AB, dünyanın her yerinden bilim insanlarını çekecek 500 milyonluk yeni bir fon açıkladı. Yaklaşık 4 yıldır bir AB ülkesi Çek Cumhuriyeti'nde yaşıyorum. Öncesinde 6 yıl ABD’de yaşadım. Bu ülkelerde bilimin ve bilim insanlarının nasıl teşvik edildiğini bizatihi gördüm. Parlak projeler için fon kısıtı yok. GSMH'den çok önemli paylar bilimsel araştırmalara aktarılıyor. Akabinde her kuruş sıkı takip ediliyor ama para sorun değil. Bununla birlikte bilimsel başarılar için sadece fon yetmez. Yapacak olan insandır. Dolayısıyla doğru insanlara sahip olmanız gerekir. ABD`nin süper güç olmasını sağlayan, yarattığı fırsat eşitliği, özgürlükler ve demokratik iklim sayesinde dünyanın en iyi beyinlerini çekebilmesidir. Şu an Trump, öğrencileri, akademisyenleri ve yetenekli göçmenleri ürküterek kendi ayağına sıkıyor aslında. Amerika'ya beyin göçünü engellerseniz çöküşünü de hazırlamış olursunuz.
Amerikanın korumacı politikaları Çin, Rusya ve AB için fırsat olur mu? Sanmıyorum. Belki birkaç AB ülkesi süreci kendi lehine çevirebilir ama AB`nin başka ciddi dertleri var. Öncelikle bürokrasiye gömülmüş durumdalar. Kurumlar hantal, süreçler yavaş ilerliyor. Bilim, teknoloji ve inovasyon dinamik yönetilmesi gereken alanlardır. Eğer hızlandırmak yerine yavaşlatırsanız doğamadan ölür. İkincisi AB ülkelerinde halen zımni ya da açıktan ayrımcı politikalar uygulanıyor. Avrupalılar kendi kıtalarının dışındakileri sevmiyor. Bu bir gerçek. Hollanda gibi en liberal ülkelerde dahi marjinal sağ hatta faşist kafalar iktidara geliyor. Dolayısıyla AB kültürü üstün beyinler ve yüksek yetenekli bireyler için bir "melting pot" olmaya henüz çok uzak. Kültürü değiştirmek çok zordur ve AB`yi bu konuda ciddi bir sınav bekliyor.
Çin ve Rusya alternatif dahi değil. Bu tip ülkeler bilim yuvası olamaz. Çin sözde komünizm olan bir totaliter rejime sahip. Rusya tek adam rejimi. Kendi vatandaşları elbette bilimle uğraşabilir ama dünyanın diğer ülkelerinden en yetenekli insanların buralarda yaşaması için gerekli koşullar hazır değil. Bilim için hukuk üstünlüğü, demokrasi ve özgürlükler şart.
Bilim için Gerek şartlar
- Bütçe
- Beyin gücü
- Kültür
- Hukuk
- Özgürlük
Peki, Türkiye neler yapıyor tüm bunlar olurken? Halimizi anlatmaya lüzum yok. Türkiye; Orta Doğu, Orta Asya ve Afrika'nın göçmen deposuna dönüşmüş durumda. Çoğu niteliksiz iş gücü vasfında. Afrikalı öğrencilerin Türkiye üniversitelerine doluşması ülkenin bilimsel çıktılarını zıplattı mı? İyi eğitimli insanları çekebilmeniz gerekiyor. Türkiye'nin çok daha büyük problemleri var. Üniversitelerin mevcut durumdaki motivasyonu bilim vs. değil. Siyasi bir aparat olmaktan gayet memnunlar. Bu, yeni bir durum da degil. Özerk değiller. Kendi bütçeleri yok. Araştırma bütçeleri yok. Kendilerine inkişaf değil taassup misyonu yüklemişler. Türkiye üniversiteleri insanların siyasi meşrebine, mezhebine hatta cemaatine göre akademisyen seçer duruma gelmiş. Adına üniversite denilen kuşatılmış kaleler. Bu şartlarda bilim elbette mümkün değil.
Bilim insanları kendilerini zihnen rahat ve özgür hissettikleri iklimlerde verimli olabilirler. Gelecek ve geçim kaygısı gütmeden çalışabilmeliler. Tüm hakları hukuken güvence altına alınmalı. Siyasetten uzak, özgürce kendi projelerini yürütebilecek koşullar yaratılmalı. YÖK kapatılmalı. Öğrencilerin yaratıcılığını artıran ve onları dünya görüşleri ya da hayat tarzlarından dolayı yargılamayan kampüsler kurulmalı. Aksi takdirde uzay ve teknoloji çağı da kaçmış olur.
Bilimsel çıktılar teknoloji ve inovasyonlara dönüşür. İnovasyon ekonominin motorudur. Kaliteli ve katma değerli büyüme için başka bir yol yok. Bilim sadece birkaç kişin fantastik fikirleri için yapılmaz. Ya da unvanları dağıtmak için oynanan bir oyun değildir. Bizatihi gelişim ve ekonomik kalkınmak için şarttır. Ekonomimiz büyümezse ve gelişemezsek ne olur? Anlatmaya gerek var mi? Tablo ortada. İnsanlar aç ve yoksul kalırsa, hiçbir şey dikiş tutmaz. Ahlaki çöküntü beraberinde yağmaları, gaspları ve sair suçları doğurur. Halen küçük bir ışık sızmaya çalışırken değerlendirelim ve tamamen karanlığa gömülmeden artık doğrulalım.