Memleketimizde gerçekten çok ilginç girişimciler var. Çorumlu Fatih Eke ve eşi Nazan Hanım ile sohbet ediyoruz. Fatih Bey, 12 yaşında ailesinden ayrılıp ‘sağlık meslek lisesi’ okudu ve ardından yaklaşık 10 yıl hastanelerde çalıştı. Ancak girişimci olma isteği daima çok güçlüydü. 2005 yılında geldiği İstanbul’da (Esenyurt) ilk girişimi ‘sağlık kabini’ kurmak oldu. Bu girişim bir süre sonra ‘evlere sağlık hizmeti de veren bir tıp merkezine’ dönüştü. Sonra bu işteki ortaklıktan ayrılıp başka bir ilham kaynağına yöneldi. Fatih Eke şöyle anlatıyor:
“Peygamberimiz Hazreti Muhammed’in ‘Ölüm hariç hiçbir dert yoktur ki çörek otunda ona karşı bir şifa olmasın’ sözündeki hikmetin peşinden gitmeye karar verdim. Peygamberimiz böyle söylediğine göre, ‘çörek otu üretmek, ondan ürünler elde etmek, satmak herkese şifa, mutluluk ve bereket getirir, çörek otu her eve girmeli’ diye düşündüm. Çok şükür öyle de oldu ve ben de çörek otu sayesinde şifa, aşk ve bereket (para) buldum.”
Fatih Eke’nin, çörek otu odaklı iş sürecindeki ayrıntılar da çok ilginç. Şöyle devam ediyor: “Şirketim ve markam Nigella (çörek otu) oldu. Önce çörek otu yağı satıyordum, ardından evlerde isteyen herkes kendi sıkım yapabilsin diye küçük sıkım makinesi ürettirdim ve onları da satmaya başladım. Bundan da çok iyi para kazandım sonra ‘çörek otlu kahve’ üretimi yaptık. Bu arada aşkımla (eşim) Nazan ile de çörek otu vesilesiyle bir satış toplantısında tanıştım. Çünkü ben ürünlerimin ‘doğrudan pazarlama’ ile satışını büyütmek istiyordum. Nazan da o dönemde bankacıydı ve aynı zamanda küresel bir doğrudan satış şirketinin ürünlerinin satışında çok başarılı biriydi. Çörek otlu kahveyi onunla birlikte tasarladık ve ürettik. Nazan ile evlendik, o da kendi şirketini kurdu. Ayrıca kişisel bakım ve kozmetik ürünleri de geliştirdik. Yeni farklı ürünler örneğin gıda takviyeleri de eklendi. Nazan Hanım ile evlenince her şey çok daha hızlı gelişmeye ve büyümeye başladı. Bir süre sonra çörek otu konusunda Türk cumhuriyetlerinden, Rusya’dan, çok talep gelmeye başladı ve bizim satışlarımız oralarda hızla büyüdü. Mesela Kazakistan’da vergi rekortmeni de olduk.”
8 ülkede şirketlerimiz, 350 bin satıcımız var Nazan Eke ise şöyle konuşuyor:
“Fatih Bey ile tanıştıktan 3 ay sonra evlendik. Bir ev tuttuk, eşya olarak bir el çantasıyla geldi. Bu arada ben ürünlerimizin doğrudan satışı için marketing ve kazanç planlarını yaptım. Yazılımlar, üretim vs. işimizin altyapısını geliştirdik. İlk yurt dışı talep Azerbaycan’dan geldi. Çörek otu yağı ve çörek otlu kahve (kapsül) satışı yaptık. Sonra şampuan, anti aging kremler, güneş kremleri vs. üretimlerimiz devreye girdi. Bu konudaki markamız Alyalina Kozmetik oldu. İlk başta tabii ki fason üretimler yaptırdık. Sonra kendi üretimimizi kurduk. 2018’den itibaren Kazakistan devreye girdi ve şu anda 8 ülkede şirketlerimiz, 350 bine yakın satıcımız var. 63 ülkede ürünümüz satılıyor. İstanbul’da 3 üretim yerimiz var. Ürün sayımız 320’ye ulaştı, farklı bitkilerden farklı ürünler de geliştirdik.”
Ferrarili genç çiftçilerimiz neden olmasın?
Nigella Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Eke, Endonezya’da kahve üretimi için tesis yatırımı yapmak istediklerini belirtiyor ve Türkiye’deki yatırım stratejisini şöyle özetliyor: “Tarihi kayıtlarda çörek otuna dair ilk bahis Çorum’da (Hattuşa) geçiyor. Esas olarak çörek otunun ana vatanı Anadolu’dur. Ne kadar üretilebilse o kadar işlenebilir ve dünya genelinde satılabilir. Bu nedenle ‘çörek otu tarımını geliştirmek’ için proje peşindeyim. Özellikle gençlere odaklanıyorum, onları tarıma kazandırmalıyız. Projeme göre bu konuda girişimci olacak gençler mobil uygulama üzerinden çörek otu tarımını izleyebilecekler. 100 dönüm tarladan 18 bin kilo çörek otu almak mümkün. Kilosu 130 liradan 2 milyon 350 bin lira ciro mümkün. Yüzde 15’i gider olabiliyor ve net kazanç 2 milyon lira. Toplamda bir yılda 20 günlük çalışma yeterli. Bu yüzden ben ‘Ferrari sahibi çiftçi olmayı’ vaat ediyorum. Bana göre çiftçilikten daha verimli ve güzel bir meslek yok. Bu projemizi uygulama imkânı bulursak tek çatı altında büyük bir üretim tesisi yatırımı yapacağız. Yüksek ihtimalle Eskişehir’de olabilir. Tarımda yapay zekâ ve blockchain kullanımı konularına da odaklıyım. Hatta bu nedenle bir D-8 toplantısında davetli konuşmacı da oldum.”