Sürdürülebilir kalkınma, artık diplomasi ve ticaretin de kesişim noktası. İsviçre ve Türkiye, 100 yıllık dostluğun simgesi olan 2025 yılında, “yeşil dönüşüm” vizyonunu ortak bir gelecek stratejisine dönüştürmek üzere yeniden el sıkıştı. İsviçre-Türkiye Ekonomi Forumu 2025, sürdürülebilir inşaat ve altyapı alanında iki ülke arasında yeni bir iş birliği döneminin kapılarını araladı. Forum, 100 yıllık dostluğun güvenini geleceğin yeşil ekonomisine taşıyor.
Sürdürülebilir kalkınma, artık diplomasi ve ticaretin de kesişim noktası. İsviçre ve Türkiye, 100 yıllık dostluğun simgesi olan 2025 yılında, “yeşil dönüşüm” vizyonunu ortak bir gelecek stratejisine dönüştürmek üzere yeniden el sıkıştı.
İsviçre–Türkiye Ekonomi Forumu’nun 19’uncusu, bu yıl “Değer Yaratan Yapılar: İsviçre–Türk İş Birliğiyle Sürdürülebilir İnşaat ve Altyapı” temasıyla düzenlendi. Forum, İsviçre’nin inovasyon gücü ve mühendislik mükemmeliyetinin, Türkiye’nin altyapı ve müteahhitlik tecrübesiyle nasıl birleşebileceğini gözler önüne serdi.
İsviçre Federal Konseyi Başkan Yardımcısı, Ekonomi, Eğitim ve Araştırma Bakanı Guy Bernard Parmelin’den iki ülkenin yeşil gelecek vizyonunu konuştum:
Uzun vadeli refah, kaynakların sorumlu kullanımıyla el ele ilerliyor
“İsviçre deneyimi, sürdürülebilirlik ve rekabetçiliğin birbirini güçlendirebileceğini gösteriyor. Ekonomi politikamız, çevresel ve toplumsal hedefleri tüm sektörlere entegre ediyor; böylece uzun vadeli refah, kaynakların sorumlu kullanımıyla el ele ilerliyor. Hükümet, özel sektör ve araştırma kurumları arasındaki yakın iş birliği net hedeflerin belirlenmesinde çok önemli bir rol üstleniyor. İsviçre, 2050 yılına kadar net sıfır emisyona ulaşmayı hedefliyor. İnşaat sektöründe enerji verimli bina tasarımı, yenilenebilir malzemeler ve döngüsel inşaat uygulamalarına büyük önem veriyoruz. Ayrıca, değer zinciri boyunca kaynak yönetimini iyileştiren ve emisyonları azaltan dijital teknolojilere yatırım yaptık. İsviçreli şirketlerle Türk mühendislik ve müteahhitlik firmaları (EPC) arasındaki iş birliğinin genişletilmesinde özel bir potansiyel görüyorum. Türkiye’nin güçlü sanayi temeli ile İsviçre’nin teknolojik uzmanlığı ve sürdürülebilirlik alanındaki bilgi birikimini birleştirerek, sürdürülebilir büyüme yolunda ilerlemeyi hızlandırabiliriz. Düşük karbonlu yapı malzemelerinden akıllı enerji sistemlerine kadar, ekonomik açıdan uygulanabilir ve çevresel olarak sürdürülebilir pratik çözümler geliştirebiliriz. Böylece sürdürülebilir altyapının yenilikçilik ve rekabet gücü yaratma potansiyelini birlikte değerlendirebiliriz.”
Hükümet, özel sektör ve akademi iş birliği inovasyonun gelişeceği ortam yaratıyor
“Hem İsviçre hem de Türkiye, karbon nötr hedefleri doğrultusunda kararlılıkla ilerliyor. Gerçek ilerlemenin sağlanması için kamu ve özel sektör arasında güçlü bir iş birliği şart. Hükümetler doğru politika ortamını yaratabilir, ancak gerçek dönüşüm işletmeler, yenilikçiler ve finans kurumları aktif şekilde sürece katıldığında gerçekleşir. İsviçre; inovasyon, mühendislik ve sürdürülebilir finansı bir araya getirerek küresel zorluklara pratik çözümler sunan güvenilir ve ileri görüşlü bir ortak olmayı amaçlıyor. Gücümüz; hükümet, özel sektör ve akademi arasındaki iş birliğinden doğuyor. Bu iş birliği, inovasyonun gelişebileceği bir ortam yaratıyor. Ortaya çıkardığımız model, bilimi sanayiyle buluşturup; fikirleri ekonomik, sosyal ve çevresel etkisi olan teknolojilere dönüştürmemizi sağlıyor.
Her iki ülkenin kamu otoriteleri, yeşil yatırım programları veya karbon azaltım girişimleri gibi alanlarda çerçeveleri ve teşvikleri uyumlu hale getirdiğinde; şirketler ve startup’lar uzmanlıklarını ortaya koyduğunda etki büyük olacaktır. Temiz enerji, akıllı altyapı veya sürdürülebilir mobilite alanlarındaki ortak pilot projeler bu iş birliğini somutlaştırabilir. Kamu kurumları riskleri azaltır ve istikrar sağlar; özel sektör ise yenilik ve esneklik kazandırır. Aynı prensip sürdürülebilir finans için de geçerli. Hükümetler ve piyasa aktörleri birlikte çalışarak sermayeyi düşük karbonlu büyümeye yönlendirebilir. Bu tür iş birlikleri yalnızca iklim hedeflerine ulaşmakla ilgili değil; kalıcı ortaklıklar kurmak, ekonomik değer yaratmak ve net sıfır geleceğe geçişin rekabet gücünü ve ortak refahı güçlendirmek açısından da önemli.”
SERV: Belirsizliği azaltıyor finansmana erişimi kolaylaştırıyor
“İsviçre Global Enterprise (S-GE) ve dünya genelindeki Swiss Business Hub ağları, İsviçre İhracat Risk Sigortası (SERV), Türkiye’deki İsviçre Ticaret Odası ve diğer ortaklarımız aracılığıyla, İsviçre’nin bilgi birikimi ve teknolojisini partner ülkelerin öncelikleriyle buluşturan uluslararası iş birliklerini destekliyoruz. Bu ağlar sahada aktif olarak çalışıyor; şirketlere kapılar açıyor, kamu otoriteleriyle diyalog kurulmasını kolaylaştırıyor ve ortak inovasyon ve yatırım fırsatlarını belirliyor. Bu ekosistem, yüksek uzmanlığa sahip KOBİ’lerden küresel liderlere kadar her ölçekte işletmeyi destekleyen güçlü bir yapı oluşturuyor. SERV bu çerçevede özellikle önemli bir rol oynuyor. Sağladığı sigorta teminatları ve finansman garantileri sayesinde, İsviçreli şirketler, özellikle de KOBİ’ler, siyasi veya ticari riski yüksek uluslararası projelere katılabiliyor. Bu destek, yurtdışındaki ortaklarını da kapsıyor. İsviçreli tedarikçilerle veya yatırımcılarla çalışan Türk şirketleri de SERV destekli projelerden yararlanabiliyor; bu sayede belirsizlik azalıyor ve finansmana erişim kolaylaşıyor.”
İSVİÇRE–TÜRKİYE EKONOMİ FORUMU’NUN 19’UNCUSU DÜZENLENDİ
“Değer Yaratan Yapılar: İsviçre–Türk İş Birliğiyle Sürdürülebilir İnşaat ve Altyapı”
● İsviçre–Türkiye Ekonomi Forumu’nun 19’uncusu, bu yıl “Değer Yaratan Yapılar: İsviçre–Türk İş Birliğiyle Sürdürülebilir İnşaat ve Altyapı” temasıyla düzenlendi. Forum, İsviçre ve Türkiye’den uzmanları ile özel sektörü bir araya getirdi.
İsviçre Federal Konseyi Başkan Yardımcısı, Ekonomi, Eğitim ve Araştırma Bakanı Guy Bernard Parmelin Forum ile ilgili şu bilgileri veriyor: “Forum kapsamında, SERV ile Türk Eximbank arasında güncellenmiş bir Mutabakat Zaptı (MoU) imzalandı. Bu anlaşma ile ortak projeler ve risk paylaşımı mekanizmaları için fırsatların genişletilmesi; kurumsal iş birliğinin somut iş fırsatlarına dönüşerek sürdürülebilir sanayinin kalkınmasına katkı sunması hedefleniyor. Sürdürülebilir fi nans bu yaklaşımı tamamlıyor. Dünyanın önde gelen finans merkezlerinden biri olan İsviçre, özel sermayeyi yeşil altyapı, iklim teknolojileri ve kapsayıcı büyüme için harekete geçiriyor. İsviçreli finansal kurumlar ESG standartlarını stratejilerine entegre ediyor ve yatırım kararlarını düşük karbonlu, kaynak verimli ekonomiye geçişi destekleyecek biçimde uluslararası çerçevelerle uyumlu hale getiriyor. Bir yandan inovasyon, mühendislik ve sorumlu finansmanı entegre ederek, diğer yandan küresel ortak ağımızdan güç alarak, sürdürülebilirlik hedeflerine anlamlı katkı sağlayabileceğimize inanıyorum. İsviçre, Türkiye gibi benzer düşünceye sahip ülkelerle yakın çalışarak, rekabetçi, dayanıklı ve gezegenimizin sınırlarına saygılı bir küresel ekonomi inşa etmeye kararlı.”
Kültür, eğitim ve araştırma alanlarında güçlü bir iş birliği
● Guy Bernard Parmelin, İsviçre ile Türkiye’nin, dostluk anlaşmasının 100. yılı olan 2025’te kültür, eğitim ve araştırma alanlarında güçlü bir iş birliği sergilediklerini ifade ediyor. Ankara’da iki kez sergilenen “Ankara’da İsviçre İzleri: Schwarzenbach’ın Objektifinden” adlı fotoğraf sergisi, iki ülkenin ortak tarihine ışık tutarak kültürel bağları derinleştirdi. Eğitim ve araştırma alanında ise iş birliği hızla büyüyor. İsviçre Ulusal Bilim Vakfı (SNSF) son beş yılda 70’ten fazla İsviçreli araştırmacının Türk ortaklarla projeler geliştirmesini destekledi; iki ülke araştırmacıları Horizon Europe kapsamında 100’ün üzerinde ortak projede buluştu. 1961’den bu yana İsviçre Hükümeti Mükemmeliyet Bursları’ndan yararlanan 200’ün üzerinde Türk araştırmacı, İsviçre üniversitelerinde eğitim aldı. İki ülke arasındaki bu doğrudan akademik ve kültürel bağlar, önümüzdeki yıllarda daha güçlü ve kalıcı bir iş birliğinin temellerini oluşturuyor