

















Dünya çelik sektörü mütevazi bir toparlama yılına doğru gidiyor. Altyapı yatırımları talebi desteklese de, ticaret savaşları, karbon vergileri ve özellikle Avrupa’daki ithalat kotaları toparlanmanın önünde set oluşturuyor.
Eylülün ilk haftasında piyasalar hareketlenirken, endüstriyel metaller Fed’in faiz kararlarına odaklandı. Faiz indirimi beklentisi bakır ve çinko gibi endüstriyel metallerde risk iştahını artırıyor. Nikel ise üretimi odağına alıp daha sakin bir görünüm çiziyor.
Rusya, İran ve Venezuela, petrol gelirlerini korumak için Batı’nın yaptırımlarını bypass eden dev bir gölge filo kurdu. Küresel tanker kapasitesinin yaklaşık yüzde 19’u bu gizli ağın kontrolünde.
Merkez bankalarının ABD hazine kağıtları yerine altına yönelmesi, sarı metalde rekorları tetikledi. Çin başta olmak üzere gelişmekte olan ekonomiler rezervlerini çeşitlendirmek için altın alımlarını artırırken, doların gücü sorgulanıyor.
Piyasalar yükseliyor ama yatırımcının asıl tercihi belli oldu, altın ve gümüş. Kıymetli metallerdeki ralli uzmanlara göre doların prestij kaybının ve paraya olan güvenin eridiğinin işareti. Yatırımcı, güvenli liman olarak en çok altın ve gümüşe sarılıyor.
Yaklaşık 411 milyon nüfuslu Ortadoğu, sınırlı üretim kapasitesi nedeniyle tahıl ithalatına bağımlı. Rusya-Ukrayna savaşıyla Karadeniz’e aşırı bağımlılık riski doğurunca bölge ülkeleri farklı tedarikçiler arıyor. Ayrıca birçok ülke spot alımlar, kısa vadeli kontratlar ve stratejik stoklarla yeni bir güvenlik kalkanı inşa ediyor.
Fed’in yaklaşan faiz indirimi, merkez bankalarının alımları, arz tarafında yaşanan sorunlar ve Çin’den beklenen teşvikler üç metalin yatırımcı gözündeki cazibesini artırıyor. 2025’in ikinci yarısı ve 2026 için fiyat beklentileri yükseliş eğilimine işaret ediyor.
Çin’in zayıf talebi fiyatları 96–110 dolar bandına sıkıştırırken, üreticiler kısa vadede düşük tenörlü cevhere yöneliyor. Ancak 2030’a kadar yeşil çelik yatırımlarıyla yüksek kaliteli cevher talebinin yüzde 20 artması bekleniyor.
2027’de yürürlüğe girecek CBAM öncesi Mısır, Cezayir, Libya ve Fas’ta planlanan projelerle 15 milyon tonu aşan yeni DRI kapasitesi devreye girecek. Libya’da Tosyalı Holding’in kuracağı 8,1 milyon tonluk dev tesis öne çıkarken, Kuzey Afrika coğrafi yakınlığıyla Körfez ülkelerine karşı Avrupa pazarında avantaj sağlıyor.