Eylül ayındaki raporda 2025-2026 sezonunda Türkiye’nin lif pamuk üretiminin 700 bin ton olacağı tahmin edilmişken yeni raporda bu üretim 665 bin ton olarak güncellendi.
Pamuk üreticisi son 4 yıldır artan üretim maliyetlerine rağmen daha düşük fiyatla ürününü satmak zorunda kalırken, Türkiye’nin büyüyen ithalat pasatasından pay almak için, Amerika Birleşik Devletleri ile Brezilya adeta yarışıyor. Türkiye’nin pamuk ithalatında Amerika, Brezilya’yı geçerek yeniden ilk sıraya yükseldi.
Yurt içinde, fiyatın düşük, desteklerin yetersiz olması, kuraklık ve su sorunu nedeniyle çiftçi pamuk üretiminden hızla kaçıyor. Ege’de pamuk yerine buğday, ayçiçeği gibi ürünler tercih edilirken, Türkiye’nin en fazla pamuk üretilen bölgesi Güneydoğu Anadolu’da pamuk yerine buğday ve yer fıstığı tercih edilmeye başlandı.
Amerika Tarım Bakanlığı (USDA) 3 ay aradan sonra yeni bir “Türkiye Pamuk ve Ürünleri Güncellemesi Raporu” yayınladı. Raporda, Türkiye’nin pamuk üretimindeki düşüş trendinin artarak devam ettiği, buna bağlı olarak ithalatın da artacağı ifade ediliyor.
Eylül ayındaki raporda 2025-2026 sezonunda Türkiye’nin lif pamuk üretiminin 700 bin ton olacağı tahmin edilmişken yeni raporda bu üretim 665 bin ton olarak güncellendi.
Raporda üretimden tüketime, ithalattan ihracata kadar tüm veriler ayrıntılı olarak analiz ediliyor. En dikkat çekici bölümlerden birisi de tekstil ve hazır giyimde kapanan, iflas eden veya Mısır gibi ülkelere taşınan firma sayısındaki artışa dikkat çekilmesi oldu.
Pamuk ve tekstilde genel görünüm endişe verici
Amerika Tarım Bakanlığı raporunda genel görünüm şöyle özetleniyor: “Türkiye'nin 2025/2026 pazarlama yılı pamuk üretiminin ekonomik ve iklimsel faktörler nedeniyle düşüş göstereceği tahmin ediliyor ve tahminler 665 bin tona (3,05 milyon balya) geriledi. Pamuk üretimine verilen sübvansiyonlar, üretimdeki düşüşü önlemek için yetersiz kalırken, çiftçiler ve sektör liderleri hükümete desteği daha fazla artırması ve yerli tekstil/konfeksiyon sektörünün hayatta kalmasını sağlaması çağrısında bulunuyor.
Pamuk tüketiminin de 1,4 milyon tona (6,43 milyon balya) düşmesi bekleniyor. 2025/2026 pazarlama yılında pamuk ithalatının hafifçe azalarak 900 bin tona (4,13 milyon balya) gerilemesi, pamuk ihracatının ise 250 bin ton (1,15 milyon balya) olması öngörülüyor.
Türk tekstil ve hazır giyim sektöründeki bazı şirketler, yerel ve uluslararası markaların hazır giyim ürünlerine olan düşük talebi nedeniyle kapanıyor, kısmen kapanıyor veya iflas ediyor; diğer bazı üreticiler ise yatırımlarını Mısır gibi daha düşük maliyetli üretim ülkelerine kaydırıyor.”
Kuraklık üretimi olumsuz etkiliyor
Bir önceki raporda Türkiye’nin pamuk üretiminin 700 bin ton olacağı öngörüldüğü hatırlatılan raporda: “ 2025/2026 pazarlama yılı pamuk üretim tahmini, bu yılın başlarındaki rapora kıyasla 395 bin hektarlık alanda 665 bin tona düşürüldü. Bu tahmin, önceki pazarlama yılına göre 195 bin ton ve yüzde 23 daha düşük. Bakanlığın önceki raporuna göre 35 bin tonluk düşüşün birkaç nedeni var. Yaz aylarındaki kuraklık koşulları, Ege bölgesinde pamuk üretimini etkiledi; ayrıca, Ekim ayında, hasattan hemen önce ve hasat sırasında Ege bölgesinde şiddetli yağışlar oldu ve bu da o bölgedeki pamuğun verimini ve kalitesini düşürdü.
Ayrıca, bazı bölgelerde pamuk kurdu sorunları ve köklerle ilgili bazı zararlılar nedeniyle verim düşüşleri yaşandı. Bazı çiftçiler, düşük pamuk fiyatları ve dolayısıyla düşük kar veya zarar beklemeleri nedeniyle, üretim maliyetini düşürmek için daha az pestisit kullandılar; bu da bu zararlı sorunlarına yol açmış olabilir” bilgisine yer verildi.
Sulama koşulları değişmezse üretim daha da düşer
Piyasa ve/veya sulama koşulları gelecek bahardan önce değişmezse, 2026/2027 pamuk üretiminde düşüşlerin devam edebileceğine dikkat çekilen raporda, Devlet Su İşleri (DSİ) ‘nin Aydın’da sulamanın 2026 yazında sınırlı olacağı açıklamasına işaret edildi. Raporda şöyle denildi:”Ege Bölgesi'ndeki bazı çiftçiler, buğdayın daha az su gerektirdiğini ve kış yağışlarının çoğunlukla yeterli olduğunu düşünerek geçen sonbaharda buğday ekimine geçtiler. Bu çiftçiler, sulama durumu 2026 yazında iyileşirse buğdaydan sonra ayçiçeği ekeceklerini açıkladılar.”
Maliyet yüksek, destekler yetersiz, fiyat düşük
Amerika Tarım Bakanlığı raporunda artan maliyetlere karşın fiyatın düşük, desteklerin yetersiz olması ise özetle şöyle ifade ediliyor: “Birçok yerli çiftçi ve tarımla ilgili kuruluş, üretimi sürdürmek için pamuk üretimine verilen sübvansiyonların artırılması gerektiğini savunuyor. Çiftçiler ve piyasa kaynakları, Türkiye hükümetinin yeni destek sistemiyle sağladığı desteğin pamuk tarımını teşvik etmek için yeterli olmadığını belirtiyor. Piyasa kaynakları, sübvansiyonun dönüm bazından kilogram bazına çevrildiğinde kütlü pamukta kilo başına yaklaşık 2,20 lira (~ 5 sent/kg) olduğunu belirtiyor. Piyasa kaynaklarına göre, 2025/2026 pazarlama yılı için kütlü pamuk üretim maliyeti kilo başına 25 ila 28 lira (~ 59 ila 68 sent/kg) arasındaydı. Hasat sezonunda kütlü pamuk fiyatları kilo başına 26 ila 31 lira (~ 61 ila 73 sent/kg) arasındaydı. Bu, çiftçiler için çok düşük veya hiç kar marjı olmadığı anlamına geliyordu ve hükümet desteğinin önemini artırıyordu. Haberlerde, bazı pamuk çiftçilerinin yer fıstığı üretiminin daha karlı, daha az iş gücü gerektirdiği ve daha az su gerektirdiği düşüncesiyle Türkiye'nin Güneydoğu (GAP) bölgesinde pamuk yerine yer fıstığı üretimine başladığı iddia edildi.”
Pamuk tüketiminde 100 bin ton düşüş var
Tekstil ve hazır giyim sektöründeki daralma nedeniyle pamuk tüketiminde de geçen sezona göre 100 bin ton düşüş olduğu belirtilen raporda tüketimle ilgili bilgiler ise özetle şöyle: “2025/2026 pazarlama yılı pamuk tüketimi tahmini 1,40 milyon ton veya 6,43 milyon balya olup, bir önceki pazarlama yılına göre 100 bin ton (~%6,7) ve Amerika Tarım Bakanlığı’nın önceki raporuna göre 50 bin ton (230.000 balya) düşüş göstermektedir.
Piyasa kaynakları, iplik fabrikalarının kapasitelerinin altında çalıştığını, kullanım oranlarının bir önceki pazarlama yılına benzer veya daha düşük olduğunu ve bazı iplik üreticilerinin üretimi tamamen durdurduğunu bildirmektedir.
Türkiye'deki kötü makroekonomik koşullar nedeniyle orta ve alt sınıfların satın alma gücünün azalması sonucu, 2025/2026 pazarlama yılında tüketim tam potansiyelinin altında kalmaya devam edecektir. Türkiye'deki giyim üretiminin yaklaşık yüzde 50'si iç pazara yöneliktir. Ayrıca, giyim/tekstil ihracatı düşük seviyede kalmaktadır. Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri gibi geleneksel ihracat pazarlarına yapılan hazır giyim ürünleri ihracatındaki düşüşün temel nedeni, Türkiye'de üretim maliyetlerinin ABD doları ve Euro cinsinden artmasıdır. Türkiye hükümeti, Türk Lirası'nın Türkiye'deki enflasyon oranlarına paralel olarak değer kaybetmesine izin vermemektedir. Ayrıca, Ukrayna pazarı hala Rus saldırganlığının etkilerinden dolayı sarsılmaktadır; bu durum Ukrayna'dan hazır giyim talebini önemli ölçüde azaltmıştır ve Orta Doğu'daki silahlı çatışmalar İsrail, Filistin ve Lübnan pazarlarını olumsuz etkilemiştir.”
Tekstil ve hazır giyim can çekişiyor
Türk Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD)’nin değerlendirmelerine de yer verilen raporda, Abdullah Kiğılı’nın bir konferansta Türk hükümetinin hazır giyim ve tekstil sektöründen vazgeçtiğini, Türkiye genelinde fabrikaların kapandığını ve üretim Mısır'a kaydırdığını, altı ay sonra, mağaza raflarını dolduracak üretici kalmayabileceğine ilişkin sözlerine de yer verildi.
Raporda tekstil ve hazır giyim sektöründe yaşananlara ayrıntılı olarak yer verilirken özetle şu değerlendirmeler yer aldı: “ Sektör liderleri, pamuk iplik tesislerinin önceki pazarlama yılında olduğu gibi yaklaşık yüzde 40-60 kapasiteyle çalıştığını belirtiyor. Bunun nedeni yukarıda açıklandığı gibi; giyim/konfeksiyon talebi azaldı, dolayısıyla iplik ve kumaş talebi de benzer şekilde azaldı. Ancak, Türk Lirası'nın değeri Türkiye'deki enflasyon oranlarına paralel olarak büyük para birimleri karşısında kademeli olarak düşerse, Türk hazır giyim sektörü Pakistan, Bangladeş ve Mısır gibi rakip tekstil üretim ülkelerinin fiyatlarıyla rekabet edebilecektir.”
İthalatta ABD ile Brezilya’nın liderlik yarışı sürüyor
Amerika Tarım Bakanlığı raporunda 2025/2026 pazarlama yılı için pamuk ithalat tahmininin 900 bin ton (4,13 milyon balya) olduğu ve bunun da Ağustos 2025 tahminine göre yaklaşık yüzde 9 daha yüksek olduğu belirtiliyor.
İthalat talebindeki bu artışın, Türkiye'deki yerli pamuk üretiminde beklenen düşüşten kaynaklandığı belirtilerek şu bilgilere yer verildi: “2025/2026 pazarlama yılının ilk iki ayında (Ağustos-Eylül 2025), Türkiye'ye pamuk ithalatı 123 bin 247ton (566.069 balya) olup, önceki pazarlama yılının aynı dönemine göre yüzde 22 daha fazladır. Amerika Birleşik Devletleri, pazarlama yılının ilk iki ayında Türkiye'ye ithal edilen pamuğun lider tedarikçisi konumunu yüzde 39 pay ile yeniden kazanarak, 2024/2025 pazarlama yılında pazar lideri olan Brezilya'yı geride bırakmıştır. Brezilya’nın payı yüzde 33 oldu.
Türkiye'nin pamuk ithalatı 2024/2025 pazarlama yılında yaklaşık 970 bin 900 tona (4,46 milyon balya) ulaşarak bir önceki pazarlama yılına göre yüzde 25 arttı. 2023/2024 pazarlama yılındaki ithalat ise bir önceki pazarlama yılına göre yüzde 15 daha düşüktü. 2025/2026 pazarlama yılında yerli pamuk üretiminin düşük olacağı beklentisi, özellikle Brezilya'dan gelen pamuk fiyatlarının elverişli olması nedeniyle 2024/2025 pazarlama yılında ülkeye daha fazla ithalat yapılmasını tetikledi.
2024/25 pazarlama yılında, Amerika Birleşik Devletleri'nin 20 yılı aşkın süredir pazar lideri olmasının ardından Brezilya, ithal pamuğun önde gelen kaynağı haline geldi. Brezilya pamuğu, Türkiye'ye ithal edilen tüm pamuğun yüzde 34'ünü (327 bin 143 ton) oluşturdu. ABD'den ithalatın payı yüzde 33 olurken, diğer önde gelen tedarikçiler yüzde 11 ile Azerbaycan, yüzde 10 ile Yunanistan, yüzde 3 Suriye ve yine yüzde 3 ile Avustralya oldu. Brezilya pamuğu, bol bulunabilirliği ve ABD menşeli pamuğa kıyasla daha düşük maliyeti nedeniyle ABD endüstrisi için risk oluşturmaya devam ediyor.”
Türkiye’nin pamuk ihracatı yüzde 20 düştü
Türkiye'den 2025/2026 pazarlama yılında pamuk ihracatının 250 bin ton (1,15 milyon balya) olarak tahmin edildiği, bu rakamın bir önceki pazarlama yılına göre yaklaşık yüzde 20 daha düşük olduğu belirtiliyor. Tahmini pamuk üretiminin de düşmesi nedeniyle ihracat rakamı, Ağustos 2025 tahminlerine göre aşağı yönlü olarak revize edildi. 2025/2026 pazarlama yılının ilk iki ayında ihracat 29 bin 461 ton (135.313 balya) olarak gerçekleşti ve bu rakam bir önceki pazarlama yılının aynı dönemine göre yüzde13 artış gösterdi.
Türkiye'nin 2024/2025 pazarlama yılındaki toplam pamuk ihracatının 39 bin 125tonu, tıp ve kozmetik sektörlerinde kullanılan hidrofilik pamuktan oluşmaktadır; bu miktar, üretim, tedarik ve dağıtım tablosundaki toplam ihracat rakamına dahildir. Türk hidrofilik pamuğunun en büyük alıcıları Avrupa Birliği ülkeleridir.
Özetle, birçok tarım ürününde olduğu gibi pamukta da artan maliyetler karşısında 4 yıldır yerinde sayan hatta bir miktar gerileyen fiyatlar nedeniyle üretici pamuk üretiminden uzaklaşıyor. Ülkenin pamuk ihtiyacının önemli bir bölümü ithalatla karşılanıyor. Amerika ve Brezilya Türkiye’ye pamuk satmak için yarışıyor. Hükümet ise çiftçinin, sanayicinin sesine kulak vermek yerine bu ithalat yarışını sadece seyrediyor.
Üretici kiloda 9,63 lira prim istiyor
Ulusal Pamuk Konseyi Başkanı Fevzi Çondur, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın da katıldığı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Müşterek Konsey Toplantısı’nda pamukta yaşanan krizi dile getirerek pamukta uygulanan yeni destekleme modelinde fiyatın 1.098 lira seviyesinde sabit tutulmasının üretici açısından sürdürülebilir olmadığını vurguladı. Borsaların ve ziraat odalarının ortak çalışmasıyla gerçekleştirdiği maliyet analizlerine göre kütlü pamuğun kilogram maliyetinin 35,63 lira seviyesinde olduğunu, buna karşın üreticinin pamuğu ortalama 26 liraya satabildiğini belirten Çondur, bu tablo karşısında üreticinin ayakta kalabilmesi için kilo başına en az 9,63 lira prim desteğine ihtiyaç duyduğunu ifade etti.
Çondur, destekleme mekanizmasında gerekli iyileştirmeler yapılmaması durumunda, 2007-2008 döneminde yaşanan üretimden çekilme sürecinin yeniden yaşanabileceğini ve üreticinin pamuk ekiminden vazgeçebileceğini söyledi. Bu durumun yalnızca tarım sektörü açısından değil, tekstil ve yağ sanayi başta olmak üzere pek çok sektörü doğrudan etkileyeceğini belirterek pamuk üretiminin stratejik önemine dikkat çekti.
