Yer: Guangzhou, Shenzen, Çin
Tarih: 11-12 Kasım 2025
Küçükken en sevdiğim çizgi filmlerden biri Jetgillerdi. Jetgiller bir yerden bir yere uçan arabalarıyla giden güler yüzlü mutlu bir aileydi. TÜSİAD Çin Çalışma Grubu olarak 5 gündür Çin’deyiz. Çin’in güney bölgesinde olduğumuz için daha çok elektrikli araba üreticilerinin, teknoloji, yazılım üreticilerinin olduğu bölgedeyiz.
Gezdiğimiz araba fabrikalarından XPENG - ki Alman arabaları kalitesinde araç üretiyordu - hem uçan araba hem insansı robot hem de otonom (kendi kendine giden) araçlar üzerinde çalışıyorlar. Ertesinde gezdiğimiz, E-Hang drone şirketi ise insansız hava taksi ile lisanslı uçuşlara başlamış durumda. Araç kendi kendisine uçuyor. Pilotlara da gerek kalmamış. Jetgillerin araçlarına binmemize çok az kaldı. Hazırlanın!
Otelden çıktığımda, bilhassa taksiye bindiğimde ortamda bir sessizlik var. Araç gürültüsü yok. Hava da temiz. Bakıyorum etrafa her yer elektrikli araç. Araçlar elektrikli olunca da sokaklarda bir sessizlik mevcut. Meğer devlet büyük bir strateji olarak halkı elektrikli araca yönlendirmiş.
Neden? Çünkü 1992’de bilim adamı Qian Xusen, Çin devletine mektup yazarak petrol kullanımını bırakmaları gerektiği konusunda devleti uyarmış. Ertesinde bu öneriyi devlet politika olarak kabul etmiş, üniversitelerini araştırma merkezlerini bir araya getirmiş ve Çin, yeşil enerji kaynaklarına büyük yatırım yapmış. Halk şu anda tereddütsüz elektrikli araç alıyor. Şu anda yeni teknoloji ile araç pilinizin yüzde 80’i, 5 dakikada doluyor. Bu hız bir akıllı telefonun pilinin hızlı şarj ile yüzde 80 dolmasıyla aynı hız. Artık şarj etmek bir problem değil. Bu arada bazı elektrikli araç markaları aracı satın alırsanız evinize monte etmek için şarj istasyonunu da hediye olarak bedava veriyorlar.
Ülke o kadar kalabalık ve büyük ki, trafiğe kayıtlı araç sayısı 353 milyon adet. Binek araç sayısı, halk zenginleştikçe, hızlı bir şekilde yılda yüzde 5,8’lik bir büyümeyle, yılda 27 milyon adet artıyor.
Ülke olarak bu kadar büyük bir araç parkına sahipseniz, kullandığınız araçları yurtdışından alıyorsanız, araçların yakıtını da ithal ediyorsanız tabi ki kendi ürettiğiniz araçlara binmeniz ve kendi ürettiğiniz enerji ile giden araçlar yapmanız lazım. Bunun için de ilk önce üretimde kullanacağınız tüm elementleri en ucuza ve kaliteli üretecek keşifleri, inovasyonu, patentleri alıp ertesinde planı programı yapmanız lazım. Böylece zorlukla kazandığınız dolarları yurtdışına araba ve petrol almak için kaptırmayıp, bu parayı yurtiçindeki işletmelerinizin büyümesine harcayabiliyorsunuz. Hatta normal iç talepten daha fazla üretim kapasitesi üreterek halkınıza uygun fiyata araba sağlayıp ihracatınızı da daha rekabetçi hale getirebiliyorsunuz.
15-20 sene önce Çin otomotiv pazarı Avrupalı, Japon ve Amerikalı araç üreticileri için cennetti. Muhtemelen petrol ihraç eden ülkeler içinde başka bir cennet. Bugün Çin, kendi geliştirdiği teknolojisi ile, elektrikli araçların pilinde kullanılan nadir toprak elementlerinden kendi pilini üretiyor. Kendi elektrikli motorunu üretip, kendi dizayn ettiği ve ürettiği arabalarına bu pilleri koyup, kendi arabalarını hem kendi ülkesinde kullanıyor hem de tüm dünyaya ihraç ediyor.
Ben Çin’in elektrikli arabada neden bu kadar ısrar ettiğini ancak bu seyahatte anladım. Parası cebinde kalıyor!
Peki hangi sihirli el sizi bu kadar akıllıca yönlendiriyor. Cevap: Çin Komünist Partisi Beş Yıllık Kalkınma Planları. 15.’si yeni açıklandı. Sağ olsun Halil İbrahim Topal bana Türkçesini verdi. Bir sonraki yazıda kullanacağım.
Peki arabayı yaptık. Araba nasıl gidecek.
Tabi ki yeşil enerjiyle. Çünkü ülkenin kendisi üretebiliyor. Hem temiz hem de ilk yatırımı amorti ettikten sonra yeşil enerji bedava. Çinliler bunu keşfetmiş ve önce yeşil enerji üretimi için gereken malzemeyi ucuza ve kaliteli üretmeye başlamışlar.
Çin’de rakamlar devasa…Çin’in kurulu enerji gücü 3.900 Gigawatt, Türkiye’nin yaklaşık 33-34 katı (115-120 Gigawatt). Çin’in enerji üretim kapasitesinin 2.400 Gigawatt’ı, yani yüzde 60’ı yenilenebilir enerji ve nükleer enerji üretiminden geliyor. Şimdi güneş ışımadığında rüzgâr esmediğinde, su akmadığında da kesintisiz enerji sahibi olmak için enerji depolama işine de konsantre olmuşlar. Onu da çözmelerine çok az kaldı. Petrol, kömür hatta uranyum bile 100 sene sonra bitecek. Halbuki güneş, rüzgâr ve su hep bizimle. Çok akıllıca…
Bu arada AION adlı diğer marka bir araba üreticisine giderseniz,10.000 dolar fiyatla (420.000 TL) gayet güzel bir öğrenci veya orta gelir düzeyi arabası satın alabiliyorsunuz. 30.000 doları (1,260,000 TL) gözden çıkarırsanız en kral araba sizin. Bu fiyatlara her şey dahil. Çin devleti 1990’lar Türkiye’sinin seçim sloganı olan 2 anahtarı halkına vermiş durumda. Çin’de ev sahipliği oranı yüzde 89-91 arasında. Demek ki ev satın alma erişimde kolay ve devlet destekliyor.
Düşük faizli ve çok uzun vadeli mortgage’lar ve geleneksel ev alma kültürü, ev sahipliği oranını yükseltmiş.
Arabayı uygun fiyata alırsanız, eviniz varsa, okul ve sağlıkta da devlet size iyi hizmet sunuyorsa zaten refah toplumuna yaklaşmışsınızdır. Gıda fiyatlarına daha bakamadım ama muhtemelen onlar da uygundur. Çin bildiğiniz gibi değil. Artık bir refah ülkesi.
Kalın sağlıcakla…