Yaklaşık 7 yıldır yaşamakta olduğum New York’un genç sosyalist-Müslüman Belediye Başkanı Mamdani’nin kampanyasını içinde takip ettim. New York’a özgü çok fazla sosyo-kültürel dinamikler var. O nedenle dışarıdan yapılan bazı yorumlarda gördüğüm eksikleri düzeltmek istedim…
Önce işin romantik tarafından başlayalım. Çünkü herhalde yıllardır beni ve çevremdeki birçok New York’lu arkadaşımı siyaseten bu kadar mutlu eden bir olay yaşanmadı. Hala, Zohran Mandani gibi -Amerika için öteki olan- genç deneyimsiz bir siyasetçi Dünyanın en zengin şehrinde belediye başkanı seçilebiliyormuş. Hala, sıradan insanların süper elitlerle gerçekten eşit oy hakkı varmış.
Yaklaşık 7 yıldır yaşamakta olduğum; işimin-ofisimin bulunduğu New York şehrinin Belediye Başkanlığı’na şehrin gerçek insanlarının sorunlarını çözmek isteyen gerçek bir insan seçildi. Elbet bu iyimser yorumlarım karşısında birçok okur içinden “Adam genç çaylağın biri… 1 yıl sonra başarısız olunca görüşürüz. Derin Amerika’nın planı gibi…” geçiriyor olabilir. Bunların hepsine yanıtım var. Şimdilik iyimser taraftan devam edelim…
Sokaktaki çocuklar; milyarderleri, ABD Başkanı’nı yendiler
Aylar öncesinden gencecik New Yorklu çocuklar şehirdeki ofisimizin kapısını çaldıklarında gerçekten şaşırmıştım, umutlanmıştım. Bu gençler bir önceki; 2021 Belediye seçimlerinde sadece yüzde 23 oranında katılımın olduğu bir seçim kampanyası için çalışıyordu.
Ve uğruna çalıştıkları aday Mamdani; Müslüman ve sosyalist kimliğini açıkça ifade eden, Gazze’deki katliam gibi Amerikan siyasetindeki birçok tabuya kafadan giren ve kapitalizmin merkezinde gelir adaletsizliği sorunlarına savaş açan genç bir liderdi.
Belki de en önemlisi siyasete umudumuzu tazeledi. Nasıl tazelemesin ki: New York’un milyarderleri Mamadani’ye açıkça savaş açmasına rağmen kazandı. Yetmedi, Elon Musk Mamdani’ye ‘o bir yalancı’ dedi. O da yetmedi, dünya liderlerini karşısına ip gibi dizen Amerikan Başkanı Trump kendisine komünist, terörist dedi. Ama sokaktaki çoluk çocuk bunlara inanmadı ve bu inanç bütün bu dev anti-kahramanları alt etmeyi başardı. Merak etmeyin, biliyorum Soros’un oğlu ile destek fotoğrafı var. O kadar da olsun….
Ve sonuçta bir New York masalı gerçek oldu. 34 yaşında Asyalı Müslüman, sosyalist bir genç, dünyanın en önemli şehrine belediye başkanı seçildi. Kapı kapı dolaşan gençler, deve dişi gibi bir oligarşiyi, şehrin penthouselarındaki milyarderleri yendi. New Yorklu Yahudi çocuklar ve vicdanlı Yahudi din adamları Gazze’deki katliamı destekleyen babalarını, dayılarını liderlerini yendi.
Evet, özetle siyaset kazandı. Halk kazandı. Benim gibi bazı insanların siyasete inançları tazelendi. Hâlâ siyasetle sonuç alma şansının olduğunu gördüler.
Zaferin analizleri doğru başlıyor eksik bitiyor
Şimdi bu zaferin dinamiklerini analiz edelim ve öncelikle Amerika içinde nasıl bir değişim dalgasına yol açabileceğine bakalım.
- New York’ta veya Londra, Los Angeles gibi benzer Anglo-Sakson metropollerinde yaşamadan başarıyı getiren değişimi anlamak çok kolay değil. Çünkü olay son derece sosyo kültürel. Herkes, Zohran’a istediği etiketi yapıştırabilir. Yahudi karşıtı, hatta Hamas destekçisi. Bir tarafı Hintli. Sosyalist, hatta komünist. Bugüne kadar en trans-gender dostu başkan adayı. Aslında hepsinden biraz ve bütün bu kimlikleri de sahici. Söylemde iddialı olsa da asla eylemde radikal değil. Bir döneme kadar; Amerika’da aile parasıyla çok ciddi bir işte çalışmadan takılanlara verilen sıfata uygun şeklde “Nepo baby”. Biraz lapacı. Zaten New York’un ruhunu yansıtan çok kültürlülük de bu zaten. Ancak Mamdani’nin kampanyasının taşıyıcısı olan yeni neslin çok kültürlülük anlayışı ana- babalarından çok farklı. New York’lu ana babaları da çok demokrat ve hoşgörülü olsa da diğer gruplarla ortak alanı çok sınırlı paylaşırlardı. Mesela siyahların gittiği mekânlar farklıydı, beyazlarınki farklı. Zaten biraz da bu nedenle benim çok ama çok beğendiğim siyasetçi Bernie Sanders aslında ideolojik tabanı olması gereken siyahlardan yeterli desteği alamadı. Kültürel uyumsuzluk nedeniyle….
Gençler, emekçiler ve Müslümanlar olmasa zafer gelmezdi
- Ancak Mamdani’nin kampanyasının taşıyıcısı olan 30 yaş altı gençler bu anlamda çok farklılar. Kültürel olarak aynı dalga boyundalarsa Müslüman, Yahudi, Latin olması fark etmiyor. Birçok şeyi paylaşabiliyorlar. Önemli olan ortak kültürel deneyimler… Aslında buna Almanya’dan uç bir örnek var. Almanya’da iktidara talip neo faşist parti AfD’nin lezbiyen başkanı Alice Weidel’in partneri Sarah Bossard esmer tenli bir Sri Lankalı. Almanya gibi ırkçı damarın güçlü olduğu bir ülkede faşist partinin liderinin kız arkadaşının beyaz olmaması bundan 10-20 yıl öncesine kadar düşünülemezdi.
- Evet, New York’a dönelim. Mamdani’nin kampanya ateşini gençler yaktı, onlar taşıdı. Ancak seçimi göçmen emekçi Latinler ve Müslümanlar kazandırdı. Çünkü Mamdani seçim kampanyasını ilk günden beri “Bu şehirde yaşamak çok pahalı. Şehrin çalışan emekçi insanları için bu şehirde yaşamak eziyet oldu. Bu insanlar her gün 3-4 saat yolda harcamak zorunda. Saatlik asgari ücreti 30 dolara çıkaracağım” gibi demokratik sosyalist kimliğine uygun net güçlü mesajlar verdi. Gerçekten New York çok pahalı bir şehir. Bu şehir emekçi insanlar için gerçekten bir eziyet olabiliyor. Üstelik bu şehir dünyada en fazla zenginin yaşadığı şehir. Düşünün, her gün 2 saat metro ile gelip tost hazırladığınız, taksi ile taşıdığınız 4 adamdan biri teknik olarak milyoner. Ve sizin hasta olsanız hastaneye gidecek paranız yok.
- Gelelim Mamdani’nin Müslüman kimliğine, Gazze konusunda ilkeli ve aktif duruşuna, bunun siyasi yansımalarına. Özellikle yeni nesil bu konuda çok hassas. Yahudi gençler arasında bile açıkça İsrail politika karşıtlığı yüzde 70’lere ulaşıyor. Öte yandan artık Cumhuriyetçi Parti tabanında da koşulsuz İsrail destekçiliğine bir tepki var. Ancak dikkat edin, neredeyse hiç kimse bunu Mamdani kadar açık bir şekilde dile getirmedi. Amerika’da bu konuda aktif şekilde tepki gösterenler genelde entelektüeller ve sanatçılar oldu. Siyasetçilerde ise neredeyse kimse Mamdani kadar net olamadı. Konu birçok Amerikalı için şu noktaya vardı: “Hani önce Amerika’nın çıkarlarıydı. Amerika’da bu kadar evsiz varken neden Amerika bu savaşı aktif şekilde destekliyor?” Trump’ın MAGA hareketinin fikir babaları Steve Bannon ve Tucker Carlson’ı takip edebilirseniz bu dönüşümü görmek için. Evet, Mamdani kral çıplak dedi. İsrail-Netanyahu destekçileri taşıyla tüfeğiyle, parasıyla, medyasıyla Mamdani’ye savaş açtılar. Mamdani geri adım atmadı. Netanyahu New York’a gelirse tutuklarım dedi. Mamdani yıkılmayınca İsrail destekçilerinin belki de ilk defa bu derece karizması çizildi. Bu, Mamdani’nin arkasında sessiz ve sesli bir destekçi kitlesi oluşturdu. Amerika her zaman kazananı sever, destekler…
Demokrat Parti’de değişimi tetikleyecek
- Yukarıdaki maddeyle de ilintili olarak Amerikan siyasetinde yaşanabilecek değişime bakalım. Demokrat Parti 2024 hezimetinden sonra hem liderlik hem de siyaset krizindeydi. Aslında demografik olarak Demokrat Parti’nin yükselişe geçmesi gerekirken akıl almaz politikalarla parti resmen felç oldu. En basitinden: Belki de Demokrat Parti’nin onlarca potansiyel başkan adayı olabilecekken partiyi artık akli melekelerini yitirmiş 80 yaşındaki Biden ve hiçbir liderlik özelliği olmayan Kamala Harris’e teslim ettiler. İnsanların büyük ekonomik geçim sorunları varken bu konularda tek söz söylemediler. Mamdani’ye gelinceye kadar çözümü mevcut Kaliforniya Valisi gibi genç ve parlak bir başkan adayı bularak çözmeye indirgediler. Oysa Mamdani’den çok daha ilerici solcu politikaları savunan Bernie Sanders gibi figürlerin siyasetini riskli bularak onları elediler. Ancak Mamdani bir anlamda Demokrat Parti’ye nasıl seçim kazanılabileceği konusunda yeni bir fikir verdi. Şu an görünen, Demokrat Parti elitleri Obama kampanyasında olduğu gibi Mamdani’yi veya o tarz bir figürü partinin geleceği olarak görüyor ve destekliyor. Bu anlamda trene atlayan en güçlü figürler Obama ve Bill Clinton oldu. Elbette Mamdani Amerika doğumlu olmadığı için başkan adayı olamaz. Ama siyasi doğruculuğu reddeden, halkın sorunları konusunda popülist ve doğrudan mesajlar veren söylemleri ilham kaynağı olabilir.
Obama uzlaşarak; Mamdani meydan okuyarak kazandı
Son bir uzun not daha. Mamdani de Obama, başkan adayı olduğu zaman deneyimsiz ama umut vaadeden bir lider olarak konumlandı. Ancak Mamdani, Obama’dan tamamen farklı bir öykü. Obama, tam bir Demokrat parti müesses nizan aktörü. Bence ilk yurtdışı ziyaretini Türkiye’ye yapmasından da anlaşılabileceği üzere Türkiye ve Ortadoğu için büyük bir şanstı. Ancak genel olarak Obama tam bir demokrat parti eliti gibi davrandı ve böyle algılandı. İnanılır gibi değil ama Amerika’nın belki de en önemli 10 siyasi ailesinden biri olan eski Amerikan Başkanı oğul Bush, halk tarafından Obama’ya kıyasla çok daha halktan biri olarak algılanıyordu.
Obama’nın verdiği en önemli değişim mesajı “Siyah bile olsanız akıllıysanız çok parlaksanız bir gün Amerikan başkanı bile olabilirsiniz” hissiyati vermesiydi. Ve bunu neredeysen ben siyahım ile demeden yaptı. Mamdani ise “Ben Müslümanım. Ailemin bir tarafı Hindistan’dan. Arapça konuşurum. Müslümanlar gibi elimi kalbimin üzerine koyarak selam veririm. Ayrıca sosyalistim. Açıkça Gazze’yi savunuyorum. İmkanım olursa Netanyahu’yu da tutuklarım. Bu arada seçim zafer konuşmasında doğrudan Amerikan Başkanı’na dahi ağır konuşurum” diyor. Eminim Demokrat Parti elitleri de artık bu kadar açık şekilde politik doğruculuğu reddeden, Amerika’da dışlanan Müslüman kimliğine sahip bir kişinin başarısından somut dersler çıkaracaktır. Eminim partinin aday seçimlerinde bu kriterler belirleyici olacaktır. Bir anlamda Mamdani, Amerikan siyasetinde yeni fantastik bir dönemin işaret fişeğini yaktı.