MARUF BUZCUGİL / ANKARA
AB dönem başkanlığını yılbaşında devralan Belçika, başkanlık döneminde Türkiye’nin ihtiyatlı iyimserlikle karşıladığı Borell raporunun takibini teşvik edecek. Belçika’nın dönem başkalığındaki öncelikleri ve Türkiye ile ilişkiler konusunda EKONOMİ’nin sorularını yanıtlayan Türkiye Büyükelçisi Paul Huynen “Türkiye gibi kilit ortaklarla bağlarımızı güçlendirmeye çalışacağız” dedi.
Büyükelçi Huynen’in “takibini teşvik edeceğiz” dediği, AB Komisyonu ile AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell tarafından hazırlanan rapor, AB’nin geleneksel duruşunu yansıtsa da Gümrük Birliği’nin güncellenmesi ve vize kolaylığı gibi konularda yeni bir yaklaşım getiriyordu.
Belçika Büyükelçisi Paul Huynen’in EKONOMİ’nin sorularına verdiği yanıtlar şöyle:
* Belçika’nın AB dönem başkanlığı 2024 yılıyla başladı. Bu dönemde Belçika’nın öncelikleri neler olacak?
Öncelikle Belçika Başkanlığı’nın önceliklerini okuyucularınızla paylaşmama olanak sağlayan EKONOMİ Gazetesi’ne teşekkür etmek istiyorum. Avrupa Birliği birçok açıdan Avrupa kıtasında barış ve istikrarın çıpası olmaya devam ediyor. Çok taraflılığın sıkı bir destekçisi ve Avrupa Birliği’nin kurucu üyesi olarak Belçika, her zaman Avrupa projesini ilerletmeye kararlıdır. Avrupa değerlerini yansıtan güçlü ve birleşmiş bir Avrupa, kıta çapında refah ve barışın temelini oluşturur ve Avrupa’nın küresel sahnede daha büyük bir rol oynamasına olanak tanır. Belçika’nın başkanlığı uluslararası ilişkilerde kritik bir dönemece denk geliyor. Rusya’nın Ukrayna’da devam eden saldırı savaşı ve Orta Doğu’da yeniden başlayan çatışmalar, dünya genelindeki politika yapıcılar için zorluklar yaratmaktadır. Aynı zamanda toplumlarımızı, enerji krizi, ekstrem iklim olayları gibi küresel zorluklarla mücadele etmeye ve sürekli değişen küresel ekonomik dinamiklerde rekabet gücünün sağlanmasına hazırlamaya devam ediyoruz. Belçika Başkanlığı, Avrupa projesinin başarıları üzerine inşa edecek ve güvenliğimizi ve değerlerimizi korumak, ekonomimizi ve dayanıklılığımızı güçlendirmek ve aynı zamanda Avrupa Birliği’ni gelecekteki her türlü zorluğa hazırlamak için çalışacak. Dolayısıyla Başkanlığımızın sloganı; Koru, Güçlendir, Hazırla. Başkanlığımız döneminde altı tematik öncelik ön plana çıkıyor: Demokrasinin, hukukun üstünlüğünün ve değerlerimizin korunması; Ekonomimizi ve rekabet gücümüzü güçlendirmek; Yeşil ve adil bir geçişin peşine düşmek; Sosyal ve sağlık gündemimizi güçlendirmek; Vatandaşlarımızı ve sınırlarımızı korumak; Küresel bir Avrupa’nın desteklenmesi.
“AB’nin hazmetme kapasitesi için reformları teşvik edeceğiz”
* Belçika’nın dönem başkanlığı sürecinde Türkiye’yi ilgilendiren AB gündem konuları neler olabilir?
Genişleme süreci açısından, Belçika başkanlığı, aday ülkelerin katılım sürecini mevcut metodolojiye ve liyakate dayalı yaklaşıma bağlı olarak yapıcı bir şekilde teşvik edecektir. Buna paralel olarak Belçika başkanlığı, gelecekteki genişleme açısından AB’nin hazmetme kapasitesinin artırılması amacıyla iç reformlar üzerinde düşünmeyi teşvik edecektir.
Büyükelçilik, 18 Ocak’ta, Belçika’nın 13. Avrupa Konseyi Başkanlığı münasebetiyle, College of Europe’un Türk mezunları ve Türkiye’de yaşayan diğer ülkelerden mezunları için bir ilki gerçekleştiren bir etkinlik düzenledi. Etkinlik sırasında H.E. Dışişleri Bakan Yardımcısı, AB İlişkileri Başkanı Büyükelçi Mehmet Kemal Bozay, H.E. Büyükelçi Rauf Engin Soysal ve H.E. Avrupa Delegasyonu Türkiye Büyükelçisi Nikolas Meyer-Landrut gibi açılış konuşmacıları, Avrupa Birliği’nin durumu, AB-Türkiye ilişkilerine ilişkin karşılıklı beklentiler ve fırsatlar ile değişen jeopolitik ortamda Avrupa projesinin devam eden önemi hakkında görüş alışverişinde bulundu. Etkinliğin amacı, kilit paydaşlar arasında AB-Türkiye ilişkilerine ilişkin fikir alışverişini teşvik etmek ve College of Europe’un Türk mezunları arasındaki mevcut bağları güçlendirmekti.
* Belçika, Türkiye-AB ilişkilerini nasıl değerlendiriyor? Türkiye ile Gümrük Birliği anlaşmasının modernizasyonu ve güncellenmesi dönem başkanlığı sürecinde başlayabilir mi?
Avrupa Komisyonu ve Birliğin Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi tarafından hazırlanan, AB-Türkiye siyasi, ekonomik ve ticari ilişkilerinin durumuna ilişkin ortak raporda, AB-Türkiye Gümrük Birliği’nin modernizasyonu ele alınıyor, Belçika Başkanlığı bu raporun takip edilmesini teşvik edecektir.
“Temel önceliklerimizden birisi ekonomik diplomasi”
* Türkiye-Belçika ilişkilerini tarihsel gelişimi açısından nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun yüzüncü yılı olan 2023’te Belçika ile Türkiye diplomatik ilişkilerin 185. yılını kutladı. Belçika Krallığı, bağımsızlığını kazandıktan hemen sonra Osmanlı İmparatorluğu da dahil olmak üzere birçok ülkeyle aktif olarak dostane diplomatik ve ticari ilişkiler sürdürdü. 1838’de Belçika ile Osmanlı İmparatorluğu arasında, iki ülke arasındaki resmi ilişkilerin başlangıcı sayılan Dostluk ve Ticaret Antlaşması imzalandı.
O zamandan beri Belçika ve Türkiye uzun süredir devam eden, çok boyutlu ve yapıcı diplomatik ve ekonomik ilişkilere sahiptir. Belçika ve Türk vatandaşları, kıtalara ve zamana yayılan bir bağlantılar ağı ören ikili ilişkilerimizin gerçek mimarlarıdır. Belçika, yaklaşık 270.000 kişilik büyük bir Türk topluluğuna ev sahipliği yaparken, 2022’de yaklaşık 600.000 Belçikalı, Türkiye’ye seyahat etti
Gelişmekte olan ticaret ülkesi Belçika için, Konstantinopolis’te birleşen tarihi ticaret yollarına bağlanmanın açık bir avantajı vardı. Ticari ve ekonomik ilişkiler, bugün 13 milyar Euro’yu aşan bir tutara ulaşan ikili ilişkilerimizin önemli bir temel taşı olmuştur.
Ekonomik diplomasi Belçika hükümetinin temel önceliklerinden biridir. Belçika, ekonomik büyümeyi teşvik etmek ve istihdam yaratmak için diplomatik araç setinin tamamını kullanmaya devam edecek. İkili ticareti geliştirmek için güçlü ikili ilişkilerimizi geliştirerek Türkiye gibi kilit ortaklarla bağlarımızı güçlendirmeye çalışacağız.
“Türk şirketlerinin Belçika’ya yatırım ilgisinin arttığını görüyoruz”
* İkili ticaretin ve karşılıklı yatırımların mevcut durumunu değerlendirebilir misiniz?

Belçika-Türkiye ticari ilişkileri son birkaç yıldır oldukça iyi bir şekilde gelişiyor. 2020 yılında geldiğimde ikili ticaret hacmi 9.5 milyar euro iken, 2022 yılında bu rakam Belçika için küçük bir fazlalıkla 13.2 milyar euroya yükseldi. Türkiye’ye yaptığımız başlıca ihracatımız nakliye ekipmanları, kimyasallar ve ana metallerdir. Türkiye’den yapılan ithalatta ana kategoriler ulaştırma ekipmanları, makine ve ekipmanlar ile mineral ürünlerdir. Belçika’dan Türkiye’ye 2002 yılından bu yana doğrudan yabancı yatırım girişi 9.2 milyar doları buldu. Financial Times’ın verilerine göre 2003-2023 dönemini kapsayan Belçika yatırımları Türkiye’de 3225 kişiye istihdam yarattı. Öte yandan Türk şirketlerinin Belçika’ya yatırım yapma ilgisinin arttığını görüyoruz. Bunun güncel bir örneği, bir Türk firmasının Belçika’da cam üretim tesisi açması ve Belçika’da yaklaşık 500 kişiye istihdam yaratılmasıdır. Belçika, eşsiz coğrafi konumu, mükemmel lojistik hizmetleri ve telekomünikasyon sayesinde diğer Avrupa pazarlarıyla mükemmel bağlantısı, dinamik mal ticareti ve yenilikçi hizmet sektörleriyle canlı bir ekonomisi, yüksek nitelikli iş gücü ve cazip bir tüketici pazarı olması nedeniyle yabancı yatırımcılar için cazip bir destinasyondur.
Güçlü olduğumuz alanlarda, stratejik ortaklıkları teşvik ediyoruz
* Gelecekte Türkiye-Belçika ilişkilerinin daha da gelişmesini sağlayacak alanlar neler olabilir? İki ülkenin özel sektörü hangi alanlarda işbirliği yapabilir?
Belçika Büyükelçisi olarak, Belçikalı ve Türk ekonomik aktörler arasındaki alışverişi güçlü bir şekilde destekliyorum, çünkü onlar ticari fırsatları tespit etmek için en iyi konumdalar. Görev sürem boyunca, Belçika şirketlerinin temsilcilerini ve Belçika bölgelerindeki ticaret ataşelerini Türk kamu ve özel sektör paydaşlarıyla bir araya getiren Ankara’nın yanı sıra Türkiye genelinde çeşitli ticari geziler düzenledim. Belçika, Belçikalı ve Türk şirketleri arasında ekonomik işbirliği için birçok alan sağlayan açık ve dinamik bir ekonomiye sahiptir ve ticari fırsatlar oldukça fazladır. Belçika’dan iki yenilikçi sektörün altını çizmeme izin verin: ilaç endüstrisi ve lojistik sektörü. Bu sektörlerin her ikisi de küresel salgına karşı mücadelede kilit öneme sahipti. Diğerlerinin yanı sıra, Belçika limanları, lojistik ve ihracat şirketleri, Belçika’nın güçlü ticaret performansında önemli bir rol oynamaktadır. Belçika, Avrupa’nın en büyük limanlarından bazılarına ev sahipliği yapıyor ve büyük miktarlarda kargo ve konteyner elleçliyor; bu da ülkemizin Avrupa’nın önde gelen lojistik merkezlerinden biri olmasına katkıda bulunuyor.
Buna ek olarak, Belçika limanları, iklim açısından akıllı teknolojilere ve açık deniz rüzgar enerjisi ve hidrojen gibi yenilenebilir enerjiye yatırım yaparak Belçika’nın yeşil geçişini ilerletmede kritik bir bağlantıdır. Belçika, hem ticaret hacmini hem de sürdürülebilir, akıllı ve iklime dayanıklı bir ekonomiye yönelik dönüşümü artırmak için ticaret ortaklarıyla mevcut sinerjileri geliştirmeyi planlıyor.
Belçika biyofarmasötik (Hazırlanan ilaç biçiminin vücuttaki emilimi ve etkisi arasındaki ilişkiyi inceleyen bilim dalı.) endüstrisi son derece dinamik ve yenilikçi bir sektördür. KOBİ’leri, büyük şirketleri, akademiyi, araştırma merkezlerini ve kamu yetkililerini birbirine bağlayan entegre bir ekosistem, araştırma ve geliştirmeye yapılan önemli yatırımlar ve benzersiz bir yetenek havuzu sayesinde Belçika, biyofarmasötik endüstrisinde küresel bir lider haline geldi. Birkaç etkileyici rakam sektörün öneminin altını çiziyor: 43.000 doğrudan çalışan, 100 milyar euro ilaç ihracatı ve 2022 yılına kadar araştırma ve geliştirmeye 5.7 milyar Euro değerinde yatırım. “Belçika: Sağlık ve Biyoteknoloji Vadisi” girişimi aracılığıyla Belçika hükümeti Belçika biyofarmasötik sektörünün benzersiz konumunu korumayı, uluslararası konumunu artırmayı ve stratejik ortaklıkları teşvik etmeyi amaçlıyor.