Aylardır yüzde 33’e takılıp kalan bir enflasyon var. Görünen o ki 2025 de bu civarda bitecek. Hane halkının bir yıl sonraki beklentisi yüzde 54’e yükseldi. Yani hane halkının hissettiği enflasyon budur. Cuma günü enflasyon raporu sunumunda dezenflasyon sürecine dönüldüğü belirtilecek. Gerçekten bir düşüş algılanıyor mu, tartışılır.
Enflasyonla mücadele 2,5 yıldır sürüyor. Bu zaman diliminde uygulanan sıkı para politikasına maliye politikasının desteği sorgulanabilir. Gıda üretimini artıracak politikalar yeterince uygulanmıyor denebilir. Konut piyasasında alınması gereken önlemler hayata geçirilemiyor vurgusu yapılabilir. Her kesimin kendi penceresinden bir yorumu olabilir. Tabii politika yapıcılar bu kadar çabanın üzerine döviz kurlarını serbest bırakmazlar. Kredi kanallarını açmazlar. Herkes yoruldu ama önümüzde daha yol var.
Dünya ekonomisi sert salınımların hâkim olduğu bir döneme girdi. Ani değişimlerin yaşandığı, öngörülmesi zor bir çağdayız. İstikrar giderek istisna hâline geliyor. Bir ülkenin dostu veya düşmanı artık yıllara değil, haftalara göre değişiyor. Fay hatları kayıyor. Eski haritalar geçerliliklerini yitiriyor. Yeni ticaret blokları şekilleniyor. Kanada artık ABD’den çok Meksika’dan otomobil alıyor. Çin, ABD’den aldığı soya fasulyesini ve sığır etini, Güney Amerika’dan ve Avustralya’dan alıyor. Peru, orman meyveleri ihracatında başka pazarlara yöneliyor. İçeride tüm enerjimizi enflasyon mevzusuna harcıyoruz. Bazı konularda geç kalıyoruz.
