Tüm sektörlerde yatırımcıların rüyası, üst gelir grubuna çekici gelecek ürün ve hizmetler sunabilecek bir sisteme sahip olmaktır. Bir kuruluşun sürekliliği için öncelikle katma değer yaratacak bir arz ve buna bağlı sadık müşteri tabanı gerekir. Sadık müşteri yaratmanın yolu ise öncelikle mutlu ve verimli çalışanlara sahip olmaktan geçer.
Turizm tesislerinin büyük bir bölümü mevsimsel olarak hizmet verdikleri için, kadrolarına yeterli yatırımı yapma imkanı bulamıyorlar. Bunun sonucunda, eleman dönüşüm hızı artıyor ve yetişmiş eleman bulmak zorlaşıyor. Çalışanlar mutsuz olunca, hizmet kalitesi ve verimlilik azalıyor. Turizm sektörümüzün işveren markası yönetimine daha fazla ağırlık vermesi gerekiyor.
1971'de kurulan Barut Hotels, çalışanlarına yaptığı yatırımlarla dikkat çeken örnek bir yaklaşıma sahip. Barut Grubu, 2.800 oda ve 6.500 yatak kapasitesine sahip 8 oteliyle 3.500 kişiye istihdam sağlıyor. Geniş yeşil alanları, bahçeleri, ağaçları ve sanat eserleriyle farklılaşan bu tesislerde, otel yönetimleri faaliyetlerini ‘‘Mutlu çalışan – mutlu misafir’’ felsefesi ekseninde yürütüyorlar.
Grubun en yeni tesisi olan Didim Delice Yarımadası’nda, 200 dönümlük arazide konumlanan Anda Barut Collection da bu anlayışla yönetiliyor. Yaklaşık 150 milyon Euroluk bir yatırımla kurulan tesis 560 oda ve 14 villasıyla, 1188 yatak kapasitesine sahip. 850 kişilik (yazları 1000 kişiyi bulan) büyük bir çalışan kadrosuyla hizmet veriyor. Yetişkinler için özel tasarlanmış alanlar, geniş odalar, gurme restoranlar ve şık konaklama seçeneklerinin yanı sıra çocuklu aileler için eğlence parkı, su parkı, eğitici aktiviteler ve güvenli oyun alanları mevcut. Ege Bölgesinin en büyük toplantı salonlarından birisine sahip olan tesise, Bodrum-milas ve İzmir havaalanlarından erişmek mümkün. Didim çevresindeki antik kentler ve tarihi yapılar, Apollon Tapınağı, Didyma ve Milet Antik Kenti gibi önemli arkeolojik kalıntıların yanı sıra Bafa Gölü ve Eski Doğanbey Köyü benzeri noktalar tesisin cazibesi artırıyor.
Çevresel, sosyal ve ekonomik boyutların göstergesi: Etki Raporu
Geçtiğimiz hafta Anda Barut Collection’ın altı aylık faaliyet dönemini kapsayan “çevresel, sosyal ve ekonomik” etkilerini bilimsel olarak ölçümleyen “Etki Raporu”nun sunumu için düzenlenen bir basın buluşmasına katıldım. Prof. Dr. Fikret Adaman, danışman Zeynep Erdoğan, saha çalışanları ve Anda Barut Collection’ın katkılarıyla İyi Gelecek Sürdürülebilirlik Danışmanlık Şirketi tarafından hazırlanan raporu şirketin CEO’su Aslı Pasinli’den dinledik.
Rapor, çevresel göstergelerin yanı sıra, çalışan refahını, toplumsal etkileri ve yerel ekonomik katkıları da detaylı biçimde ele alıyor. Etki Raporu’nun sonuçlarına göre; altı aylık bir süre içinde, 690 dönümlük bir ormanın yıllık karbon tutma kapasitesine eşdeğer şekilde 412 ton CO2 emisyonu engellendi ve 88 olimpik havuz hacminde, 221.000 metreküp su tasarrufu sağlandı. LED aydınlatmadan akıllı enerji yönetimine, gri su geri kazanımından cam şişe kullanımına kadar uzanan pek çok yenilikçi uygulama, Anda Barut Collection’ın karbon ve su ayak izini önemli ölçüde azalttı.
Başarılı bir işveren markası örneği
Anda Barut tesisin fiziki mekanlarına yapılan büyük yatırımla olduğu kadar, hizmet anlayışıyla da ayrışıyor. Bir işveren markası olarak, ülkemizdeki tüm turizm girişimleri için bir kıyaslama noktası “benchmark” sunuyor.
Anda Barut Collection’ın çalışan memnuniyetine, adil çalışma koşullarına ve yerel kalkınmaya verdiği önemin yarattığı olumlu etki rapor sonuçlarında görülüyor. Veriler, kuruluşun çalışanlara sağladığı olanaklar, sunduğu sosyal haklar ve eğitime yaptığı yatırımın, kurum içi motivasyonu ve çalışan bağlılığı artırdığını açıkça ortaya koyuyor. Tesisin yerel kalkınmaya yaptığı katkı da dikkat çekiyor. Etki Raporu’na göre, Anda Barut Collection, kendi çalışanlarının yanı sıra, doğrudan ve dolaylı istihdam yaratarak 343 yerel tedarikçiye de iş imkanları sağlıyor.
Tesisin servis yaklaşımında Barut Grubunun adeta imzası olan “memnuniyetle” sözcüğü var. Temiz giysili, güler yüzlü ve kibar çalışanlar, her isteği, her talebi “memnuniyetle” diye yanıtlıyorlar. Otel müdürü Cem Karacan’ın verdiği bilgiye göre, tesise yarım saatlik bir mesafede Anda B-House isminde 300 odalı lüks donanımlı bir lojman mevcut. Havuzdan fitness salonuna, yüzme havuzundan revire kadar birçok kolaylığın yer aldığı lojmanda evli çalışanları için 2+1, bekârlar için 1+1 ve 1+0 odalar bulunuyor.
Çalışanlara sürekli olarak mesleki eğitimler veriliyor ve kariyerlerinin gelişmesine destek olunuyor. Cem Karacan “Yaz sezonu kısa olduğundan turizmi 12 aya yaymak gerekir. Böylece nitelikli personelimizi de bırakmamış olacağız. Sektör, sürdürülebilirlik konusuna daha da eğilmeli.” yorumunu yapıyor. Karacan, Ziyaretçilerin otel seçimlerini çevre duyarlılığıyla yapmaya başladığını, turizm hizmetlerinin de aynı doğrultuda bir dönüşüm geçirmesi gerektiğinin de altını çiziyor.
Sanata yatırım
Anda Barut Collection, sanata verdiği destekle de öne çıkıyor. Otelin, Türkiye’nin çağdaş sanat sahnesinde önemli bir yere sahip olan Pg Art Gallery çatısı altında kurulan Snob Collector ile özel bir iş birliği anlaşması var. Tesisin bahçelerinde, suitlerde, lobby’de ve ortak alanlarda ise çeşitli resimler ve heykeller dikkat çekiyor. Eserlerde, Seçkin Pirim, Kemal Tufan, Sevim Kaya, Melis Buyruk, Ayça Telgeren ve Barut ailesinin üçüncü nesil temsilcisi Nehir Barut’un imzaları yer alıyor.
Konserli geceler
Anda Barut Collection’ın dev açık hava sahnesinde, her gece renkli şovlar ve konserler düzenleniyor. Otelin ayrıca, özel konser programları da bulunuyor. Temmuz ayının yıldızları, klasik müzikte Türkiye’nin gurur kaynağı olarak uluslararası arenada büyük başarılara imza atan piyanist Ferhan ve Ferzan Önder’di. Çağdaş heykel sanatının önemli temsilcilerinden Seçkin Pirim’in “Gate of Sun” (Güneş Geçidi) adlı eserinin önünde açık havada verdikleri resital, otel misafirleri tarafından büyük bir ilgiyle izlendi.
Sanat sohbetleri
Anda Barut Collection’ın sanat sohbetleri de özel bir deneyim imkanı sunuyor. Geçtiğimiz hafta sonu, Julide Ateş’in moderatörlüğünde gerçekleşen “Art Talks by Seçkin Pirim” sohbetinde, sanatçı Gate (Geçit) adı altında yarattığı seri hakkında bilgi verdi. Anda Barut Collection’da yer alan Gate of Sun adlı eseri için ise şunları söyledi: “Eserlerimin yaratım süreci aslında içsel geçiş sürecim ile başladı. Soyut alanı daha geniş, uçsuz, bucaksız ve ilham verici olarak görüyorum. Bu anlamda içinden geçilebilen heykeller yapmak istiyordum. “Gate” serisi de ruhumu sıfırlamam gerektiği bir zamanda oraya çıktı. Gate of Sun da bunun sonucu olarak, Anda Barut Collection’ın doğasına uygun bir eser oldu. “