Şirketler ardı ardına batıyor, ancak ekonomi yönetimi bunları doğal sonuç gibi lanse ediyor. Kabahati şirketlerde buluyor. Enflasyon için de vatandaşları suçluyorlar.
Ekonomi yönetiminin üç algı çabası göze çarpıyor:
- “İşler söylendiği gibi değil, her şey iyiye gidiyor”
- “Olur böyle şeyler, çok da büyütmeyin”
- “2018-2019 sürecinde işler daha kötüydü”
Ekonomik reçetenin olumsuz yan etkileri ortaya çıktıkça genellikle bu üç algı çabası içine giriyor.
Mesela rakamlara eziyet ederek durumu iyi göstermeye çalışıyor. Kredi büyümesinin sebebini hepimiz biliyoruz, maliyetler aşırı yükselince eskisine göre daha fazla borçlanmak gerekiyor. Ancak ekonomi yönetimi meseleyi bir kredi patlaması gibi anlatıyor.
Şirketler ardı ardına batıyor, ancak ekonomi yönetimi bunları doğal sonuç gibi lanse ediyor. Kabahati şirketlerde buluyor. Enflasyon için de vatandaşları suçluyorlar. Şaşırmıyorum açıkçası.
Tüm yatırımcılar kelepir buldukları dövizi alıyorlar
Çok sıkıştıkları zaman, doğrudan doğruya belli bir dönemi “onlar bizden daha kötüydü” şeklinde işaret ederek, ortaya çıkardıkları sonuçtan sıyrılmaya çalışıyorlar. Ancak sonuç değişmiyor, ortada bir başarı yok. İçerden aldıkları rüzgâr dindi, şimdi sadece dışarıdan aldıkları rüzgârla yola devam ediyorlar. Bazı parametreler söylediklerimi doğrular nitelikte.
Döviz kurlarını kontrol etmek isteyen ekonomi yönetimine rağmen, küçük ya da büyük tüm yatırımcılar “bundan da düşük olmaz” diyerek kelepir buldukları dövizi satın alıyorlar.
25 Temmuz haftasına ilişkin Haftalık Para ve Banka İstatistikleri raporuna bakarsak, bankalarda yurt içi yerleşiklerin toplam döviz mevduatları bir haftalık sürenin sonunda 195 milyar 595 milyon dolar seviyesinde oldu. Döviz mevduatları bir önceki hafta seviyesine göre 1 milyar 551 milyon dolarlık artış gösterdi.
Açıkçası bu serinin 19 Mart’tan beri değişen bir hızla devam ettiğini söylemeliyim. Bir yandan Merkez Bankası diğer yandan yatırımcılar sürekli döviz biriktiriyor/ TCMB verilerine göre brüt rezervler aynı haftada 171,8 milyar dolara çıkmış. Net rezervler ise 62,8 milyar dolardan 64,5 milyar dolara yükselmiş.
Swap hariç net rezervlerde rezervler 46,7 milyar dolara çıkmış ama hala 19 Mart sabahındaki seviyeden 20 milyar dolar gerideyiz.
Piyasa ekonomisine dönmeden dengeyi bulamayacağız
Aklımıza takılan soru şu: Ekonomi yönetimi dövize baskı uygularken, Merkez Bankası rezervleri güçlendirirken vatandaşların döviz alması ne anlama geliyor? En basit ifadeyle "güven eksikliğini bize gösteriyor "desem yanlış olmayacaktır.
“Biz gidersek her şey kötü olur” diye düşünüyorlar ise hiç merak etmesinler, hiç kimse dokunmasa ekonomi kesinlikle kendi kendine düzelirdi. Her gelen, ekonominin bir yerini çekiştirdiği için iki yakası bir araya gelmiyor. Piyasa ekonomisine dönmeden dengeyi bulamayacağız.
Carry Trade kazancının sona erdiği gün çıkacak olan yüklü döviz yüzünden tahribata uğramamak için rezervlerden yoğun satış olacağı besbelli. Tüm bunların ülkeye ciddi maliyeti olacak. Bu durumu ancak siyasi irade düzeltebilir. Ancak zaman giderek daralıyor diyebilirim.