Konkordato, KOBİ’lere iflastan kurtulma ve borç yapılandırma imkânı sunarken, itibar kaybı ve finansman zorluğu gibi riskleri de beraberinde getiriyor.
Konkordato, Türkiye’de İcra ve İflas Kanunu kapsamında, mali zorluk yaşayan şirketlerin alacaklılarıyla anlaşarak borçlarını yapılandırmasını sağlayan bir hukuki süreçtir.
Özellikle KOBİ’ler için bu mekanizma, ekonomik dalgalanmalar, pandemi gibi krizler veya piyasa koşullarındaki değişiklikler nedeniyle sıkça başvurulan bir araç haline gelmiştir.
Konkordato, iflası önleme amacı taşısa da, KOBİ’ler üzerinde hem olumlu hem de olumsuz etkiler yaratır.
Açık kaynaklardan derlediğim bilgilendirme amaçlı bu yazımda, konkordato ilanının KOBİ’lere etkilerini ayrıntılı olarak ele alacak, avantajlarını ve dezavantajlarını örneklerle bilginize sunacağım…
Analizimiz, güncel ekonomik veriler ve uzman görüşlerine dayanmaktadır.
Konkordato süreleri
Konkordato süreci, belirli mühlet (süre) aşamalarına bağlı olarak ilerler:
Konkordato başvurusu, Asliye Ticaret Mahkemesi’ne yapılır ve eksiksiz belgelerle desteklenmelidir. Süreç, 3 ay geçici mühlet (2 ay uzatılabilir) ve 1 yıl kesin mühlet (6 ay uzatılabilir) olmak üzere toplamda 24 aya kadar sürebilir.
Başvuru ve süreç, mahkeme denetiminde şeffaf bir şekilde yürütülür.
1) Geçici mühlet
- Mahkeme, belgelerin eksiksiz olduğunu tespit ederse derhal geçici mühlet kararı verir. Bu süre 3 aydır.
- Borçlu veya konkordato komiserinin talebiyle, geçici mühlet en fazla 2 ay uzatılabilir.
Toplamda geçici mühlet 5 ayı aşamaz.
- Bu süreçte icra takipleri durur, borçlunun malvarlığı korunur ve bir konkordato komiseri atanır. Alacaklılar, geçici mühlet kararına ilan tarihinden itibaren 7 gün içinde itiraz edebilir.
2) Kesin mühlet
- Geçici mühlet sonunda, mahkeme konkordatonun başarıya ulaşma ihtimalini değerlendirir ve uygun görürse 1 yıllık kesin mühlet kararı verir.
- Kesin mühlet, mahkeme tarafından 6 aya kadar uzatılabilir.
Böylece toplam süre 1,5 yılı bulabilir.
- Bu aşamada alacaklılar toplantısı yapılır ve konkordato projesi oylanır. Alacaklıların en az üçte ikisinin onayı gerekir.
3) Toplam süre:
- Hukuken konkordato süreci, geçici ve kesin mühlet süreleri dahil, en fazla 24 ay (2 yıl) sürebilir.
- Süreç, borçlunun ödeme planına uyup uymamasına bağlı olarak başarıyla tamamlanabilir veya reddedilirse iflas kararıyla sonuçlanabilir.
Konkordato, borçlunun mahkemeye başvurusuyla başlar ve alacaklıların çoğunluğunun onayıyla tasdik edilir.
Süreç, genellikle 1 yıl süren bir mühlet dönemini kapsar ve bu süre zarfında icra takipleri durur. KOBİ’ler, Türkiye’de ekonominin omurgasını oluşturdukları için konkordato gibi araçlar onların hayatta kalması açısından kritik öneme sahiptir.
Ancak, sürecin yönetimi, komiser nezareti ve mali raporlama gereklilikleri, KOBİ’lerin sınırlı kaynaklarını zorlayabilir.
Olumlu etkiler
Konkordato, KOBİ’lere finansal nefes alma alanı sağlayarak iflasın önlenmesini ve sürdürülebilirliği hedefler.
1- İflastan korunma ve faaliyetlerin sürdürülmesi
Konkordato, KOBİ’lerin iflas riskini azaltarak operasyonlarına devam etmelerini sağlar.
Örneğin, ekonomik durgunluk döneminde borçlarını ödeyemeyen bir KOBİ, konkordato sayesinde borçlarını 23 aya kadar uzatabilir ve nakit akışını yeniden düzenleyebilir. Bu, istihdamın korunmasını ve marka değerinin erimesini önler. Mahkeme denetimi altında süreç yönetildiği için, KOBİ’ler daha güvenli bir ortamda toparlanma şansı bulur.
2- Borç yapılandırması ve mali rahatlama
Borçların vade uzatımı veya indirimi yoluyla KOBİ’ler, ödeme planlarını gerçekçi hale getirebilir.
- İcra takiplerinin durması, zamanaşımı sürelerinin işlememesi ve sözleşmelerin feshedilememesi gibi hükümler, kısa vadeli likidite sorunlarını çözer.
- Ayrıca, tasdik edilen projelerde harç, damga vergisi ve bazı kredi istisnaları gibi vergi avantajları sağlanır, bu da mali yükü hafifletir.
- Küçük işletmeler için finansal rapor zorunluluğunun kaldırılması, bürokratik engelleri azaltır.
3- Çalışan ve sosyal koruma
- Konkordato mühleti boyunca, İş Kanunu kapsamında ücret alacakları Ücret Garanti Fonu’ndan karşılanabilir.
- Bu, KOBİ’lerin çalışanlarını işten çıkarmak zorunda kalmamasını sağlar ve sosyal etkileri iflasa göre minimize eder.
Örneğin, bir üretim KOBİ’si, konkordato sayesinde stok eritme ve maliyet kısma gibi hızlı kararlar alarak istihdamı koruyabilir.
4. Ticari ilişkilerin devamı
Alacaklılarla anlaşma, KOBİ’lerin tedarik zincirini bozmadan devam etmesini sağlar. Bu, özellikle zincirleme etkilerin yoğun olduğu sektörlerde (örneğin inşaat veya perakende) avantajlıdır. Bu olumlu etkiler, KOBİ’lerin ekonomik krizlerden çıkmasını kolaylaştırır; ancak başarı, gerçekçi bir ön proje ve komiser denetimine bağlıdır.
Olumsuz etkiler
Konkordato, avantajlarının yanı sıra KOBİ’ler için ciddi riskler ve maliyetler taşır.
Özellikle itibar kaybı ve zincirleme etkiler, uzun vadeli sorunlara yol açabilir:
1. İtibar ve marka değeri kaybı
Konkordato ilanı, KOBİ’nin mali zorlukta olduğu algısını yaratır ve piyasa güvenilirliğini sarsar. Müşteriler hizmet devamlılığından şüphe duyabilir, tedarikçiler mal vermekte tereddüt edebilir. Örneğin, köklü bir KOBİ’nin konkordato ilan etmesi, sektördeki algısını zedeleyerek rakiplerin müşteri çekmesine neden olabilir.
2. Finansmana erişim zorluğu
Süreç, kredi notunu düşürür ve bankalardan yeni kredi almayı zorlaştırır. Yüksek teminat veya faiz talepleriyle karşılaşılabilir.
Ayrıca, konkordato gider avansı ve komiser ücretleri gibi maliyetler, KOBİ’lerin sınırlı kaynaklarını eritebilir.
3. Alacaklılarla ilişkilerde zedelenme ve zincirleme etkiler
- Konkordato, alacaklı KOBİ’leri olumsuz etkiler; tahsilat gecikmeleri veya kayıpları, onların da batma riskini artırır. Örneğin, bir şirketin konkordato ilan etmesi, alacağı olan onlarca KOBİyi finansal baskı altına alır ve zincirleme iflaslara yol açabilir.
- Sistem, borçluyu korurken alacaklıları mağdur edebilir.
4. Süreç başarısızlığı riski ve işletme kısıtlamaları
- Eğer ödeme planı gerçekçi değilse, konkordato reddedilerek iflas kararı verilebilir.
Mühlet döneminde rehin tesis etme veya taşınmaz devri gibi işlemler mahkeme iznine bağlıdır, bu da işletme özgürlüğünü kısıtlar.
Ayrıca, rehinli alacaklıların takip başlatabilmesi baskı yaratır.
Bu olumsuz etkiler, özellikle konkordato sisteminin kötüye kullanımını (örneğin kolay ilan edilmesini) artırarak KOBİ ekosistemini zayıflatır.
Sonuç;
Konkordato ilanı, KOBİ’ler için çift yönlü bir kılıçtır: İflastan kurtulma ve borç yapılandırması gibi olumlu etkilerle hayatta kalma şansı sunarken, itibar kaybı, finansman zorluğu ve zincirleme mağduriyetler gibi olumsuz etkilerle uzun vadeli sorunlar yaratabilir.
Türkiye’de KOBİ’lerin yüzde 90’ından fazlasının finansal kırılganlığı göz önüne alındığında, sürecin daha dengeli hale getirilmesi (örneğin alacaklı koruması artırılması) şarttır.
KOBİ’ler, konkordato başvurusu öncesi profesyonel danışmanlık ( Hukuk, mali müşavirlik ve süreç yönetimi) desteği mutlaka almalı ve gerçekçi planlar hazırlamalıdır.
Bu mekanizma, doğru kullanıldığında ekonomiye katkı sağlar; ancak kötü yönetimde zincirleme krizlere yol açar.