Merkez Bankası’nın politika faizi beklendiği gibi yüzde 50’de sabit tutuldu. Ama Para Politikası Kurulu metninde yer alan bazı ifadelerin, eylül ayının metnine göre daha karamsar olduğu dikkati çekti.
PPK toplantı metnindeki ilk cümle şöyle: “Eylül ayında enflasyonun ana eğilimi bir miktar yükselmiştir.”
Oysa geçen ayki toplantıdan sonra yapılan açıklamadaki ifade daha yumuşaktı:
“Ağustos ayında aylık enflasyona dair göstergeler bir bütün olarak incelendiğinde, ana eğilimin belirgin bir değişim sergilemediği değerlendirilmiştir.”
Ağustos ayı enflasyonu için “Ne iyi-ne kötü” değerlendirmesi yapan Merkez Bankası, bu kez eylül ayı enflasyonu için “Kötü” diyor.
Şu yurt içi talep!
Merkez Bankası’nın gelecek için karamsar bir yaklaşım sergilediğine ilişkin başka işaretler de var.
Geçen ay üçüncü çeyrekle ilgili şöyle bir değerlendirme okumuştuk:
“Üçüncü çeyreğe ilişkin göstergeler yurt içi talebin yavaşlamaya devam ederek enflasyonist etkisinin azaldığını teyit etmektedir.”
Bu cümle görünürde küçük ama anlam olarak belirgin bir değişim göstererek dünkü PPK açıklamasında şöyle yer aldı:
“Üçüncü çeyreğe ilişkin göstergeler yurt içi talebin yavaşlamaya devam ederek enflasyondaki düşüşü destekleyici seviyelere yaklaştığını ima etmektedir.”
Belli ki yurt içi talep hâlâ enflasyonun en büyük nedeni olarak görülüyor. Geçen ay bu talebin enflasyonist etkisinin azaldığı görüşü dile getiriliyordu, bu kez ise söz konusu talepteki düşüşün enflasyondaki gerilemeyi destekleyici seviyelere yaklaştığı gözlenir olmuş.
Doğrusu Merkez Bankası “Yurt içi talep istediğimiz düzeye gelmedi” diye basit bir cümle kurmak yerine epeyce ağdalı bir ifade kullanmayı tercih etmiş…
“Belirsizlik arttı”
Merkez Bankası enflasyon konusunda yurt içi talebin sorun yaratmaya devam ettiğini ön plana getiriyor getirmeye de aslında özet ve can alıcı cümleyi talep konusunun sonuna saklıyor:
“Enflasyondaki iyileşmenin hızına dair belirsizlik son dönemdeki veri akışı ile artmıştır.”
Bu cümle PPK metinlerine ilk kez girdi. Çok eskiden varsa hatırlamıyorum; ama son dönemlerde bu cümle yoktu.
Belirsizlik yaratan veri akışıyla nelerin kastedildiğine ilişkin bir açıklık yok. Söylenen ne:
“Son dönemdeki veri akışı enflasyondaki iyileşmenin hızına dair belirsizliği artırmış.”
Merkez Bankası herhalde şunu demek istiyor:
“Öyle gelişmeler oluyor, öyle veriler geliyor ki, enflasyonun ne zaman nereye ineceğini kestirmek neredeyse mümkün olmaktan çıktı. Bu konuda büyük bir belirsizlik var.”
Bu cümlenin sonuna “Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla” türünde şöyle bir ek yapmak herhalde yanlış olmaz:
“Bakın ne diyorum; enflasyonun ne zaman nereye ineceğini bile göremez duruma geldik. Enflasyondaki iyileşmenin hızına dair belirsizlik arttı. Bunu neyin artırdığı ikinci planda, önemli olan belirsizliğin artması. Dolayısıyla ikide bir şu tarihte faiz indirimi olur ya da olmalı deyip durmayın. Beklentilerinizi biraz erteleyin.”
Sabit ifadeler
Merkez Bankası’nın daha önceki metinlerde de yer alan bazı sabit ifadeleri dünkü PPK metninde de aynen korundu.
Hani faizin ne zaman indirilebileceğine, ne olursa bir indirim yapılabileceğine ilişkin ifadeler vardı ya, onlar:
“Aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana ve enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duruşu sürdürülecektir.”
Merkez Bankası’nın son çeyrek için mevsimsellikten arındırılmış aylık artışı yüzde 1.5 dolayında öngördüğünü ve bu düzeyde kalınabildiği takdirde bir faiz indirimine niyetleneceğini bir kez daha hatırlatalım.
Ekimde yüzde 1.5 artış olsa bile bu oran Merkez Bankası’nca “ana eğilimde belirgin ve kalıcı bir düşüş” olarak okunmayacağına göre kasım ayındaki faiz kararı da belli sayılır. Hele hele PPK metnine ilk kez giren “Enflasyondaki iyileşmenin hızına dair belirsizlik arttı” ifadesinden sonra… Diyorsanız ki “Siyaset devreye girerse ne olur”, her şey olur, benim yaptığım ekonomik bir değerlendirme tabii ki…