HÜSEYİN GÖKÇE/MOSKOVA
Akkuyu Nükleer A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Anton Dedusenko, World Atomic Week kapsamında Türk gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Rosatom’un proje yönetim şirketinin TSE katılımıyla bir çalışma grubunun faaliyet gösterdiğini ifade eden Dedusenko, çeşitli aşamalarda 2 bin şirketin tedarikçi ve yüklenici olarak projeye katıldığını bildirdi.
Şantiyedeki inşaat malzemelerinin büyük kısmının Türk üretimi olduğunun altını çizen Dedusenko, “Bu proje sayesinde muazzam üretim potansiyeli ve zengin bilimsel teknik kapasitesi olan bütün bir ülkeyi dünya nükleer endüstrisine dahil ediyoruz” dedi.
Türk sanayi işletmelerinin sipariş hacminin giderek arttığına vurgu yapan Anton Dedusenko, “Şirketler daha rekabetçi hale gelerek hem Türkiye’de hem de yurt dışında diğer atom santrallerinin yapım projelerine katılmayı umuyorlar. Bugün bunun örnekleri zaten mevcut” diye konuştu.
Dedusenko Türk teknik destek kuruluşu olan NÜTED’in Macaristan’daki NGS için ekipman imalatının denetim kontrol hizmeti sunmak üzere bir sözleşme imzaladığı bilgisini verdi.
- “420 milyar m3 doğalgaz ithalatını önleyecek”
Anton Dedusenko Akkuyu NGS’nin Türkiye’ye enerji katkılarından da bahsederek, hava koşullarına bağlı olmaksızın enerji üretiminin enerji güvenliği açısından çok önemli olduğuna işaret etti. Akkuyu’da 4 ünitenin tamamının işletmaya alınması ile birlikte yılda yaklaşık 35 milyar kWh elektrik üreteceğini belirten Dedusenko, “Akkuyu NGS Türkiye’nin elektrik ihtiyacının yüzde 10’unu tek başına karşılayacak. Enerji Bakanlığı verilerine göre santralin tüm yaşam döngüsü boyunca toplam 420 milyar m3 doğalgaz ithalatından tasarruf edilebilecek” ifadelerini kullandı.
Türkiye’deki tüm rüzgar santrallerinin günde 230 gigavat saat elektrik üretirken, Akkuyu’nun günlük 100 gigavat saat üretim yapacağını dile getiren Dedusenko, “Rüzgar santralleri 120 km2’lik bir alan kaplarken, Akkuyu NGS’nin kapladığı alan 11 km2” dedi.
Akkuyu’da dört güç ünitesinin tamamının tesislerinde çalışmaların devam ettiğini söyleyen Dedusenko, şu an birinci ünitenin devreye alınmasına odaklandıklarını anlattı.
Güç ünitelerinin devreye alınmasının çok aşamalı bir operasyon olduğuna değinen Dedusenko, şu anda sadece Rusya’da 35 faal güç ünitesinin bulunduğunu belirtti.
Dedusenko önceki tedarikçiden kaynaklanan teslimat zorlukları nedeniyle 2024’te Çin’den yeniden sözleşme yaptıkları anahtarlama tertibatı ekipmanının bu yıl içinde güç vermeye hazır olacağını öngördüklerini paylaştı.
Dedusenko sorulara yanıt verdi
Akkuyu Nükleer A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Anton Dedusenko’nun sorulara verdiği yanıtlar şöyle:
- Akkuyu Nükleer Santrali projesi hangi aşamada? Şu anda sahadaki inşaatın hangi temel unsurları öncelikli? İlk güç ünitesinin devreye alınmasına yönelik hazırlık çalışmalarının ilerleyişi hakkında bilgi verir misiniz?
Sahada, dört güç ünitesinin tamamının tesislerinde çalışmalar devam ediyor. Birinci güç ünitesinde devreye alma çalışmalarının tamamlanmasına odaklanılmış durumda. Bu, ünitenin tüm sistemlerinin kapsamlı kontrol işlemlerinden geçtiği, devreye alma öncesi hazırlık aşamasıdır. Güç ünitesindeki temel inşaat çalışmaları tamamlandı.
Akkuyu NGS'nin tüm güç ünitelerinin binalarına teknik su sağlamak için kullanılacak deniz ve kıyı hidroteknik tesisleri kompleksinin inşaatı tamamlanmak üzere.
NGS'de üretilen elektriği şebekeye iletecek olan ‘Gaz Yalıtımlı Anahtarlama Tertibatı’ binasında, akım yolları ve ilgili ekipmanların montajı yoğun bir şekilde devam ediyor. 2025 yılının sonuna kadar anahtarlama tertibatı ekipmanının montajını tamamlamayı planlıyoruz. Bu, NGS'nin kilit bileşenlerinden biri ve reaktörün amacı bakımından insan kalbiyle karşılaştırılabilirse, ‘Gaz Yalıtımlı Anahtarlama Tertibatı’ üretilen elektriği çeşitli tüketicilere, başta Türkiye Cumhuriyeti enerji şebekesine dağıtmaktan sorumlu olan sinir sistemine benzetilebilir.
NGS güç ünitesinin devreye alınması, çok aşamalı bir operasyon. Şu anda Akkuyu NGS 1. Güç Ünitesi'nin çalışmaya başlamasına yönelik hazırlıkların son aşamalarından biri devam ediyor. Ünitenin sistemleri ve elemanları işletmeye hazır hale getiriliyor, bunların projede belirlenen kriter ve özelliklere uygunluğu kontrol ediliyor. Bu, nükleer güvenliğin gerekliliklerine uymak ve santralin uzun yıllar boyunca güvenilir çalışmasını sağlamak için gerekli.
Devreye alma sürecinin sağlam referanslara dayanması önemli; bu süreçte, onlarca faal güç ünitesini işletmeye alma tecrübesine sahip olan Rosatom'un tüm deneyimi kullanılıyor. Sadece Rusya'da şu anda 35 faal güç ünitesi bulunuyor ve bu, Rosenergoatom Konserni ve Rosatom Servis gibi Rosatom'un birçok biriminin uyumlu çabalarının bir sonucu. Bugün, Akkuyu NGS sahasındaki 1. Güç Ünitesi’nin devreye alma çalışmalarında, tam da bu tecrübeye sahip uzmanlar görev alıyor. Ve özellikle değerli olan, bu süreçte, Rus meslektaşlarından deneyim kazanarak istasyonun işletilmesine en başından itibaren katılacak olan Türk genç uzmanların da tam olarak yer alması.
Proje ekibi, ilk atom kilovatının en kısa sürede Türkiye'nin enerji sistemine verilmesi için tüm çabayı gösteriyor. Bu bağlamda, önceki tedarikçiden kaynaklanan teslimat zorlukları nedeniyle 2024 yılında Çin'den yeniden sözleşme yapmak zorunda kaldığımız anahtarlama tertibatı ekipmanının bu yıl içinde güç vermeye hazır olacağını öngörüyoruz
- Akkuyu NGS projesinin yerel sanayinin gelişimine şu anki katkısı nedir?
Projeye Türk tedarikçilerin katılımına özel önem veriyoruz. Yerlileştirme süreçlerini, yani malzeme ve ekipman üretim siparişlerinin Türkiye'ye verilmesini kapsamlı bir şekilde desteklemek amacıyla, Türkiye Cumhuriyeti Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, proje yönetim şirketi olan AKKUYU NÜKLEER A.Ş., Rosatom Yurt Dışı Üretim Anonim Şirketi (Rosatom Zarubejnaya Generatsiya A.Ş.) ve Türk Standartları Enstitüsü'nün (TSE) katılımıyla bir çalışma grubu faaliyet gösteriyor. Proje ilerledikçe, Türk sanayisinin projeye katılım düzeyi de artıyor. Projenin başlangıcında hesaplanan yerlileştirme hacmi 4 milyar ABD doları olarak tahmin edilirken, bugün Türkiye Cumhuriyeti'ne yapılan vergi ödemeleri de dikkate alındığında bu miktar 11 milyar ABD dolarına ulaştı. Çeşitli aşamalarda yaklaşık 2 bin şirket tedarikçi ve yüklenici olarak projeye katıldı. Türk tedarikçiler, projenin ihtiyaçları için malzeme, ekipman ve hizmet sağlamakta, inşaat ve montaj işlerini yapmakta, inşaat sahası içinde ekipman taşımacılığını gerçekleştiriyor. Şantiyedeki inşaat malzemelerinin büyük bir kısmı Türk üretimi. Yerel üreticiler, proje ihtiyaçları için beton karışımları, donatı çeliği, metal yapılar, su yalıtım malzemeleri, boru ve kablo ürünleri tedarik ediyor.
Akkuyu NGS, nükleer sektörde uluslararası iş birliğinin bir örneği. Bu proje sayesinde, muazzam üretim potansiyeli ve zengin bilimsel-teknik kapasitesi olan bütün bir ülkeyi dünya nükleer endüstrisine dahil ediyoruz. Türk şirketler, nükleer sektörün gerekliliklerine hızla uyum sağlayarak, nükleer enerjisi alanındaki şartları karşılamak için üretim süreçlerini iyileştiriyor. Sertifikasyon prosedürlerinden geçerek, Türk sanayi işletmeleri, aralarında daha karmaşık olanlar da dahil olmak üzere, yeni ürün türlerinin üretimine başlayarak, sipariş hacmini artırıyor. Böylece, daha rekabetçi hale gelerek hem Türkiye'de hem de yurt dışında diğer atom santrallerinin yapım projelerine katılmayı umuyorlar. Bugün bunun örnekleri zaten mevcut: Türk düzenleyici kurumunun teknik destek kuruluşu olan NÜTED, Macaristan'daki Paks-2 NGS için ekipman imalatının denetim kontrolü hizmetlerini sunmak üzere bir sözleşme imzaladı. Ayrıca, Türk inşaat şirketleri, Mısır'daki El-Dabaa NGS'nin inşasında yer alıyor.
- Nükleer enerjinin Türkiye için özel öneminin ne olduğunu düşünüyorsunuz? Değişen küresel ekonomik dengeler bağlamında, bir nükleer santrale sahip olmak Türkiye'ye ne gibi avantajlar sağlayabilir?
Akkuyu NGS’nin inşası onlarca yıla dayanan uzun vadeli bir proje. Biz, birkaç nesle temiz ve kesintisiz enerji sağlayacak bir santral inşa ediyoruz; gerçekte ise geleceğe yatırım yapıyoruz.
Bir nükleer güç santralinin elektrik üretim kapasitesi istikrarlıdır; hava koşullarına, mevsimlere, günün saatine veya diğer dış etkenlere bağlı değildir. Akkuyu NGS’nin dört güç ünitesinin tamamı işletmeye alındığında, santral yılda yaklaşık 35 milyar kWh elektrik üretecek. Bu miktar, İstanbul gibi büyük bir metropolün elektrik ihtiyacını karşılamaya yetecektir. Akkuyu NGS, Türkiye Cumhuriyeti’nin elektrik ihtiyacının %10’unu tek başına karşılayacak. Türkiye Enerji Bakanlığı’nın verilerine göre, Akkuyu NGS’nin işletilmesi sayesinde ülke, santralin tüm yaşam döngüsü boyunca toplam 420 milyar metreküp doğalgaz ithalatından tasarruf edebilecek.
Şunu özellikle vurgulamak isterim ki, nükleer güç santrali yalnızca elektrik üretimi anlamına gelmez; aynı zamanda iklim hedeflerine ulaşmaya da katkı sağlar. Nükleer santral, çevre dostu bir enerji kaynağıdır ve çevreye olan olumlu etkisi, doğrudan çevreye herhangi bir zarar vermemesinden kaynaklanır. Böylece, nükleer güç santrali, hidrokarbon yakıtlarla çalışan ve onun yerine geçen enerji kaynaklarının olumsuz etkilerini fiilen ortadan kaldırır.
Ayrıca nükleer güç santrali, güç ile arazi kullanım oranı dikkate alındığında son derece yüksek verimliliğe sahip bir elektrik üretim kaynağı. Karşılaştırma yapmak gerekirse, Türkiye’deki tüm rüzgâr santralleri bugün günde yaklaşık 230 gigavat-saat elektrik üretiyor. Akkuyu NGS ise günde neredeyse 100 gigavat-saat elektrik üretecek. Yani Akkuyu NGS gibi dört üniteden oluşan iki santral, Türkiye’nin tüm rüzgâr enerjisi sektörünün üretimine yakın bir miktarı, çok daha küçük alanlarda sağlayabilecek. Örneğin, Türkiye’nin en büyük rüzgâr santrallerinden biri olan Soma Rüzgâr Santrali yaklaşık 120 kilometrekarelik bir alanı kaplarken, Akkuyu NGS’nin kapladığı alan yalnızca yaklaşık 11 kilometrekare.
Akkuyu NGS, hidrokarbon ithalatına ve fosil yakıtların dünya piyasalarındaki fiyat dalgalanmalarına olan bağımlılığı azaltacak, enerji istikrarını güçlendirecek ve ekonominin çeşitli sektörlerine güvenilir enerji tedariki sağlayacak. Kendi topraklarında faaliyete geçecek bir nükleer santral, Türkiye’yi ileri, çevre dostu elektrik üretim teknolojilerine sahip ülkeler arasına taşıyacak.
- Akkuyu NGS projesi, Rus nükleer sektöründeki 80 yıllık deneyimi nasıl hayata geçiriyor ve geliştiriyor?
Rus nükleer endüstrisinin 80. yılı sadece bir yıldönümü değil; aynı zamanda bilgi, teknoloji ve deneyim aktarımının bir sembolü. Bu süre zarfında Rusya’da nükleer enerji tesislerinin mühendisliği, inşası ve işletilmesine yönelik benzersiz bir sistem oluşturuldu ve sürekli olarak geliştirildi. Günümüzde bu sistem dünya genelinde kabul görüyor.
Her yeni nükleer santral, önceki projelerde kazanılan tüm deneyimi bünyesinde barındırır ve Akkuyu NGS, bu deneyimin uluslararası iş birliği temelinde nasıl uygulanabileceğinin çarpıcı bir örneğini oluşturuyor. Türkiye’deki sahada sektörün en iyi mühendislik ve yönetim uygulamaları kullanılıyor. Bunların arasında VVER-1200 reaktörlerinin ileri teknolojileri, güvenlik kültürü ve Türk mühendislerinin Rus üniversitelerinde eğitim görmesi ve işletmedeki nükleer santrallerde pratik beceriler kazanmasını sağlayan insan kaynağı yetiştirme sistemi yer alıyor. Tüm bunlar, projenin temelini oluşturan benzersiz BOO (Build-Own-Operate / Yap-Sahip Ol-İşlet) modeli sayesinde mümkün oluyor. Bu model, deneyim ve teknoloji transferini yeni bir seviyeye taşıyor, personel eğitimi için yeni fırsatlar yaratıyor ve inşaatın tamamlanmasının ardından işletme aşamasında Rus ve Türk uzmanların birlikte çalışmasını güvence altına alıyor.
Bu bağlamda Akkuyu NGS, Rus nükleer sanayisinin 80 yıllık yolculuğunun bir yansımasıdır: denenmiş teknolojiler ile yeniliklerin birleşimi, nükleer enerji alanında birçok nesil uzmanın birikmiş deneyimi ve uzun vadeli, karşılıklı faydaya dayalı ortaklık. 2010 yılında imzalanan Akkuyu NGS’nin inşasına ilişkin Hükümetlerarası Anlaşma, Rusya ile Türkiye’nin nükleer alandaki iş birliğinde önümüzdeki 80 yılın kapılarını açtı, aynı zamanda Türkiye’nin nükleer enerjisinin gelişimi için geniş ufuklar sundu.
Akkuyu NGS’nin son reaktör kabı Rusya’dan yola çıktı
Bakan Yardımcısı Demircan: İlk üretim 2026 yılında başlayacak
Dünya Nükleer Haftası (World Atomıc Week) açılışında Akkuyu NGS’nin 4’üncü ünitesinin reaktör kabı online düzenlenen tören ile Rusya’dan yola çıktı. Törende konuşan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Zafer Demircan, santralde ilk enerji üretiminin 2026 yılı içinde başlayacağını söyledi.
Türkiye’nin enerji stratejisinin sürdürülebilir kalkınma ve enerji güvenliği üzerine kurulu olduğunun altını çizen Demircan, modüler reaktörler gibi yenilikçi teknolojilerle birlikte 2050 yılına kadar en az 20 GW nükleer kapasiteyi devreye almayı planladıklarını anlattı.
Akkuyu’ya gönderilen ekipman, Rusya’da üretilen ve ülkenin 250’nci reaktörü olma özelliğini taşıyor.