EKONOMİ gazetesinin geçmişinden miras aldığı geleceğe taşımaya çalıştığı etkinliklerden biri de temalı konuların tartışıldığı toplantılar. “Dönüşen Liderlik Zirvesi” de Sapanca’da yapıldı. Ana teması, değişen koşullarda “liderlik”ti.
Gazetenin Yazişleri Müdürü Handan Sema Ceylan ile Koordinatör Didem Eryar Ünlü’nün liderliklerinde diğer arkadaşların da katkılarıyla belirlenen ana konu hakkında değişik bakış açılarından yapılan değerlendirmeleri izleme fırsatı yaratıldı.
Ortamın atmosferi konular üzerinde daha yoğun düşünmeye vesile oluyor. Sapanca’daki toplantı lider konusunda deneyim ve birikimlerimizi anımsamamıza vesile olduğu gibi, değişik bakış açılarıyla yapılan değerlendirmelerle de zihni birikimimizi zenginleştirdi.
Liderin temel özellikleri
Zirvede değerlendirme yapanların paylaştıkları bilgiler, uzun yıllardır ilgi menzilimizde olan liderliğin temel özelliklerini bir kez daha düşünmemize yol açtı:
– Liderlerin sosyal ve duygusal iletişim konusunda bulundukları ortamın en iyileri olmaları gerektiğini anımsadık.
– İnsan ilişkilerinde cana yakın, gülümseyen, konuşulabilen, esprili olma özellikleriyle daha etkin olabildiklerini düşündük.
– Yedek kulübesinde oturarak lider olunamayacağını, sahada birlikte olma ve ortak iş yapabilme özellikleri olması gerektiğini; abartılı olmayan dingin insanlar olmalarının onlara biçilen rol olduğunu anımsadık.
– Liderlerin çevresindeki herkesin “imkansız olduğunu düşündüklerini mümkün kılan özelliklerinin” ne denli önemli olduğunu kavradık.
– Liderlerin, kendilerinden daha iyi olanların önlerini kesen “yetmezliğin itişi ihtirasın çekişiyle yanıp tutuşan” sapkınlık göstermemeleri gereğine inancımız pekiştik.
– Napolyon gibi askeri dehası ve siyasi becerilerini “egosuna kurban eden psikolojinin tutsağı” edenler kervanına katılmamaları gerektiğini not ettik.
– Lider ve sorumluluklarının tartışıldığı zirvede, derin korkuların yarattığı “öfkelerimize şifa veremeyen” oluşumlara harcananın emek ve zaman kayıplarını azaltan insanlar olduğunu öğrendik.
Lider zamanın ruhunu iyi okuyandır
Liderlerin ayırt edici özelliklerinden biri zamanın ruhunu iyi okumasıdır. Zamanın ruhunun hangi bileşenlerden oluştuğunu sıkça paylaşıyoruz. Zirvede, zamanın ruhu bağlamında liderlerin ne yapmaları gerektiğini de düşündük:
– Lider, Jeo-politik, jeo-ekonomik ve jeo- stratejik gelişmeleri yönlendiren arka planı gözlemeli, izlemeli ve değerlendirecek birikime sahip olmalı.
– Lider, devlet ve hükümet kararlarının, ülkelerin yönetişim kalitesinin küresel arka planı nasıl etkilendiğini, bunun kendi liderlik alanına ne yöne sürüklediğini kavramalı.
– Lider, üretimin insan için olduğu bilinciyle, emek hareketlerinin değişim ve dönüşümünün hızını, yönünü ve etkilerini değerlendirecek donanıma sahip olmalı.
– Lider, nüfus hareketlerindeki temel eğilimleri kavramalı, fırsat ve tehlikeleri hakkında sürekli uyarı yapan bir kurumsal işleyişin içinde yer almalı.
– Lider, kültürel dönüşümleri, geleneklerin olumlu ve olumsuz etkilerini, yeni kültür yaratılmasını ve çoğaltılmasının yol ve yöntemlerini bilmeli.
– Lider, teknolojik gelişmelerin araç-gereç boyutundan daha çok kavramsal gelişimine hakim olmalı.
Teknolojinin yarattığı dönüşümler ve lider
Üretim, ulaşım ve iletişim teknolojilerindeki değişme ve değişmelerin iç bütünlüğünden türeyen karar ve kurumlar yaşam biçimimizi, yaşam tarzımızı ve yaşam zenginliğimizi birinci elden etkiliyor. Teknolojide yaşanan büyük dönüşümlerin yarattığı iç ve dış koşulları dikkate alan bir lider, niteliksel gelişmeleri nasıl kavrar?
Liderlerin sadece “teknoloji bağlamında” zamanın ruhunu kavramalarının gerek şartlarını başlıklar halinde özetleyelim:
– Lider, yeni teknolojilerin “insanın zihin gücünün uzantısı” olmasını, zihnin hayalleri gibi hızlı ve esnek yapısını yansıttığını bilerek hız ve esneklik bilincini yükseltmeli.
– Lider, yeni teknolojilerin “doğrusal değil, geometrik dizilerle artış” etkisinin farkında olmalı; “sonsuz büyük ile sonsuz küçüğe erişilebilirlik potansiyelinin” ne anlama geldiğini zihninde netleştirmeli.
– Lider, bağlantı, iletişim-etkileşim, rekabet, işbirliği ve ortak çalışma ihtiyaçlarını ne yöne sürüklediğini fark etmeli.
– Lider, insanlığın bütün aşamalarında teknolojinin insanın performansını artırmasının nitelik değişmesi nedeniyle insanın yerini almaya aday olması, insanın varoluşuna tehdit oluşturmasının yaratacağı etkileri mutlaka enine boyuna sorgulamalı.
– Lider, doğanın kritik eşiklerde durmadığını, kendi yeni normalini yarattığını; son teknolojik gelişmelerde konsolidasyon sürecinin beklenenden uzun sürdüğünü; ana akımların ve merkezlerin işlevsizleştiğini, sayılar, görseller ve kavramların insanların rastlantı olacak şeyleri abartılı değerlendirdiklerini; rastlantılara çok kolay kanılmasının yaratacağı bireysel ve toplumsal sorunların nasıl yönetileceğini dert edinmeli.
– Lider, kendi deneyimlerimizle doğrulayamayacağımız kadar hızlı akan enformasyonun, duyuma dayalı algı oluşturmanın ve kulak kirliliğinin tehlikelerinin günlük mikro ve makro sorunları aşan etkisinin olacağı bilincini yükseltmeli.
– Lider, süreçleri uçtan uca kontrol etmenin, insan eliyle yapılan etken kontrolleri, hazla sistemin edilgen kontrolüne kaydırmasının olanak ve kısıtlarını, onların nasıl değerlendirilebileceğini zihninde berraklaştırmalı.
– Lider, teknolojinin gelir eşitsizliği yaratan özünün yönetişim kalitesi ihtiyacını artırdığı da zihin menzilinin dışına itmemeli.
Asıl önemlisi kavramsal gelişme
Teknolojideki nitelik değişmesini kavramadan; yeni üretim, ulaşım ve iletişim teknolojilerinin iç bütünlüğünün yaratacağı kurumların yapı, işlev ve kültürünü öngörmeden, teknolojilerin yarattığı araç-gereçlere abanmadan asıl önemlisi olan kavramsal geliştirmenin toplumsal örgütlenmedeki etkilerini öngörmeden, teknolojik gelişme ile liderlik arasındaki etkileşimi zihinlerde netleştirmek mümkün değil.
Hepimiz iyi biliyoruz ki, net bilgi olmadan etkin koordinasyon yapılamaz, etkin koordinasyon olmadan kaynaklar verimli kullanılamaz, odaklanma olmaksızın da etkili ve sonuç yaratıcı gelişmeler sağlanamaz… Neye sahip olduğumuz önemli değil, önemli olan sahip olduklarımızla neler yapacağımızdır. Sahip olduğumuz teknolojiyle neler yapabileceğimize, bu konuda liderliğin işlevine daha çok kafa yormalıyız.