Dünya Bankası’ndaki bir panelin Afrika’yı temsil eden katılımcısı, elektrik erişimindeki sıkıntıya işaret ederken, ABD’li katılımcı, yapay zekâ örneği olarak otonom araçları övdü.
İzninizle bir önceki yazımda kaldığım yerden yani Washington, DC’deki Küresel Ekonomik Görünüm toplantılarından devam edeceğim.
- Fed’de görüşleri Başkan Trump’a en yakın kişi diyebileceğimiz Stephen Miran, sıkılaşan finansal şartlardan dem vurdu ve daha kuvvetli faiz indirimi tezini yineledi.
- Yeni sistemler sayesinde konuşmacılara mobil cihazlardan soru sorabiliyoruz. Ben de finansal şartların sıkılaşmasından şikâyet eden Miran’a sormadan duramadım: Finansal şartları sıkılaştıran şey politika faizinin seviyesi mi yoksa yaşanan belirsizliğin yükselttiği risk primi mi?
Miran risk primi olmadığını söyledi hatta epey de şaşırdığını belli etti. ABD ekonomisinde ne belirsizliği olacak Burcu sen de! Cevap gibi cevap. Bence Sn. Miran’dan daha iyi bilecek değilim. Dağılabiliriz.
- Avrupa Birliği hakkında konuşan herkes, düzenlemelerin onları yavaşlattığı ve teknolojik atılımda çooook geride kaldıkları konusunda hemfikir. AB’nin en büyük hikayesinin “ortak pazar” olduğunu söyleyen bir katılımcı, İngiltere’ye de çağrıda bulundu: AB’ye geri dönün. Bizi düşündüğünüz için değil, kendiniz için. (Bakalım İngiltere’den ses gelecek mi? Sanmam…)
- Çin konusunda uzlaşı yoktu. Hatta panellerden birinde katılımcılar arasında tansiyon epey yükseldi. Çin için tek modelin küresel ticaretin devam etmesi olduğunu söyleyenler, Çin için iyimser. Çin’in kendi yapısal problemleri nedeniyle topu buradan döndüremeyeceğini söyleyenler de var. Ben Çin’in oyundan çekileceğine ihtimal vermeyenlerdenim.
- İklim değişikliği ve ekosistem krizi vurgusunun toplantılarda çok azaldığı görülüyor. Ama burada bir önemsizleştirme atfım yok. Ekosistem krizi elbette önemli ama diğer konular gündeme yeni girdiği için onların konuşulması daha acil olarak görüldü gibi geliyor bana. Üstelik de bir zahmet artık kimseye ekosistem krizi ile mücadelenin önemini anlatmayalım, değil mi? Önemli, nokta.
- Uluslararası eşgüdüm konusu toplantılara gitmeden önce de bir soru işaretiydi benim için, toplantılar boyunca da öyle kaldı. Bir panelde kafama takılanı sordum: Büyük ülkeler, başta ticaret olmak üzere tüm dünyayı etkileyen konularda keskin kararlar alabiliyor. Bunun önüne geçecek bir mekanizma var mı? Net bir şekilde hayır yanıtını ve Başkan Trump’ın sosyal medya hesaplarını yakından izlemek gerektiği tavsiyesini aldım. Konuşmacının canı sağ olsun.
- Teknoloji ve yapay zekâ çok konuşuldu. Dünya Bankası’ndaki bir panelin Afrika’yı temsil eden katılımcısı, elektrik erişimindeki sıkıntıya işaret ederken, ABD’li katılımcı, yapay zekâ örneği olarak otonom araçları övdü. Yapay zekâyı trafik düzenleyiciden ibaret görmek de… Ne bileyim…
- “Sanayi Rönesansı” benim en önemsediğim benzetme oldu. Bundan sonra daha çok duyacaksınız benden.
Lafı uzatmayayım.
Ne söylenmedi? “Tarifeler, sanayi politikası müdahaleler ve jeopolitik gerilimlerin yarattığı belirsizliğe engel olunacak, bunların tekrar etmesine izin vermeyecek mekanizmalar oluşturulacak.” denmedi.
Bana ne kaldı? Hani Sadri Alışık’la hayat bulan canım Ofsayt Osman, “Bu da mı gol değil?” diye sorar ya… Ben de tarifeler ve sıcak savaşlar gibi bütün küresel gelişmeleri aklımdan geçirip “Bu da mı faul değil?” diye sordum.
Düştüğüm yerden hakeme “Bunu da gör!” diye bağırdığım doğrudur lakin nafile. Formamı, tozluklarımı düzelttim, kalktım ayağa. Ne de olsa maç 90 dakika. Daha bunun uzatması, penaltısı var muhteremler. Dünya hallerini herkes için iyileştirmeye niyet etmeyen de kendine kalkınma bankacısı demeyecek bir zahmet, yanlış mıyım? Duracak zaman değil, işimiz çok.