MERVE YİĞİTCAN
Türkiye’nin dinamik sektörlerinden mutfak ürünleri Çin tehdidi altında. Sektörde özellikle ev tipi mutfak ürünlerinde Çin’den ithalat geçen yıl 1 milyar dolar artarken, bu yıl da doludizgin sürüyor. Endüstriyel Mutfak, Çamaşırhane, Servis ve İkram Ekipmanları Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TUSİD) Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Topuz, paslanmaz çelikte geri dönüşüm sorununa ilişkin düzenlediği basın toplantısında mutfak ürünleri sektörüne ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Mutfak ürünleri sektöründe, endüstriyel tarafta işlerin iyi gittiğini söyleyen Topuz, yeme içme ve turizm sektöründeki canlılığın bunu sağladığını anlatırken, sektörün bu yapısı itibarıyla da en kötü krizlerden dahi görece daha az etkilendiğini kaydetti.
“İş çok, kar yok”
Sektörde işlerin iyi gittiğini ancak karlılık konusunda aynısını söylemenin mümkün olmadığına işaret eden Topuz, “İş var ama kar yok. Geçmişte yüzde 12-13 oranında olan karlılıklar yüzde 5-6’lara geriledi. Özellikle son 2 yıldır genel olarak piyasada işler sıkıntılı” dedi. Ekonomideki tüm zorlu şartlara rağmen sektörde yatırımların devam ettiğinin de söyleyen Topuz, “Şu an bizim bildiğimiz beş tane ciddi yatırım var ve bunlar istihdama da önemli katkı sağlayacak. Ama tabi tüm bu yatırımlar öz sermaye ile yapılıyor. Yoksa mevcut faiz oranları ile kredi kullanıp yeni yatırım yapmak çok zor” şeklinde konuştu. Sektörün ihracatına ilişkin olarak da endüstriyel mutfak sektöründe ihracatın geçtiğimiz yılla benzer bir şekilde ilerlediğini ifade eden Topuz, yedi ayın sonunda 3 milyar dolarlık rakama ulaştıklarını belirtti. Yılı da geçen yılla benzer şekilde 5,7 milyar dolar civarında kapatmayı beklediklerini kaydeden Topuz, “Endüstriyel mutfak sektörü her zaman ihracatı en güçlü sektörlerin başında geliyor. Toplamda 100’den fazla ülkeye ihracatımız var” ifadelerini kullandı.
“Birçok tedarikçi işini kaybetti”
Topuz, mutfak eşyaları sektöründe de özellikle ev tipi mutfak ürünlerinde Çin’den tedarikin son dönemde hızlı arttığına dikkat çekti. Mutfak ürünlerinde ev kategorisinde Çin’den yapılan ithalatın 1 milyar dolar arttığını vurgulayan Topuz, bunda düşük kur ve Çin’in Amerika tarifelerine karşı elindeki kapasiteyi farklı ülkelere yönlendirme yaklaşımının yanı sıra paslanmaz çelikteki vergilerin de fazlasıyla etkili olduğunun altını çizdi. Yüzde 12’lik gümrük vergisiyle beraber paslanmaz maliyetinin artmasıyla Türkiye’deki pek çok üretici ve markanın yerli tedarikçisini bırakıp Çin’e döndüğünü anlatan Topuz, “Büyük firmalara iş yapan birçok tedarikçi işini kaybetti. Firmalar burada üretim yaptırmak yerine fiyatlar çok daha ucuz kaldığı için dönüp Çin’den ithalat yapmaya başladılar” dedi. Topuz, “Her geçen gün sanayideki ithalatçılık eğilimi artıyor. Bu eğilimi sanayimiz için önemli bir tehlike olarak görüyoruz” diye konuştu.
“KONKORDATOLARIN ANA SEBEBİ FAİZ”
Konuşmasında son dönemde artan konkordatolara ilişkin de açıklamalarda bulunan Topuz, henüz kendi sektörlerinde endüstriyel tarafta dikkat çeken bir yoğunluktan bahsedilemeyeceğini söyledi. Son dönemde hızlanan konkordatoların ana sebebinin banka faizleri olduğunu vurgulayan Topuz, Türkiye’de şirketlerin büyük çoğunluğunun işlerini dış kaynakla yürüttüğünü söylerken, “Şirketler kredilerle çalışmaya alışmışlardı. Ancak ne zaman ki faizler yüzde 50’lere ve daha yukarılara çıktı, o zaman bu faizlerle işler döndürülemez oldu. Tabii reel sektör alacakları burada piyasa için sıkıntı yaratıyor. Bu noktada konkordato kanunu değişmeli ve konkordato alan şirkete ‘3 ay içinde piyasa borçlarını ödeme’ koşulu getirilmeli” dedi.
"Paslanmazda geri dönüşüm için entegre tesis şart"
TUSİD Başkanı Bekir Topuz, yılda 650 bin ton paslanmaz çelik tüketen Türkiye’nin buradan çıkan hurdayı, entegre bir üretim tesisi olmadığı için yurtdışına göndermek zorunda kaldığını söyledi. “Türkiye’de camdan gümüşe, plastikten altına kadar her şey geri dönüştürebiliyoruz” diyen Topuz, şöyle devam etti: “Ama ülkemizde geri dönüşümü olmayan tek hammadde paslanmaz çelik, çünkü bizde egritmeden itibaren bir entegre paslanmaz tesisi yok. Oysa Türkiye’de yıllık 650 bin ton paslanmaz çelik tüketiliyor, bunun da 100 bin tonu fire olarak geri dönüşüme gidiyor. Yani 115 milyon dolara mecburen yurtdışına sattığımız hurdayı dönüp 285 milyon dolara geri alıyoruz. Burada entegre bir paslanmaz çelik fabrikası kurulabilse bu para da Türkiye’de kalacak. Biz alüminyumun, bakırın ve diğer metallerin hurdasını dışarıdan getirip Türkiye’de işlerken, kendi paslanmazımızı ve asıl değerli olanı maalesef dışarıya gönderiyoruz.” Çözümün entegre paslanmaz çelik fabrikası yatırımında olduğunu, ancak bunun da yüksek maliyeti nedeniyle tek firmanın yapabileceği bir yatırım olmadığını dile getiren Topuz, bu noktada devlet desteğinin önemine dikkat çekti.