Şu bizim YÖK sistemine dair birkaç rakam vereyim. Türkiye’deki 208 yükseköğretim kurumunda 6.950.142 öğrenci, 184.566 öğretim elemanı bulunuyor. Bunların 6.204.078’i devlet üniversitelerinde, 735.433’ü vakıf üniversitelerinde, 10.631’i vakıf meslek yüksekokullarında…
Geçen yıl tam 903.673 diploma üretmişiz. Bunların 773.325’i devlet üniversitelerinden, 127.957’si vakıf üniversitelerinden, 2.391’i vakıf meslek yüksekokullarından… Peki, iş bulabilmişler mi? Görünen; çoğu “ev genci” oluvermiş. Yarısı KPSS sınav kuyruğunda, gerisi iş aramaktan vazgeçmiş.
Diploma üretim fabrikaları
Bu kadar işe yaramaz diplomayı, 184.566 öğretim elemanı üretmiş. Bunların 154.981’i devlet üniversitelerinde, 29.338’i vakıf üniversitelerinde, 247’si vakıf meslek yüksekokullarında… Öğretim elemanlarının 34.280’i profesör, 22.462’si doçent, 44.216’sı doktor öğretim üyesi, 37.039’u öğretim görevlisi ve 46.569’u araştırma görevlisi olarak görev yapıyor.
O halde merak ediyorum; mademki işe yaramıyor, insan kaynakları neden diploma şartı koşuyor? Az sayıda marka üniversiteler hariç, yüzüne dahi bakmadığı diploma için neden gençlerin hayatı 4-6 yıl harcanıyor? Yetmiyor bir de sertifika, kurs belgeleri şart koşuyorlar. Ama diplomaya bakılmıyor bile…
İKİ SORU İKİ CEVAP
Dünyada durum nasıl?
İngiltere Başbakanı, “beceri, yetenek kazandırmayan, işe yaramayan bölümleri kapatmaktan” söz ediyordu. Aslında tüm dünyada diploma yerine yetenek peşinde koşuluyor artık. Eğer bir alanda yetkinliğin yok ise diploma sana sağlam bir gelecek sağlamıyor.
Yetenek ne demek?
Bir alanda en iyi olmak demek… Temel prensip, eksiklerini tamamlamak için eğitim almak yerine, zaten sende var olan kabiliyetleri geliştirmeye odaklanmak demek… Daha net bir tanımla, “sen olmazsan o işi başkası senin kadar iyi yapamaz” olma hali… Ziraat mühendisi olmuşsun, bitkiyi tanımıyorsun. Ancak bitkiyi tanıma kabiliyeti olan bahçıvanı havada kapıyor işletmeler…
not
YETENEK AÇIĞI, AKIL AÇIĞI, CARİ AÇIK, BÜTÇE AÇIĞI
Açık; ihtiyacı karşılamama hali… Ayağa yetmeyen yorgan… Ya derin kuyu veyahut kısa ip… ManpowerGroup Yetenek Açığı Raporu’na göre 2024 yılı için yetenek açığı tahminleri tüm dünyada %75 olurken yetenek açığı beklentileri global ortalamanın bir puan üzerinde ölçülen Türkiye ise %76 ile 41 ülke arasında 22. sırada yer aldı.
Ülkemizde en fazla yeteneğe ihtiyaç duyan sektörler, %78 ile taşımacılık ve lojistik & otomotiv, tüketim ürünleri & hizmetleri ve sağlık&yaşam bilimleri sektörleri… Bunları %77 ile bilgi teknolojileri, %76 ile endüstriyel ürünler ve malzemeler, %74 ile iletişim teknolojileri, %70 ile enerji ve altyapı hizmetleri ve %69 ile finans ve emlak sektörleri takip etti.
Peki, tüm bu yetenek açıklarının diğer açıklarla ilgisi nedir? Şudur; eğer yeteneğin yoksa bütçen açık verir, cari açık verirsin… Zaten herkesin eline diploma tutuşturup onları işsizler ordusuna salmak, tam bir akıl açığı değil midir?
Son sözüm şudur; üniversiteler, işsizlik siloları gibidir. İnsan, 30’una dek hiçbir işe yaramayacak eğitim alır mı? Kaldı ki bizim 208 üniversitemiz, diploma fabrikasıdır ve işsizimizi sakladığımız antrepolardır.