Proje taşımacılığında yeni büyüme alanı yenilenebilir enerji oldu. Küresel iklim krizi ve AB’nin Yeşil Mutabakatı tüm dünyada Rüzgar Enerji Santrali (RES) kurulumlarını hızlandırdı. Sadece Türkiye’de değil, küresel çapta yenilenebilir enerji projelerini taşıyan ve kurulumunu yapan Türk şirketleri, önümüzdeki yıllarda ise bu deneyimi denize taşımaya hazırlanıyor.
Yük Mühendisleri Birliği (YMB) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Altunkum, enerji tarafında rüzgar türbini kurulumunda hareketliliğin devam ettiğini belirterek, “Rüzgar santrali kurulumunda Türkiye’de çok potansiyel var. Alınacak daha çok yol var” dedi. Ahmet Altunkum, Türkiye’de henüz 12-13 bin megavatlık bir rüzgar santrali kurulumu gerçekleştirildiğini ifade ederek, “Türkiye’nin karadaki potansiyeli 48 bin megavat” dedi.
Şirketler, bir yandan karadaki yenilebilir enerji projelerinde yer almaya devam ederken, öte yandan ‘offshore rüzgar santrali projelerini de gündeme aldı. Proje taşımacılığının lider şirketleri önümüzdeki yıllarda off shore rüzgar santralleri kurulumlarını taşımak için altyapı çalışmalarına şimdiden başladı. Çünkü, denizde çalışmak, karadakinden farklı. Özel ekipmanlara ve ileri mühendislik departmanlarına ihtiyaç bulunuyor. YMB Başkanı Altunkum, bu alandaki çalışmaların bir iki yıl içinde hız kazanacağını vurgulayarak, “Türkiye’nin denizdeki rüzgar santralleri alanında yaklaşık 50 bin megavat kapasitesi var. Henüz Türkiye’de bu yönde projeler başlamadı ama yer tespiti ve altyapı çalışmaları yapılıyor. İhalesi olacak, lisanslar dağıtılacak. Bu süreç bir iki yılı bulacak” diye konuştu. Kuzey Avrupa’da offshore rüzgar santralleri konusunda önemli yatırımların yapıldığını aktaran Altunkum, Akdeniz’de ise henüz bu projelere başlanmadığını ve bu alanda çok fırsat olduğunu söyledi.
Türkiye, en ucuz ülke
Ahmet Altunkum, Türkiye’nin dünyada rüzgar santralinin taşınması, kaldırılması ve montajında Avrupa’da en ucuz ülkesi olduğunu dile getirdi. Bunun en önemli sebebi ise makine parkı talebinin çok ilerisinde olması. Türkiye’de ağır yük ve proje taşımacılığında regülasyonlar zayıf kaldığı için merdiven altı hizmet veren çok sayıda firma bulunuyor. Regülasyon eksikliği ve yetersiz denetimlerin sektörde haksız rekabet yarattığı, merdiven altı hizmetleri yaygınlaştırdığı belirtiliyor. Regülasyon eksikliği ve yetersiz denetimler, sadece sektörün gelişimini engellemiyor, insan ve çevre için de büyük tehdit oluşturuyor. Çünkü alan, dünyanın en tehlikeli meslek gruplarından biri olarak kabul ediliyor. Öte yandan, sektörün en öncelikli ihtiyaçlarından biri de operasyon süreçlerinde AB’de olduğu gibi bürokrasinin sadeleştirilmesi.