HÜSEYİN GÖKÇE/ANKARA
Ankara Ticaret Odası (ATO) Haziran ayı Meclis Toplantısında konuşan Başkan Gürsel Baran, işletmelerin yüzde 97.7’sini oluşturan, ihracattaki payı da yüzde 40’ı bulan KOBİ’lerin finansmana erişimde yaşanan sıkıntıdan en çok etkilenen kesim olduğunu bildirdi.
Son 20 yıllık dönemde KOBİ’lerin 20 milyar dolarlık dış ticaret fazlası verdiğinin altını çizen Baran, “KOBİ’lerimizin finansmana erişiminin kolaylaştırılması, iş dünyamızın en temel ve öncelikli beklentileri arasında. KOBİ’lerimizin bankalara getirilen kredi büyümesi kısıtlamalarından muaf tutulması ve KOBİ’lere özel seçici ve hedef odaklı kredi uygulamaları başlatılması gerekiyor” dedi. Baran, bu tür adımların ekonominin can damarını oluşturan KOBİ’leri güçlendireceğini, ekonomik büyüme ve istihdam artışına katkı sağlayacağını aktardı.
“Finansmana erişim kolaylaşsın ama kaynak israfına da karşıyız”
KOBİ’lerin hasılat ya da bilanço durumunun güncel koşullara göre yenilenebildiğine değinen Gürsel Baran, işletmelerin güncel koşullara göre tasnif edilmesinin desteklerin daha doğru adreslere aktarılmasının sağlanacağını belirtti.
Finansmana erişimin kolaylaştırılmasını talep etmekle birlikte kaynak israfına da karşı olduklarını vurgulayan Baran, “Kredilerin verimsiz bir şekilde kullanılmasını engellemek için yıllardır herhangi bir katma değer üretmeden, sadece borçla ayakta duran tabela şirketleri için de düzenlemeye gidilmesi gerektiği kanaatindeyiz.” diye konuştu.
Baran, göstermelik şirketlerin kullanacağı finansmanın, geçici olarak zor durumda olan KOBİ’ler tarafından kullanılması halinde daha olumlu sonuçlar alınabileceğinin altını çizdi.
“Doğru işletmeye verilen kredi fiyat istikrarına zarar vermez”
Doğru işletmelere verilen kredinin fiyat istikrarına zarar vermeyeceği gibi üretim ve ticaretin devamına da katkı sağlayacağını söyleyen Gürsel Baran, “KOBİ’leri merkeze alacak yenilikçi ve esnek politikalar küresel ticarette rekabetçiliği koruyup güçlendirecektir” değerlendirmesinde bulundu.
“İyimser ancak temkinliyiz”
Küresel ticaret politikalarındaki belirsizlik ve savaşların ekonomileri derinden etkilediğini kaydeden Baran, 2025’in ilk yarısının geride bırakıldığı bu süreçte ekonomik veriler açısından iyimser ancak temkinli olduklarını anlattı. Baran enflasyonun yüzde 35’e kadar inmesini olumlu bulduklarını ancak kalıcı fiyat istikrarına ulaşmak için daha çok yol bulunduğunun farkında olduklarını söyledi.
“Ücretler fahiş oranda arttı, kıdem tazminatı fonu verimli haliyle kurulmalı”
Kamu ücret politikasının, kamuoyunda yüksek ücret beklentisi oluşturduğuna dikkat çeken Gürsel Baran, “İstihdam yükü sadece üç beş çalışanı olan işletmeler için değil, büyük işletmeler için de sorun. Mevcut koşullar, işletmelerin karlılık oranlarını düşürmüş durumda. Son birkaç yılda, çalışanlarımıza ödediğimiz ücretler fahiş düzeyde arttı. Dile getirilen rakamlar, işletmelerin ödeyebileceği rakamlar ne yazık ki değil.” dedi.
Kıdem tazminatı yükünün de işletmeleri etkilediğini söyleyen Baran, “Kıdem Tazminatı Fonu en verimli haliyle kurulmalı ve işletmeler yılda bir kez fona aktaracakları kıdem tazminatı bedeliyle, birikmiş yükten kurtarılmalı.” dedi.
"Konkordato uygulaması gözden geçirilmeli"
Konuşmasında konkordato uygulamasının da gözden geçirilmesini isteyen Baran, sistemin tam oturmaması sebebiyle koruma kalkanı altına giren şirketlerden alacaklı olanların tahsilat yapamadığını bildirdi. Baran, sistemin zincirin ilk halkasını korurken, diğer halkaların sırasıyla batışa doğru ilerlediğini, sistemin bu haliyle faydadan çok zarar getirdiğini anlattı.