Yerel piyasa CHP’ye karşı AKP-MHP Hükümeti’nin yürüttüğü operasyonların etkisiyle aşağı yönlü ve yatay bir seyir izlerken, dünya piyasaları İsrail’in İran’a saldırmasıyla yeni bir kaotik sürece girdi. Borsalarda sert düşüşler yaşanırken petrol ve altın fiyatları fırladı.
Avrasya Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Çiğdem Öztürk Pulatoğlu, piyasalardaki bu durumunu, “3. Dünya Savaşı ihtimaline dair oluşan söylemlere karşın piyasaların tepkisine baktığımızda bu endişelerin fiyatlamalara yansımadığını görüyoruz” cümlesiyle teyit etti. Pulatoğlu, “S&P 500 endeksinin zirvesine yakın durması, altının ons fiyatının geçtiğimiz haftalarda test ettiği 3.500 dolar zirvesini aşamadan geri dönmesi ve petrolün varil fiyatının çok daha sert bir şekilde artmaması bu görüşümüzü destekliyor” dedi.
Altın fiyatlarının üçüncü çeyrekte yukarı doğru hareketine devam edebileceğini söyleyen Pulatoğlu, şu öngörüde bulundu: “Sonuç olarak, kısa ve orta vadede küresel ve yerel piyasalara yönelik iyimser bir beklenti içindeyim. Faizlerin gerilediği bir ortamda, riskli varlıklarda pozisyon artışlarının devam edeceğini ve Türkiye’ye döviz girişinin hızlanabileceğini düşünüyorum. Bu süreçte TL bazlı varlıkların dövize kıyasla daha fazla ön planda olması gerektiğine inanıyorum.
Uzun vadeye ilişkin olarak ise 2026’nın ilk çeyreğinden itibaren küresel faiz indirim döngüsünün sonuna yaklaşılmasıyla birlikte enflasyon baskılarının yeniden artabileceğini ve bu durumun piyasalarda belirli belirsizlikler yaratabileceğini değerlendiriyorum.”
Faiz borsayı baskılıyor
Son dönemde Türkiye para ve sermaye piyasalarında sıkı para politikasının etkisiyle faizlerin yükseldiğine ve sınırlı likidite nedeniyle piyasalarda yatay ve aşağı yönlü bir seyir izlendiğine değinen, Çiğdem Öztürk Pulatoğlu, “Yüksek faiz ortamı, sabit getirili enstrümanlara yönelimi artırarak hisse senetleri üzerinde baskı oluşturuyor” dedi. Yılbaşından bu yana Türk Lirası’ndaki görece istikrar ve makroekonomik dengelenme süreciyle birlikte Borsa İstanbul’da yerli yatırımcıların ağırlığının devam ettiğini belirten Pulatoğlu şu değerlendirmede bulundu: “Bununla birlikte, yabancı yatırımcıların ilgisinin yeniden canlandığı da gözlemleniyor. Ancak bu ilgi daha çok kısa vadeli ve trade amaçlı işlemler şeklinde gerçekleşiyor. Uzun vadeli ve kalıcı yabancı sermaye girişlerinin artması için piyasa istikrarı, öngörülebilirlik ve sürdürülebilir para politikaları büyük önem taşıdığını düşünüyorum.”