Ahmet YİĞİT
Fasulye ve mercimek gibi organik ürünler ihracat kotasından muaf tutulurken, organik nohudun kotayla ihraç edilmesi ihracatçıları endişelendiriyor. Nohut üreticileri ve ihracatçıları, organik nohut ihracatına uygulanan kotanın kaldırılmasını istiyor.
Üreticinin üretim ve sertifika sürecinden kopmaması için ihracatın önündeki engellerin kaldırılmasını beklediklerini söyleyen Organik Ürün Üreticileri ve Sanayicileri Derneği (ORGÜDER) Muharrem Doğan, “Üretim zincirinin kırılması durumunda çiftçiyi tekrar organik üretime teşvik etmek yıllar sürebilir. Ülkemizde üretilen organik ürünlerin yaklaşık %90’ı yurt dışına ihraç ediliyor. Bu yüzden katma değeri yüksek ürünlerin ihraç edilmesi için engellerin kaldırılması lazım” dedi. Organik gıda üretiminin pozitif ayrımcılığa ihtiyacı olduğunu söyleyen Doğan, AB ile imzalanan Yeşil Mutabakatın ‘Çiftlikten Çatala’ strateji başlığı altında ülkelerin ekilebilir tarım arazilerinin %25’ini organik tarıma çevirmesi gerektiğini, bu şartın sağlanmaması durumunda ilerleyen yıllarda Avrupa ülkelerinin ülkemizden giden ürünlere ekstra vergi uygulayacağını belirtti.
“Organik ihracatında söz sahibi olacaksak; sınırlama olmamalı”
Son yıllarda başta Avrupa ülkeleri olmak üzere Japonya, Kore ve İsrail gibi gelişmiş ülkelerde organik Türk mallarına ilginin arttığını belirten Armada Foods Yönetim Kurulu Üyesi Saygın Sönmez de, elde edilen ihracat başarılarının korunması gerektiğini söyledi. Organik ürün üretimi için bağımsız kuruluşlar ile bakanlıkça yapılan denetim ve gözetimler için minimum 3 yıllık sürece ihtiyaç olduğunu söyleyen Sönmez, “Son yıllarda trend olan organik bakliyat ürünlerine talep artıyor. Artan talebi karşılayacak organik üretimi bir anda sağlayamıyorsunuz. Çünkü konvansiyonelden organik üretime geçmek için bir ciddi bir sürece ihtiyaç var. Üç senelik süreçte bağımsız kuruluşlar ve Bakanlık tarafından denetimler yapılıyor, analizler yapılıyor, toprağın kendini temizleme süreci izleniyor. Sonuçta sıfır zirai kalıntı ile üretim yapılıyor. Organik ürünler ile konvansiyonel ürünlerin hem Pazar payları hem de fiyatları farklılık gösteriyor. Organik pazarında Arjantin, Kanada, Kazakistan ve Hindistan gibi büyük rakiplerimiz var. Pazar payımızın artırılması için nohudun da mercimek ve fasulye gibi ihracat kotasından muaf tutulması gerekmektedir. Bakanlık verilerine göre 1200 ton, bizim tespitlerimize göre ise 3-4 bin ton organik nohut üretimi var. Yani yıllık organik nohut üretiminin yüzde 1’ine bile tekâmül etmiyor, organik ihracatında söz sahibi olacaksak; kota ve yasak bazlı sebeplerle pazar kaybetmemeliyiz” dedi.
Dünyanın en büyük ve en modern organik bakliyat üretim tesisini kurduklarını ifade eden Sönmez, yurt dışında organik üretime rağbet olurken, ülkemizde organik bakliyat tüketiminin çok düşük olduğunu ve üretilen ürünlerin mutlaka ihraç edilmesi gerektiğini vurguladı.
“Üretici alternatif ürüne yönelebilir endişesi”
Bir ürünün organik kabul edilmesi için Organik Tarım Yönetmeliği’ne göre hiçbir sentetik ilaç ve gübre kullanılmadan yapılan 3’üncü hasat organik kabul ediliyor. Bu ürünlerin sertifikalandırma sürecinin uzun ve meşakkatli olması, aynı zamanda konvansiyonel ürünlere oranla verimliliğin düşük olmasının yanı sıra pazarlara verimli bir şekilde sunulmaması gibi sebeplerden ötürü üreticisinin alternatif ürünlere yönelme ihtimali ve Türkiye’nin pazar payını başka ülkelere kaptırma ihtimali var.