Günlük hayatımızda ekonomi, güvenlik, temel haklar, adalet ve yönetişim sorunları hepimizi derinden etkilemekte, herkes esasında hukukun üstünlüğünün bir parçası olarak yaşamaktadır.
Bu hafta salı günü öğleden sonra CHP’nin İstanbul İl Kongresi’nin mahkeme kararı ile iptal edilmesi ile birlikte BİST 100 Endeksi’nde %5’in üzerinde, banka hisse senetlerinde ve uzun vadeli devlet tahvillerinde %10’a yaklaşan düzeylerde düşüşleri yaşadık. Son yıllarda siyasi gündemin ekonominin sürekli olarak önüne geçtiği zamanlarda yaşadıklarımızın bir tekrarını yine tecrübe ediyoruz.
Dünya Adalet Projesi (World Justice Project) kapsamında 2009 yılından bugüne kadar her yıl hazırlanmakta olan “Hukukun Üstünlüğü Endeksi’nde” Türkiye’nin 2025 yılında incelemeye alınan 142 ülke arasında 117’nciliğe gerilemiş olmasının etkilerini ekonomi alanında görmekteyiz.1
Dünya Adalet Projesi® (WJP), dünya genelinde hukukun üstünlüğünü geliştirmek için bilgi üreten, farkındalık yaratan ve evrensel hukuk normalarını teşvik eden bağımsız, çok disiplinli bir organizasyondur. Tahmin edileceği üzere herkese eşit bir şekilde işleyen hukuk devleti ülkelerde yolsuzluğu azaltır, yoksulluk ve rüşvetle mücadele eder ve insanları büyük ve küçük tüm olası adaletsizliklerden korur. Proje bir yandan ekonomik kalkınmayı desteklerken diğer yandan da hesap verebilir bir yönetim anlayışı çerçevesinde temel haklara saygıyı destekleyen adalet, fırsat ve barış topluluklarının temelini oluşturmayı amaçlamaktadır.
Geleneksel olarak, hukukun üstünlüğü; avukatların, savcıların ve hakimlerin alanı olarak görülmüştür. Ancak günlük hayatımızda ekonomi, güvenlik, temel haklar, adalet ve yönetişim sorunları hepimizi derinden etkilemekte, herkes esasında hukukun üstünlüğünün bir parçası olarak yaşamaktadır. Bu felsefeye dayanarak, WJP hukukun üstünlüğünü geliştirmek için çok disiplinli bir yaklaşım izlemektedir.
2006 yılında William H. Neukom tarafından Amerikan Barolar Birliği'nin (ABA) bir başkanlık girişimi olarak ve diğer 21 stratejik ortağın ilk desteğiyle kurulan Dünya Adalet Projesi, bağımsız bir şekilde kâr amacı gütmeyen kuruluşa dönüşmüştür. 2009 yılında kurulan bu organizasyonun halihazırda ofisleri Washington DC, Seattle, Singapur ve Mexico City'de bulunmaktadır.
Hukukun üstünlüğü endeksinin oluşturulmasında izlenmekte olan temel yaklaşımı şu şekilde ifade etmek mümkündür;
Dünya Adalet Projesi (WJP) kapsamında her yıl hazırlanan “Hukukun Üstünlüğü Endeksi” 139 ülkenin ulusal anketlerine dayalı olarak hazırlanan, 138.000’den fazla hanehalkı ile 4.200 hukuk uzmanı tarafından ölçülen ve dünya ölçeğinde genel kabul gören bağımsız bir çalışma niteliği taşımaktadır. Hukukun üstünlüğü kavramının genel kabul görmüş 4 evrensel prensibi bulunmaktadır.
Hesap Verebilirlik: Devlet yetkilileri veya özel sektör temsilcileri mevcut yasalara göre sorumlu tutulmalıdır.
Adil Hukuk: Kanunlar açık bir şekilde, herkese istikrarlı ve eşit olarak uygulanır. İnsan haklarının yanı sıra mülkiyet, sözleşme ve usule ilişkin hakları da sağlamalıdır.
Şeffaf Devlet: Devletin uhdesinde gerçekleşen tüm eylemler, yasaların kabul edildiği, uygulandığı, hüküm verildiği ve uygulandığı tüm süreçler erişilebilir, adil ve verimli bir şekilde gerçekleştirilmelidir.
Erişilebilir ve Tarafsız Adalet: Adalet, erişilebilir, yeterli kaynaklara sahip ve hizmet ettikleri toplulukların yapısını yansıtan yetkin, etik ve bağımsız temsilciler ve tarafsız hukuk temsilcileri tarafından zamanında sağlanmalıdır.
İşte kısaca yukarıda özetlemeye çalıştığım bu dört evrensel ilke, hukukun üstünlüğünün işleyen içeriğini oluşturmaktadır. Bu temel kurallar uluslararası kabul görmüş genel standartlara ve normlara uygun olarak geliştirilmiştir.
Hukukun üstünlüğü faktörleri
WJP Hukukun Üstünlüğü Endeksi'nin puanları ve sıralamaları sekiz ana faktör etrafında düzenlenmiştir:
- Devlet yetkilerine ilişkin kısıtlamalar,
- Yolsuzluğun olmaması,
- Şeffaf hükümet,
- Temel haklar,
- Düzen ve güvenlik
- Yasal uygulamalar,
- Kamu hukuku
- Ceza hukuku
Burada devlet yetkileri üzerindeki kısıtlamalar bölümü WJP Hukukun Üstünlüğü Endeksi'nin 1’inci faktörü olarak yer almaktadır ve yönetenlerin yasalara ne ölçüde bağlı olduğunu ölçmektedir. Hükümetin, görevlilerinin ve temsilcilerinin yetkilerinin sınırlandırıldığı ve yasaya göre sorumlu tutulduğu hem anayasal hem de kurumsal araçları içermektedir. Aynı zamanda, özgür ve bağımsız bir basın gibi hükümetin gücü üzerindeki hükümet dışı kontrolleri de içerir.
Endeks değerini oluşturan ilgili faktörlere göz atıldığında rahatlıkla anlaşılacağı üzere Türkiye, devlet gücünün kullanımında, şeffaf devlet anlayışında, temel hak ve özgürlüklerin kullanımında, ceza hukuku uygulamalarında ve yasal uygulamalar kısımlarından çalışmada en düşük notları almıştır.
Bu arada 2005 yılından itibaren hızla yükselen doğrudan yabancı yatırımcı miktarı 2007 yılından itibaren azalış trendine girmiş, özellikle 2018 yılından itibaren ise, yabancıya gayrimenkul satışları hariç tutulduğunda azalmış durumdadır.
Yabancı yatırımcıların BİST üzerinden yaptıkları hisse senedi ve tahvil şeklindeki portföy yatırımları son 20 yılın en düşük seviyelerine gerilemiş durumdadır.
Reel efektif döviz kurunun gelmiş olduğu seviye, Türk Lirası’nın son 40 yılın en düşük noktasında olduğumuzu göstermektedir.
Son Söz: Adalet olmadığında ahlak ve vicdana yer yoktur.
1https://worldjusticeproject.org/rule-of-law-index/global