YASEMİN BAL
Maden işletmeleri, özellikle yüksek nakit akışı, düşük şeffaflık ve karmaşık tedarik zinciri nedeniyle doğal kaynak temelli kara para aklama tehdidinin ta kendisi olmaya adaydır.
“maden arama ruhsatı”, “maden işletme ruhsatı” üzerinden rant, rüşvet ve komisyon ödemeleri kayıt dışı ödemeler gizlenebilmektedir. Madenlerin ve kayıt dışı paranın gerçek sahipliğinin perdelenmesini sağlamak üzere paravan şirketler veya offshore yapılara yönlenebilmektedir. Cevher rezervi veya ürün değeri manipüle edilerek ülke dışına çıkarılması, yurt dışında satılarak kara paranın aklanması temin edilebilmektedir. Altın, gümüş gibi değerli metal madenler, değerli taşlar ve nadir elementlerin ticareti de nakit ve anonim transferlerde kullanılabilmektedir.
Madencilikte kara paranın aşamaları bakımından kayıt dışılık birkaç aşamada gerçekleşebilir. Kayıt dışının yerleştirilmesi aşamasında; nakit maden satışı, sahte fatura vs gibi yöntemlerle yerel galeriden cevher alımı gibi gösterilmek suretiyle kayıt dışılık gerçekleştirilebilir. Katmanlaştırma aşamasında Panama, BAE, İsviçre gibi ülkelerdeki offshore şirketlerle ticaret perdesi örtülebilir. Gelirler madencilik dışı “temiz yatırım” kapsamında gayrimenkul veya resmi yatırım formatına evriltilerek aklanabilir. Örneğin Afrika ve Orta Asya ülkelerinde madencilik gelirlerinin yaklaşık %30’u aklama süreçlerinde kaybolmaktadır. Türkiye’de altın ihracatı-mücevher ithalatı farkı MASAK analizlerinde risk göstergesi olarak kullanılmaktadır. ABD ve AB, tedarik zincirinde izlenemeden madenleri “yüksek riskli” kabul ederek yaptırım listelerine almaktadırlar. Yani değerli madenler, nadir elementler kayıt dışı ekonominin rahmi görevini başarıyla yürütülebilecek yerlerdir.
Ruhsat devirleri ve imtiyaz sözleşmeleri sürecinde temsilci veya yerel ortak adı altında yolsuzluk yapılabilir. Alt yüklenici zincirindeki taşeronlar üzerinden şüpheli faturalandırma gerçekleştirilebilir. Gerçek dışı değerleme ile ihracat ve gümrük beyanları yapılarak mal çıkışı temin edilebilir. Kredi, yatırım fonu, bağış veya ön ödeme biçiminde finansman kaynaklarının girişi sağlanabilir. Takip edilmesi güç olan nakit, külçe veya değerli taş sevkiyatları yani fiziksel emtia transferi ile kayıt dışı gelir aklanabilir. Bunlar ilk anda akla gelen aklama yöntemleri olma riskini taşıyan eylemlerdir. Maden işletmeleri doğrudan yükümlü sayılmasa bile; finansal kuruluşlarla iş ilişkileri, lisans ve ruhsat devirleri, ortaklık yapıları, ihracat/ithalat işlemleri, rezerv/ürün değeri gibi gölgeli alanlar MASAK gözetimi altında denetlenmesi gereken alanlardır.
Altın Üzerinden Aklama ise, altının eritilmesi yeni seri numarasıyla yeniden piyasaya sürülmesi eylemi yoluyla gerçekleştiği iddiasını ABD Hazine Bakanlığı siyasi yaptırım aşma ve kara para aklama faaliyeti olarak incelemiştir. 2018/202 yılları arasında Venezuela-Türkiye-BAE hattında bu metodu Venezuela Merkez Bankası’ndan Türkiye’ye çıkarılan altınlar Dubai üzerinden Türk rafinerileri geldiği iddiası bu incelemeye temel alınmıştır. Yöne silahlı grupların madenden elde ettikleri altını Uganda ve Ruanda üzerinden Dünya piyasasına soktuğu, paraların Cenevre ve Dubai’deki hesaplarda toplandığı iddiası da Kongo Demokratik Cumhuriyeti bakımından vaka olarak değerlendirilmiştir.
Ruhsat Rüşveti ve Kamu Görevlisi İlişkili Aklama yöntemleri bakımından 2000’li yılların başında Zambia & Anglo-Amerikan örneğinde, bakır madeni ruhsatlarının siyasi bağışlara konu edilmesi üzerinden yolsuzluk soruşturmalarına konu olmuştur. Yabancı maden şirketlerinin yerel paydaş fonlarını kullanarak bakanlara ve bölgesel valilere yaptığı gizli ödemeler iddiası da Papua Yeni Gine vakası olarak kayıtlara geçmiştir.
Güney Afrika-Altın İhracatı konusunda 2015 yılında Johannesburg Gümrüğü fatura değeri ile altın değeri arasında %35 farkı tespit etmiştir. Türkiye’de de mermer blokların birim fiyatının düşük gösterilmesi suretiyle gelirin yurt dışında tutulması faaliyetleri de kayıtlara geçen vakalardandır.
Değişik zamanlarda;, maden ihracatı maskesiyle terör finansmanına konu edildiğinin, yaptırım altındaki aktörlerce kullanıldığı, vergilendirilmiş aklama fonuna dönüştürüldüğüne ilişkin örnekler de mevcuttur. Altın madenlerinin Burkina Faso, Nijer, Mali gibi ülkelerde, lityum ve krom madenlerin Afganistan ülkesinde, fosfat madenlerinin Suriye ülkesinde gözlemlenmiştir.
Çevresel Restorasyon ve Sosyal Sorumluluk gibi önemli duyarlıklar ve unsurlar da kayıt dışı ekonominin aklanması yöntemlerine malzeme edilmiştir. Endonezya-Kalimantan’da orman sahalarının iyileştirme fonlarının politikacıların şahsi hesaplarına aktarılması, Brezilya-Amazon havzası yeşil madencilik fonlarının kamu ihalesi yolsuzluklarına konu edildiğini de gözlemledik.
Savaş ve çatışma bölgelerindeki madenlerin üçüncü ülke sertifikasıyla temiz gibi gösterilmesi suretiyle rotalar da oluşturulmuştur. Rwanda-Kongo rotasında tantal madeni AB pazarına girmiş, Sudan-BAE rotasında altın madeninin kökeni belirsiz külçe olarak satılmıştır.
Taşınabilir ve evrensel değere sahip, küresel talebi yüksek, fiyatı belirsiz, spekülasyona ve manipülasyona açık değerli metaller, değerli taşlar ve nadir elementler para aklamanın cennetidir ve doğal banka işlevi görmeye, değer ve eder transferine uygundur. Bu uygunluğu sağlayan bankacılık sistemine girmeden değer transferi niteliği taşımakla; FATF ve OFAC sistemlerinin radarını, MASAK denetlemesini de aşabilmektedir. Maden, Kuyumculuk, Değerli Taş ve Metal Ticareti Tebliğlerini, OECD Due Diligence Gudiance for Responsible Supply Chains of Minerals, US Dodd-Frank Acet Section düzenlemesini de bertaraf edebilmektedir.
Yeni nesil hibrit de kayıt dışı ekonomi – para aklama çözüm süreçlerinde büyük roller üstlenmiştir. Artık yalnız klasik “maden satışı” değil, maden gelirinin fintech, enerji ve kripto sistemleriyle birleşmiştir. Maden gelirleri kripto borsalarında stablecoinlere çevrilerek uluslararası fonlara aktarılmış, altın madeni bölgelerinde kripto madencilik tesisi adı altında fiziksel ve dijital aklama birleştirilmiştir. Maden sahası rehabilitasyonu adı altında karbon kredileri üretilmiş, gerçek olmayan çevresel değerlerle satılmıştır. Bu krediler, uluslararası karbon borsalarında yeşil yatırım görünümü altında fon aklama aracı haline getirilmiştir. Kıymetli taş ticaretinde dijital fatura kılıfıyla, blockhain tabanlı sertifikasyon sistemleri manipüle edilerek dijital orijin belgesi üretilmesi ve fiziksel taşın kaynağının gizlenmesi mümkün hale gelmiştir.
Değerli Metaller, Taşlar, Nadir Elementlerin, kayıt dışı ekonominin rahminden kayıt içine girişi tedarik zincirinin izlenebilirliğini sağlayan kayıtlar, sahiplik veri tabanı, çoklu ve katmanlı denetim protokolü, uluslararası sertifikasyonlar (OECD, LBMA, EITI) ve veri paylaşımı protokolü (MASAK-MTA-MAPEG) ve bunların uluslararası veri paylaşımlarının temininin sağlanmasıyla uyum ve önleme sağlanabileceği konusunda devletimizin de yaptığı bir kısım çalışmalara dair duyumlarımız bulunmaktadır. Türk maden sektörüne özgü erken uyarı göstergelerinin ölçütleri üzerindeki çalışmalarda, üniversitelerden, sivil toplum kuruluşlarından, hukukçular, ekonomistler, gümrükçüler ve mali müşavirlerden saha desteği alınması konusunda özen gösterilmesini de ümit ediyoruz.