Güldağ: Merkez Bankası politika faizini beklendiği gibi 45’e çıkardı.
Ağaoğlu: Önden piyasa beklentilerini oluşturup o beklentiye geldi. İki, duracağını söylemişti, durdu. Üç, ‘faiz artırımı yapabilirim’ kapısını açık bıraktı. Hepsi iyi haber.
Güldağ: Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın adını vermeden Başkan Gaye Erkan’ı sahiplenmesi politikanın selameti bakımından önemliydi.
Ağaoğlu: Sayın Erdoğan’ın kendi üslubuyla verdiği destek işleri kolaylaştırdı. Bütünlüklü, isabetli, temiz bir karar geldi, diyeyim.
Güldağ: Şimdi faiz artırımları sona erdiğine göre, en acil mesele piyasadaki likiditenin, fazla paranın yönetilmesi, kontrol edilmesi olacak.
Ağaoğlu: Merkez Bankası, açıklamada piyasadaki likiditenin yönetimi için enstrüman çeşitlenmesine gidileceğini söylüyor. O konuda açıklama bekliyordum. Ama gelmedi.
Güldağ: Ne kadar faiz artırırsanız artırın. Enflasyon son tahlilde para miktarının artmasıyla çıkıyorsa, enflasyonla mücadelede faizi artırmak ancak bir yere kadar etkili olur.
Ağaoğlu: Politika faizi 45, borç alma faizi 43,5’e, borç verme faizi, geç likidite penceresi 46 şeklinde oranlarımız var. Merkez 6 puanlık marjını koruyor. Bu da iyi haber ancak piyasada çok ciddi TL likidite var. Önemli bir kaynağı KKM’den gelen kur farkı nedeniyle ödenen ekstra paralar. Onu çekmek için Merkez değişik enstrümanlar kullanıyor.
Güldağ: 2023 bütçesinden bu yıla devreden ödemeler de var. 2023’te yaptırılan ama ödemesi 2024’e bırakılan işler. Muhtemelen seçim öncesi piyasaya çıkar. Aralık sonuna kadar işler yolunda görünüyordu. Enflasyon düşecek algısı yavaş yavaş oluşuyordu. Ocakla birlikte sahada bu algıda bir bozulma yaşandığını gözlemliyorum. Süreç iyi yönetilmezse enflasyon tehlikesi büyür.
Ağaoğlu: Evet, tahakkuk ile nakit açık arasında büyük fark var…
Güldağ: 750 milyar lira…
Ağaoğlu: O kadar yok. Üçte ikisi kadar bir parası var. Bankalar ve Hazine’ye de oradan bir para çıkışı olacak. O da likidite artışı yaratacak. Merkez Bankası piyasadan likiditeyi çekmediği sürece aktardığımız faiz verimli olarak iş görmüyor. 43,5 Merkez’de varken bankalar 43,5’in üzerinde mevduat toplamak istemezler. Çünkü ancak verebildikleri faiz maksimum orası. Bunun piyasadaki likidite fazlalığından kaynaklandığını Merkez de biliyor.
Güldağ: Önümüzde duran en önemli risklerden biri bu likidite fazlasının yönetimi. Fazla para piyasayı bozar. Mevduat faizleri de cazibesini yitiriyor. 50 faiz var diyorlar, yok. Kamu bankalarında yüzde 42-43, özel bankaların çoğunda 36-37. O zaman bu likidite dövize de gider, altına da gider, vatandaş ‘TL mevduat beni enflasyona karşı korumaz. Fiyatlar da nasıl olsa artacak’ deyip talebini öne çekip ürün almaya yönelir. Nitekim beyaz eşya alımlarındaki yüzde 14’lük artış bence bunun işareti. Ne yapılabilir?
Ağaoğlu: Likiditeyi iyi yönetecek 3,6,9,12 aylık bonolar çıkartması olabilir. Halkın bunlara yatırım yapabiliyor olması, bunların repo yapılabilmesi, hatta bunların da teknik olarak teminata sayılması veya TCMB’nin gerektiğinde bunları iskonto ederek geri alması bile söz konusu olabilir. Yani piyasadaki likiditeyi yönetmek açısından önemli bir enstrümana ihtiyaç var. Zorunlu karşılıklar olmuyor çünkü zorunlu karşılıklara faiz vermiyor TCMB…
Güldağ: Bankalar Birliği Başkanı ve Ziraat Bankası Genel Müdürü Alpaslan Çakar da zorunlu karşılıklara faiz isteyeceklerini söyledi. Bir de kredi kartlarına mutlaka bir düzenleme yapmanın ihtiyaç haline geldiğini söyledi. Banka kredi kartlarının toplam krediler içindeki payı kabaca söylüyorum yüzde 5’ten 10′ geldi. Geçen yıl krediler yüzde 54 artmış, kredi kartlarındaki büyüme hızı yüzde 159.
Ağaoğlu: Kredi kartı kullanımındaki artışın ana sebeplerinden biri bireylerin buraya yüklenmesi olabilir ama önemli faktörlerden biri de geçtiğimiz 1,5 yıl içinde TL krediye erişim imkanı sınırlı şirketler de şirket kredi kartı alarak bir borçlanmaya gitti. Rakamlar ve limitler büyütüldü.
Güldağ: Çünkü vatandaş, şirketler, hepsi kredi kartlarını deyim uygunsa ‘dönmek’ için kullanıyor ama şimdi sonuna geliniyor anlaşılan. Seçime kadar olmayabilir ama üç vakte kadar ya kart başına harcama limiti azaltılacak, ya kredi kartı faizi artacak ya taksitler azaltılacak.
Ağaoğlu: Mevduat faizine gelince 35-45 arasında. Politika faizine yakın olması lazım.
Güldağ: Ama son faiz artışıyla politika faizinin altında kaldı. Hele bileşik olarak hesaplarsan…
Ağaoğlu: Parasına göre değişiyor. Ama katılıyorum, mevduat faizindeki düşüş denklemi bozar.
Güldağ: Rezervleri de etkiler. Zaten geçen hafta son iki gün yine swapa dönüldü, rezervdeki düşüşü durdurmak için. Yatırımcıya önerin?
Ağaoğlu: Hisse senedi fonlarına girsinler. İçinde hisse senedi olan yatırım fonları var. Portföy yönetim şirketleri de var. Yani test edip onları bir süre takip etmeniz yeterli. Ne kadar performans gösterdiklerine bakıp ona göre birinden diğerine değiştirmeniz de mümkün.
Euro’da zayıflama, dolarda bir güçlenme gelir
Güldağ: Avrupa, faizi değiştirmedi…
Ağaoğlu: Zaten beklenmiyordu. Legarde indirim için yaz dönemine işaret etti.
Güldağ: Etti ama piyasada hala nisanda, bilemedin mayısta indirim beklentisi var
Ağaoğlu: Ben de onlarla aynı görüşteyim. Avrupa’da durgunluk var ve tahminler kötüleşiyor. Reel talep eksikliği var. Bunu değiştirebilmek için en azından faizleri indirme yoluna girdiklerini söylemeleri lazım. ECB’nin indirme aday ilk toplantı 11 Nisan’daki toplantı. 1 Mayıs’ta da FED geliyor.
Hal böyle olunca da Euro teknik olarak zayıfladı. 1,0850’lerde şu anda. Avrupa’nın indirimde önce davranacağı beklentisi Euro’yu aşağı çekti. Dolar endeksi ise 200 günlük hareketli ortalamasının üzerine çıkarsa dolar daha da artacak.
Güldağ: Euro’da zayıflama, dolarda bir güçlenme gelir mi?
Ağaoğlu: Evet. Parite 1,0840’ların altına inerse önümüzdeki hafta kapanışta etkili olur. Altına inerse ki, ineceğini düşünüyorum; 1,0450’lere kadar gidecektir. İlk yarıda zayıflayacak olan bir Euro 1,04-1,05 bandına kadar gider. Euro, kritik bir yerde.
Petrolde kritik bir dönüş ihtimali artıyor
Güldağ: Petrolde fiyatlar bir aşağı, bir yukarı…
Ağaoğlu: Şimdi 81,40 seviyesi önemli. 200 günlük hareketli ortalaması bunun üzerine çıkarsa 85’lere gider. O zaman kritik bir dönüş olur. Ama kalıcı olma ihtimali az.
Güldağ: Kızıldeniz sorunu çözülmezse…
Ağaoğlu: Çin artık İran’a baskı yapmaya başlamış. Husi’lerin kontrolü için. Tabii ne kadar söz geçirecek onu da bilemiyorum.
Güldağ: Çünkü en çok Çin’i etkileyen bir durum var. Taşıma, sigorta maliyetleri açısından. Teslim süreleri sarkıyor. Sonuçta dünya deniz ticaretinin yüzde 12’si…
Ağaoğlu: Dört hafta uzatıyor teslimatları. Çin açıktan sıkıntısını ifade etmeye başladı.
Güldağ: Neyi izleyeceğiz varil fiyatında?
Ağaoğlu: 85-85,5’in üstünü beklemiyorum. Brentte 81,40’ın üzerinde bir haftalık kapanış olmazsa geri gelir. Hepimizin hayrına olur çünkü devam ederse, kalıcılık ve yapışkanlık etkisinden dolayı enflasyon tarafına bir baskı gelecek. Navlun ve teslimat süresinin uzaması dönüp enflasyonu vuracak. Faiz indirimi süresini de daha ileri atacaktır.
Altın önümüzdeki bir-iki hafta gerileyebilir
Güldağ: Altının ons fiyatında beklentin?
Ağaoğlu: Avrupa Merkez Bankası’nın faiz indirimi üçte iki ihtimalle nisanda gelecek.
Güldağ: Lagarde ikna edemedi demek ki…
Ağaoğlu: Piyasa bunu fiyatlamaya başladı. Amerika’da enflasyon üzerindeki baskının azaldığı görülünce 10 yıllık tahviller geriledi. Tahvil gerilediği için altın bir miktar yukarıda kaldı. Gümüş ile altın arasındaki benim AGÜ paritesi 92’lere kadar çıkmıştı, Şimdi 88’lere indi onun 85’lere inmesi lazım. Ama altın 50 günlük hareketli ortalamasında ve inmemek için bir haftadır direniyor. Ama iki gündür 50 günlük hareketli ortalamasının altında.
Güldağ: Tahminin nedir?
Ağaoğlu: Bir-iki haftalık tahminim altının biraz daha gerileyeceği.
Güldağ: Nereye kadar geriler?
Ağaoğlu: 1965-70’lere kadar gerileyebilir. Gümüş yatay gider belki ama gümüşün altına göre daha az düşmesi ve paritenin 85’li seviyelere kadar gelmesini bekliyorum.