2 hafta önceki yazımda Türkiye’de uygulanan dezenflasyon programını “dünyanın en yavaş dezenflasyon programı olarak” nitelendirmiştim. Geçen hafta yayınlanan senenin 3. Enflasyon Raporu da bu görüşümü teyit eder nitelikte. Rapor enflasyonun ana eğiliminin nisan ayında yükseliş kaydettikten sonra izleyen aylarda daha ılımlı bir seyir izlediği iddiasında. Temmuz ayında ise enflasyonun ana eğiliminin döneme özgü unsurların etkisiyle geçici olarak yükselirken üç aylık ortalamalar bazında kademeli yavaşlamanın sürdüğü ifade edilmekte. Merkez Bankası açıkça ifade edemese bile, şu satırlar bile aslında enflasyonun istenen hızda gerilemediğinin bir itirafı niteliğinde.
Nitekim, önceki raporda 2026 yıl sonu için %12 olan enflasyon tahmini, %16’lık “ara hedef” olarak güncellenmiş. Bu %33 oranındaki tahmin artışı hiç de azımsanacak bir artış değil. MB’ye göre enflasyonun ataletindeki iyileşmenin öngörülere göre daha yavaş gerçekleşmesinin tahmin üzerinde 1.9 puan artırıcı etkisi olmuş. Açıkçası insan “ne enflasyon ataletiymiş” diye sormadan edemiyor. 2026 sonunda dezenflasyon programının başlamasının üzerinden 3.5 yıl geçmiş olacak olmasına rağmen hâlâ enflasyon ataletinden söz ediliyor olması normal değil. Gerçek hedef olan %5’e ne zaman ulaşılacağı ise tamamen belirsiz.
Raporun açıklanmasından sonra çok konuşulan bir konu da 2025 sonuna ilişkin tahmin aralığının 19-29’dan 25-29’a çekilmiş olması, buna karşılık da ara hedefin değiştirilmeyerek %24’te bırakılmış olması. MB enflasyonu 25-29 aralığında beklerken (ki piyasa beklentileri %29 olacağı yönünde), hedefin bu bantın da altında bırakılmasının inandırıcılık açısından problemli olduğunu düşünüyorum.
Keza inandırıcılığı zedeleyen bir başka unsur da TÜİK’in TÜFE’si ile İTO’nun İstanbul TÜFE’si arasındaki farkın giderek artıyor olması. Hatırlanırsa, 2023 Haziran’ı ile 2024 Mayıs’ı arasında enflasyon verilerinde bir düzelme görülmüş, ve veriler İTO Geçinme Endeksi verileri ile yeniden paralel hale gelmişti. Ancak, o günden beri tekrar verilerde bir ayrışma olduğu gözlemleniyor. Şöyle ki, Haziran 2024’te İTO ve TUİK 12 aylık TÜFE’leri sırasıyla %73.7 ve %71.6 iken Temmuz 2025 itibarıyle bu veriler sırasıyla %42.5 ve %33.5. Hem rakamsal, hem de yüzdesel olarak çok büyük bir fark oluşmuş durumda. Bu mutlaka izah edilmeye muhtaç bir durum. (“İstanbul enflasyonu Türkiye geneline göre daha yüksek seyrediyor” çok geçerli bir izah olamaz. İstanbul’da fiyatlar genel seviyesi daha yüksek olabilir, ama genel fiyat artış oranı (enflasyon) çok farklı olamaz.)
Her şeyden önce programın başarısı MB’nın inandırıcılığı ile orantılı. Bu nedenle yukarıda soru işaretlerine neden olan “hedef” karışıklığının ve “veri” farklılığının giderilmesi önem arz ediyor. Öte yandan, her şeye rağmen, yavaş da olsa bir dezenflasyon sürecinde olduğumuzu söyleyebiliriz. Ancak, bu yavaşlık enflasyon beklentilerinin de yavaş bir şekilde aşağı gelmesine yol açarak, istenilen hedeflere yaklaşmayı da geciktiriyor. Ayrıca, yavaş seyreden bir program, bu süreçte olası olay risklerini de artırdığı için beklentileri olması gerektiğinden yüksek bir yerde tutarak bizatihi sürecin daha da uzamasına sebep oluyor.
Programın yavaşlığının bir sebebi de kamunun yeteri kadar sıkı bir maliye politikası izleyememesi. Her enflasyon raporu’nda bu noktaya “para ve maliye politikalarının eş güdümünün etkinliğine dair riskler” olarak yer veriliyor. Ancak, yüksek bütçe açıklarının dezenflasyonist programı ne kadar geciktirdiği üzerine bir çalışma yok. Hatırlanırsa Sn. Mehmet Şimşek bütçeyi daha sıkı tutmak amacıyla özellikle gelir vergisi konusunda bazı önerilerde bulunmuş, ancak bu öneriler bizzat İktidar tarafından kabul görmemişti. Halbuki, gelir vergisi ve diğer doğrudan vergi düzenlemeleri ne enflasyonist, ne de büyümeyi yavaşlatıcı nitelikte olmadıkları için bir dezenflasyonist programı için en uygun seçeneklerdir. Ayrıca, bu vergiler büyük ağırlıkla zengin kesimleri etkilediğinden dolayı, oy tabanını da menfi yönde etkilemez. Ama bunu yapmak/yapabilmek pek çok çıkar grubunu karşısına alabilmeyi gerektirir. Türk siyasetinin reel politiğinde bunun pek mümkün olduğunu düşünmüyorum.