Geçen hafta TCMB Başkanı Sayın Karahan enflasyon raporunu açıkladı ve yıl sonu tahmin aralığı %31-33 ve 2026 için %13-19 aralığında. Dezenflasyon süreci devam etmekle beraber çeşitli nedenlerden dolayı yavaş seyretmektedir. Gıda, eğitim ve kira artışları bu nedenlerin başında geliyor. Ayrıca TCMB Enflasyon Raporu’nda altında değer etkisinin de harcama kalemlerinde artışa yol açtığına dair güzel bir analizi var. Biz de bugün biraz farklı fakat benzer etki yarattığını düşündüğümüz mevduat etkisini analiz edeceğiz. BDDK verilerine göre 10 yıl önce 30 Eylül 2015 tarihinde 1 milyon TL üzeri mevduatın toplam mevduat içindeki payı %53 iken bugün bu oran %81’e çıkmıştır. 2015/9’uncu ayda toplam mevduat 1.269 milyar TL, 1 milyon TL üzeri mevduat ise 675 milyar TL ve mudi sayısı 99.593 (farklı bankalarda mevduatı olan kişiler birden fazla sayılmaktadır). 2025/9’uncu ay verileri ise toplam mevduat 24,846 milyar TL, 1 milyon TL üzeri mevduat 20.108,6 milyar TL ve mudi sayısı 2.736.415. Toplam mevduat artışı %1958 iken 1 milyon TL üzeri mevduat artışı % 2979 ve mudi sayısı %2748 artmıştır. 1 milyon TL üzeri hem mudi sayısı hem de mevduat toplamı genel mevduat artışının üzerindedir. 10.000 TL’ye kadar mevduat kategorisinde mudi sayısı ise 172,6 milyon kişidir ve toplam mudi sayısının % 90’ını oluşturuyor. TÜİK verilerinden 2015/9’uncu ay ve 2025/9’uncu ay endekslerini aldık. Sırasıyla 263,1 ve 3367,2 ve artış %1280. Hem mevduat artışı hem de 1 milyon TL üzeri mevduat artışı endeksteki artışın çok üzerindedir.
Global ekonomi ve yurt içi ekonomik aktiviteleri yüksek gelir grubunun harcama eğilimi ile artmaktadır. ABD’de de aynı Türkiye de aynı. ABD hisse senetlerinin getirdiği 5 triyon USD’lik gelir etkisi ile harcar iken ülkemizde de yüksek reel faizin getirdiği gelirin olumlu etkisini ekonomik aktivitelerin içinde görmekteyiz. TL mevduat yıllık getirisi TCMB verilerine göre 2025 yılında %54,4, USD için % 2,2 ve EUR için % 1,25 oldu (mevduatın ağırlığı 3 aya kadar vadeli olduğu için bu dönemi hesaplamalarımızda aldık.) Faiz ve kur artışı dahil 2025 yılında mevduatın ağırlıklı getirisi %43-45 aralığında olacak. Tabii ki varlıklarını TL mevduatta değerlendiren yatırımcılar reel faiz etkisiyle reel getirileri yüksektir. Şu anda %54 getirinin yıl sonunda kadar 200 baz puan gerileyeceği ve enflasyonu %32 olacağı varsayımıyla reel getiri TL mevduat sahipleri için %15 olacaktır. TL’ye güvenenler kazandı. 24,8 trilyon TL mevduatın %44 ortalama gelir ile kazanç 10,9 triyon TL veya USD bazında 260 milyar USD. Bu reel faiz de doğal olarak harcamaları artırıyor ve her türlü sıkıntıya rağmen ekonomik aktivitelerin artmasını sağlıyor. Bu nedenle Ekim 2025 itibariyle 1.044 bin araç ve Eylül 2025 itibariyle 1.129 bin konut satıldı ve önceki yıllara göre konuttaki artış %19 otodaki artış geçen yıla göre %10. Özetle mevduat ve altın etkisi harcamaları destekliyor ve TCMB’nin enflasyon ile mücadelesinde para politikalarının etkisini azaltıyor.
Sonuç olarak hem enflasyon etkisi hem de mevduatın yüksek gelir grubunda toplanma eğilimi 1 milyon TL üzeri mevduatın toplam mevduat içindeki payını yükseltiyor. Bu eğilimde milenyum ve Z kuşağının tasarruf eğilimlerinin düşük olması da bu trendi etkilemektedir. Üst gelir grubunun ekonomik aktivite içinde ağırlığı hissedilmektedir. Gelir etkisi “Wealth Effect” devam edecek. 2026 yılında 1.658 milyar USD ulusal gelir ve 18,621 USD kişi başı gelir Türkiye’yi dünya sıralamasında 15’inciliğe getirme olasılığı yüksek ve Meksika’yı geçebilir. Şirketler bu trende uygun olarak üretim ve hizmet modellerinde değişikliğe giderek yeni ürün ve hizmet için inovasyon ve teknoloji kullanarak gelirlerini artırabilir ve farklılaşabilirler. Şu anda sıkıntıdan kurtulmanın başka yolu yok.