerin ve inovasyonun filizlenebileceği bir zemin işlevi de görüyor. Aynı zamanda sektörün donanımlı insan kaynağına duyduğu ihtiyaca da yanıt verecek bu stratejik adımın, ülkemizin sağlık teknolojileri ekosistemini ileriye taşıyacak bir iş birliği modeli olduğunu düşünüyoruz.
- Hangi okullarla iş birliğiniz oldu?
Eğitim programlarımıza Acıbadem Üniversitesi, İstinye Üniversitesi ve Türk- Alman Üniversitesi’nde başladık. 5 yılı aşkın bir süredir Acıbadem Üniversitesi, ön lisans öğrencilerine yönelik eğitim programlarımız var. 2025 yılı itibarıyla İstinye Üniversitesi ve Türk-Alman Üniversitesi’nin eğitim müfredatına seçmeli ders programıyla dahil olduk.
- Programların içeriğinde ne yer alıyor?
Eğitimlerimiz genel olarak sağlık teknolojilerini mühendislik perspektifiyle ele alıyor. Dersler, teknik servis, aplikasyon, bölge yönetimi, iş mükemmelliği, satış-pazarlama, EHS (Çevre, Sağlık ve Güvenlik) ve mevzuat ilişkileri gibi çok disiplinli bir yapıda ilerliyor. Öğrencilere tıbbi görüntüleme cihazlarının kullanım alanları, teknik mühendislik ve aplikasyon perspektifi, servis operasyonları, servis hizmeti, ürün yönetimi, tıbbi cihazlarda güvenli çalışma prensipleri, yasal düzenlemeler ve sürdürülebilirlik alanlarında eğitimler veriyoruz. Her biri Siemens Healthineers’ın uzmanları tarafından verilen dersler, öğrencilere teorinin yanında uygulamalı bilgiler de sunuyor. Bugüne kadar yüzlerce öğrencinin katıldığı eğitim programlarımız, teknik bilgi kadar vizyon aktarımı da hedefliyor.
- Projenin sonraki aşamaları için hangi planlarınız var?
Akademik bilgiyi sektörel uygulamalarla birleştirerek geleceğin potansiyel sağlık çalışanlarına yeni ufuklar açabilmeyi hedefliyoruz. Ülkemizin donanımlı insan kaynağı ihtiyacını karşılamaya destek olmak temel amacımız. Bu anlamda, üniversitelerde yürüttüğümüz programların oldukça verimli olduğuna inanıyoruz. Önümüzdeki dönemlerde, programımızı farklı üniversitelerde de yaygınlaştırmayı planlıyoruz.