İktidarların klasik söylemidir. Onlara göre kamu çalışanları ve emekliler hiçbir dönem enflasyona ezdirilmemektedir.
Söylem budur da, peki gerçek nedir?
Hadi gelin bugün işçi emeklileri için söylenenin doğru olmadığını son iki yılın verilerine bakarak ortaya koyalım...
Ama önce şunu vurgulamam gerek. Başlangıç olarak hangi tarihin alındığına göre farklı sonuçlar çıkabilir. Bu yalnızca emeklilerin enflasyon karşısındaki durumu için söz konusu olan bir durum değil. Hemen hemen her gösterge için benzer sonuçlarla karşılaşılabilir.
Örneğin Türk parasının reel değeri... Örneğin finansal tasarruf araçlarının reel getirisi...
Başlangıç tarihine göre TL değerli de denilebilir, değersiz de.
Yine başlangıç tarihine göre finansal araçlarda kimi dönem reel getirisi olan bir yatırım aracı, başka bir başlangıç tarihine göre zarar ettirmiştir.
Dönelim tekrar emekli maaşlarının enflasyon karşısındaki durumuna...
Bir kere bu kıyaslamayı yaparken TÜİK’in tüketici fiyat endeksini kullanıyorum, onu belirteyim. Biliyorum, yine bazı kesimler bu endeksin gerçek fiyat artışını yansıtmadığını dile getirecek -ki bu görüşte büyük ölçüde haklılık payı var ve hesaplamada bu endeksin kullanılmaması gerektiğini söyleyecektir. Ben de aynı yanıtı vereceğim:
“Geçmişe dönük serisi bulunan ve daha iyi olduğu kanıtlanmış başka endeks var da ben mi kullanmıyorum!”
SON İKİ YIL
İşçi emeklilerine her yılın altışar aylık dönemlerinde enflasyon farkı veriliyor. Memur ve memur emeklileri için göstermelik de olsa bir toplu sözleşme imzalanıyor ve altışar aylık dönemler için belirlenen bu zam oranı enflasyona ekleniyor, sonra önceki zam düşülüyor, yani memur ve memur emeklileri için hesaplama farklı.
Ama işçi emeklileri için hesaplama çok basit...
Altı aydaki TÜFE artışı her kaç ise, o artış fark olarak maaşlara yansıtılıyor.
Lütfen dikkat, bu zam değil, geride kalan dönemin enflasyonunun maaşlara yansıtılması, o kadar.
İşte son iki yılın altışar aylık enflasyonu ve buna göre verilen farkın seyri...
Şöyle varsayıyorum... 2023 sonu; emekli maaşları enflasyonla eşitlenmiş durumda.
Yani enflasyona göre geçmişten gelen ne kayıp var, ne enflasyonun üstünde bir artış yapılmış.
Geçmişin üstüne bir sünger çekilmiş.
Emekliler enflasyonla helalleşmiş, el sıkışmış, beyaz bir sayfa açmış.
Çok uzun zamandır uygulanmakta olan bu temel kararın özü şu:
“Bundan sonra altı aylık enflasyon maaşlara yansıtılıp kayıplar giderilecek.”
Kağıt üstünde gayet makul görünen bir yaklaşım... Enflasyon maaşlara yansıtılacak ve kayıplar giderilecek, hatta kayıp oluşması önlenmiş olacak.
Ama “küçük” bir sorun çıkıveriyor ortaya.
Fiyatlar etikette sabit durmuyor ki, döneme göre bazen hızlı, bazen yavaş ama hep artıyor. Emekliye geride kalan altı ayın enflasyon farkı veriliyor ve maaş enflasyonu yakalıyor, bir sonraki ay yine kayıp oluşuyor. 2023 sonundaki “helalleşme” ve “el sıkışma”dan sonraki durum ortada... Maaşlar altı ay yatay, fiyatlar artıyor; altınca ayın sonunda enflasyonu yakalayan fiyatlar bir de bakıyor ki enflasyon yine almış başını gidiyor. Emekli, boynu bükük bir şekilde enflasyonun arkasından bakakalıyor! Altı ay bekleyecek ve altınca ayın sonundaki artış kadar fark alarak enflasyonu yakalayacak. İyi güzel de bu dönemdeki kayıp ne olacak?
İKİ YILDA YÜZDE 8 KAYIP
Enflasyonun altı aylık gecikmeyle yansıtılmasından ötürü emekliler iki yıl için yüzde 8 dolayında kayba uğradı. Üstelik bu oran, 2025 enflasyonun yüzde 29 olacağı ve bunun için de yılın ikinci yarısındaki aylık artışın yüzde 1,7’de kalacağı varsayımına dayanıyor.
2024 yılının başında maaşı 10 bin lira olan bir emekli altışar aylık dönemlerdeki enflasyon farklarıyla bu yıl sonuna kadar toplam 329 bin lira maaş almış olacak.
Eğer 2024 yılı başında 10 bin lira olan maaş her ayki enflasyon oranında artırılsaydı bu emeklinin eline iki yıl toplamında 356 bin lira geçecekti.
Bir başka ifadeyle bu emekli “enflasyona yenilmediği” için bu iki yıl boyunca toplam 27 bin lira eksik maaş almış oldu. Bu da iki yıl için aylık bin liradan fazla bir kayıp demek.
Bütün bu hesaplama tabii ki enflasyonun eksiksiz ölçüldüğü varsayımına dayanıyor. Enflasyonda da yüzde 10 kadar eksik ölçüm olsa, emeklinin iki yıllık kaybı yüzde 20’yi buluyor.
Ama neyse ki emekli enflasyona ezdirilmiyor!
Bunu söyleyenlere grafiğimizin başlığındaki çağrıyı bir kez daha iletelim.
“Buyurun, grafikteki sarı alanların ne anlama geldiğini izah edin!”