BES sistemine yönelik olarak katılımcıların en çok şikayet ettikleri husus, yatırdıkları katkı paylarının, enflasyon karşısında reel bir getiri imkanı sunmadığı şeklinde olmuştur.
Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) 27 Ekim 2003 yılında yürürlüğe girmiştir. 2013 yılında katılımcıların ödemiş oldukları katkı paylarına ilave olarak %25 devlet katkısı uygulaması başlamıştır. 2022 yılından itibaren de devlet katkısı payı %30 düzeyine yükseltilmiştir. Örneğin bu tarihten itibaren aylık 1.000 TL katkı payı ödeyen bir katılımcı aylık 300 TL devlet katkı payına hak kazanmıştır. Sistemin kuruluşundan bugüne kadar geçen yaklaşık 22 yılın neticesinde 24 Temmuz itibarıyla gönüllü bireysel emeklilik sistemindeki toplam katılımcı sayısı 9,8 milyon kişi ve toplam fon büyüklüğü de 1,5 trilyon TL tutarına ulaşmıştır. Sisteme şirketler üzerinden zorunlu olarak katılan otomatik katılımcı sayısı 7,6 milyon kişi, toplam fon büyüklüğü de 110 milyar TL tutarına erişmiştir.
Geçen oldukça uzun zaman içerisinde BES sistemine yönelik olarak katılımcıların en çok şikayet ettikleri husus, yatırdıkları katkı paylarının kendilerine enflasyon karşısında reel bir getiri imkanı sunmadığı şeklinde olmuştur. İkinci en çok şikayet edilen nokta ise katılımcıların BES portföylerini aktif olarak yönetemediklerine yöneliktir.
Öncelikle reel getiri konusunda sizlere 2015-2025 yılları arasındaki geçen 10 yıllık dönemi kapsayan fon bazındaki getirileri aynı dönemdeki enflasyon karşısında karşılaştırmalı bir şekilde paylaşmak istiyorum.
BES fonlarının getirilerini ağırlıklı ortalama şeklinde incelediğimizde; Altın-Katılım %4.818, Altın %4.667, Değişken Katılım-Agresif %2.729, Hisse %2.624, Değişken-Agresif %2.028, Değişken Katılım-Atak/Dinamik/Büyüme %1.807, Değişken-Atak/Dinamik/Büyüme %1.696 ve Değişken-Dengeli %1.466 düzeyindeki getirileri ile ilgili fonların son 10 yıllık birikimli %1.164 düzeyindeki TÜFE oranının üzerinde reel bir performans gösterdiklerini görmekteyiz.
Diğer taraftan aynı dönem içerisindeki Değişken-Eşik Değer %971, Standart Katılım BES %820, Değişken-Muhafazakar/Temkinli %793, Katkı Katılım %790, Para Piyasası %710, Standart BES %632, Katkı %608 ve Borçlanma (TL) fonlarında %531 düzeylerindeki getirileri ile TÜFE değişiminin altında başarısız bir performans sergilediklerini görmekteyiz.
Yüksek enflasyonda, portföyü yüksek riskli enstrümanlar korur
Geriye dönük olarak oldukça uzun bir dönemi kapsayan bu süreç katılımcılara önemli bulgular sunmaktadır. Öncelikle çift haneli yüksek enflasyon yaşanan dönemlerde özellikle 2021-2024 arasında olduğu gibi derin negatif faiz uygulamasının da söz konusu olduğu ortamlarda, TL bazında sabit getirili borçlanma, mevduat ve para piyasası şeklindeki fonların portföylere dahil edilmesi katılımcıların çok önemli düzeylerde negatif bir performans ile karşılaşmasına neden olmaktadır. Yüksek enflasyon ortamlarında portföyü koruyabilecek olan finansal varlıklar altın, döviz ve hisse senedi gibi daha yüksek riskli finansal enstrümanlar olacaktır. Emeklilik Gözetim Merkezi (EGM) internet sitesi içerisinden hazırladığım reel getiri analizi sonuçları bu gerçeği çok somut bir şekilde göstermektedir.1
Sistem içerisinde uzun yıllar boyunca yer alan katılımcıların yakındıkları diğer bir konu olan portföyleri içerisinde zamanında fon dağılımına yönelik gerekli değişiklikleri yapamıyor olmalarında haklılık payı bulunmaktadır. BES sisteminin ilk çıktığı yıllardan itibaren emeklilik fonlarına yönelik olarak katılımcıların risk iştahları ve beklenen getiri tercihlerine yönelik aktif yönetimli, kaliteli, üst düzeyde bir emeklilik yatırım danışmanlığı hizmeti verilmemiştir. Katılımcıların finansal okuryazarlık seviyelerinin de oldukça yetersiz olduğu ilk 10 yıl içerisinde bu hizmetin altyapısının önceden kurulmuş olması gerekiyordu. Sistem içerisinde yer alan katılımcıların büyük bir çoğunluğunun yapmış oldukları ilk fon tercihleri ile çok uzun bir süre sistem içerisinde sabit durumda kalmaları ile birlikte fon tercihlerinde yanlış kararlar vermiş olmaları da sistem içerisindeki reel getiri bazlı güven erozyonunu tetiklemiştir.
Yatırım danışmanlığı hizmetlerinin kalitesi önemli
Devlet katkısının başladığı 2013 yılından itibaren yaşanan dönemde ise gerek teknolojik imkanların genişlemesi (robo danışmanlık, aktif yatırım danışmanlığı hizmeti, dinamik aylık raporlama imkanları) ile birlikte yatırımcılar ihtiyaç duydukları teknik imkanlara kavuşmuş oldular. Ancak bu dönem içerisinde de yaşanan yüksek enflasyon ve döviz kurlarında gerçekleşen düzenli hızlı artışlar finansal okuryazarlığı düşük seviyede olan hareketsiz yatırımcıların reel getiri elde etme imkanlarını büyük ölçüde ortadan kaldırmıştır. Emeklilik fon sayısının 300’e yaklaştığını dikkate alacak olursak katılımcıların yıl içerisinde kendilerine tanınan fon değişiklik haklarını doğru piyasa zamanlaması yaparak gerçekleştirmelerinin çok kolay bir iş olmadığını açıkçası ifade etmem gerekiyor. Bu sebeple emeklilik şirketlerinden katılımcılara sağlanan yatırım danışmanlığı hizmetlerinin kalitesi önem arz etmektedir.
Hatırlatmak isterim ki BES sistemi içerisinde yer alan katılımcıların paylarını satın aldıkları fonu ve/veya emeklilik şirketlerini değiştirmeleri mümkündür. Katılımcılar yılda en fazla 12 kez fon dağılım oranını ve yılda en fazla 4 kez emeklilik planını değiştirebilir. Şirket değiştirmek için ise katılımcıların en az 2 yıl süreyle mevcut şirketlerinde kalmış olması gerekir. Eğer katılımcının sözleşmesi önceden başka bir şirketten aktarılmış ise bu süre 1 yıla düşmektedir. Emeklilik yatırım fonunun varlıkları, emeklilik şirketinin malvarlığından ayrı olarak Sermaye Piyasası Kurulu'nca uygun görülen bir saklama kuruluşunda saklanır.
1https://emeklilik.egm.org.tr/fon-kiyas-gruplari-bazinda-getiriler