EVRİM KÜÇÜK
Gelecek on yıla ilişkin küresel tarım projeksiyonları üretimdeki büyümenin ağırlıklı olarak verimlilik artıştan geleceğine işaret ediyor. OECD ve FAO’nun ortaklaşa yayımladığı Tarım Görünümü 2025-2034 raporuna göre, tarım ve balıkçılık üretimi bu dönemde yüzde 14 oranında artacak. Tahıllarda üretim artışı yıllık ortalama yüzde 1,1 olurken, bu artışın yüzde 0.9’u verim artışından, yalnızca yüzde 0.14’ü ise ekili alanların genişlemesinden kaynaklanacak. Raporda, “Sürdürülebilir üretim artışı için tarım teknolojilerinin, girdiye duyarlı politikaların ve verim artırıcı yatırımların önemi artıyor” ifadeleri yer aldı.
Tahıllarda Hindistan, ABD ve Brezilya öne çıkacak
■ Küresel tahıl üretiminin 2034 yılına kadar 3.2 milyar tona ulaşması bekleniyor.
■ Buğday üretiminde Hindistan’ın öne çıkması dikkat çekiyor. Ülke, verim artışı ve kendi kendine yeterlilik politikaları doğrultusunda buğday üretimini 42 milyon ton artırarak, küresel artışın yüzde 29’unu tek başına sağlayacak.
■ Mısırda ise ABD, Brezilya ve Çin başı çekecek. Toplam üretimin 1.4 milyar tona ulaşması öngörülüyor.
■ ABD’de 33 milyon ton, Brezilya’da 32 milyon ton ve Çin’de 27 milyon tonluk artış gerçekleşecek.
■ Pirinç üretiminin ise 598 milyon tona yükselmesi bekleniyor. Asya ülkeleri burada da lokomotif rol üstlenecek. Hindistan, üretim artışının yüzde 41’ini oluşturacak ve bu alanda liderliğini sürdürecek.
■ Küresel gıda güvenliğinde kilit öneme sahip diğer iri taneli tahıllar da üretim artışı görecek. Arpa, sorgum, darı, çavdar ve yulaf gibi ürünlerde toplam üretim 330 milyon tona çıkacak.
AMERİKA VE AVRUPA İHRACATA HAKİM OLACAK
■ Tarım üretimindeki artış, dış ticaret rakamlarına da yansıyacak. Tahıl ticaretinde, ihracat hacimlerinin buğdayda 21 milyon ton, mısırda ise 29 milyon ton artması bekleniyor. Ancak bu artış, ithalatçı ülkelerdeki üretim açığını kapatmaya yetmeyecek. Raporda, “Afrika ve Asya’daki birçok ülke, büyük pirinç ihracatçıları hariç tutulduğunda, net ithalatçı kalmaya devam edecek,” ifadeleri kullanıldı. Amerika kıtası ve Avrupa’nın bazı bölgeleri ise kilit tedarikçi rolünü daha da güçlendirecek. Özellikle Brezilya ve ABD, mısır ve soya gibi ürünlerde hem üretim hem de ihracat yönüyle küresel pazarları domine etmeyi sürdürecek.
YAĞLI TOHUMDA BÜYÜME İVME KAYBEDİYOR
■ Soya fasulyesinde üretim artışının yüzde 1 ile sınırlı kalacağı, bunun da yüzde 80’inin verim artışlarından kaynaklanacağı tahmin ediliyor. Bu oran, önceki 10 yıldaki yüzde 2,2’lik büyümenin gerisinde.
■ Soya ezme (kırma) kapasitesindeki artış da dikkat çekici biçimde yavaşlayacak. Latin Amerika’nın büyümede başı çekeceği öngörülürken, Çin’in bu alandaki büyüme hızının düşmesi küresel ticaret dinamiklerini etkileyebilir.
■ Kanola, ayçiçeği, yer fıstığı gibi diğer yağlı tohumlarda büyüme oranı ise yıllık yüzde 1,1 olacak. Bu ürünlerde küresel ticaretin payı düşük kalacak; dünya üretiminin sadece yüzde 11’i ihracata konu olacak. Kanada, Avustralya ve Ukrayna bu ticaretin yüzde 65’ini gerçekleştirecek.
Çin soya ithalatında istikrarı koruyor
■ Çin’in ithalatının 2034 yılına kadar yaklaşık 107 milyon tonla istikrarlı kalması, fakat büyüme hızının önceki on yıla kıyasla düşmesi bekleniyor
■ Dünya ihracatının yüzde 53’ünün Brezilya’dan yapılması bekleniyor.
BİYOYAKIT TALEBİ BÜYÜYOR, ANCAK SINIRLI
Tarım ürünlerinin sadece gıda değil, enerji sektörü için de önemi artıyor. Biyoyakıt üretimi 2034’e kadar güçlü kalacak. Etanol üretiminin 155 milyar litreye, biyodizel üretiminin ise 80,9 milyar litreye ulaşması bekleniyor. Ancak bu alandaki yıllık büyüme yüzde 0,9 ile sınırlı kalacak. ABD ve Brezilya, biyoyakıt ihracatının başını çekmeye devam edecek.
TÜKETİMDE HİNDİSTAN’IN PAYI ARTIYOR
■ Kişi başına hayvansal ve balık ürünü tüketimi yüzde 6 artacak. Ancak bu artışın dörtte üçü, düşük ve orta gelirli ülkelerden gelecek. Hindistan ve Güneydoğu Asya, tüketim artışında başı çekerken, Çin’in küresel tüketim büyümesindeki payı yüzde 32’den yüzde 13’e gerileyecek. 2034 yılına kadar tüm tahılların yüzde 40’ı doğrudan insan tüketimine, yüzde 33’ü yem amaçlı kullanıma, geri kalan kısmı ise biyoyakıt ve sanayi kullanımına ayrılacak. Bu dağılım, üretim kadar tüketim zincirinin de çeşitlendiğine işaret ediyor.