MARUF BUZCUGİL/RİYAD
Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Gürsel Baran, odanın Ticaret Bakanlığı’ndan aldığı “Milli Katılımlı Fuar Düzenleme” yetkisi ile yurtdışındaki ilk fuar organizasyonu olan Riyad’daki “Global Health Exhibition 2025” fuarını EKONOMİ’ye değerlendirdi. Baran: “Türkiye’nin sağlık bilişimi, sağlık hizmetleri, sağlık teknolojileri alanındaki potansiyeli bu fuarda daha güçlü yansıtılmış oldu” dedi. Ankara’da sağlık turizmini geliştirmek için çok yönlü çalışmalar yürütüldüğümü belirten Baran, ATO’nun sağlık sektöründen sonra lojistik alanında da milli katılım deneyimine imza atmaya hazırlandığını söyledi.
■ ATO’nun ulusal katılımla yer aldığı Riyad Global Healt Exhibition 2025 nasıl geçti? Beklentilerinizi karşıladı mı?
ATO olarak milli katılım desteğiyle ilk fuarımızı gerçekleştirdik. İlk kez milli katılımla fuar organizasyonu düzenledik. Buradan çıkacak sonuçlar bundan sonraki organizasyonlarımız için rehber niteliği taşıyacak. Biz küresel bir fuara üyelerimizi, firmalarımızı taşımaktan çok mutlu olduk. Burada stant kurma kararı verdiğimizde, dünyanın en önemli fuarlarından birinde yer alacağımızı biliyorduk. Sağlık alanında dünyanın en büyük firmaları buradaydı.130 ülkeden 2 bini aşkın firma katıldı. Biz de kurduğumuz 270 metrekarelik standımızda 21 firmaya yer verdik. Katılım sağlayan firmalar hem dünyadaki gelişmeleri, yenilikleri görme imkanı buldular hem de stantlarında kendilerini tanıttılar. Birebir görüşmeler oldu. Buradan çıkan sonuçların katılım sağlayan firmalarımızı da bizi de mutlu edeceğine inanıyoruz.
■ Global Health Exhibition’a milli katılım nasıl bir fark yarattı?
ATO üyesi olan veya olmayıp başka şehirlerde faaliyet gösteren işletmeler katılım sağladı. Hastaneler, sağlık bilişimi şirketleri, sağlık hizmeti sağlayıcıları fuara katıldı. Fuarda bizim dışımızda da ülkemizden 22 firma ayrı ayrı stant açtı. Yani Ankara Ticaret Odası’yla birlikte toplam 44 firma bu fuarda ülkemizi temsil etti. Bu sayıyı daha da artırmayı hedefliyoruz. Ticaret Bakanlığımız milli katılım desteğiyle firmalarımızı destekliyor. Biz de katkı sağlıyoruz. Bunu bir fırsat olduğunu düşünüyorum ve gelecek fuarda katılımcı firma sayısının artacağına inanıyorum.
■ Suudi Arabistan’da sağlık açısından Türkiye için nasıl bir potansiyel söz konusu?
Suudi Arabistan biliyorsunuz dünyada petrolde Venezuela’dan sonra ikinci en büyük üretici. En büyük kaynak orada. Doğalgazda da dünyadaki rezervlerin yüzde 4,3’ü burada. Suudi Arabistan ekonomisinin temeli petrol ve doğalgaz üzerine kuruluydu. Şu anda karşımızda ekonomisini bu iki kaynağa dayalı olmaktan çıkarmaya çalışan bir Suudi Arabistan var. Bu yolda önemli girişimleri ve çalışmaları da var. Biz iki hafta önce EXPO 2025 Osaka’nın kapanışına katıldık. Bildiğiniz gibi altı ay devam eden organizasyonlar EXPO’lar. Türkiye Cumhuriyeti’nin desteğiyle 2030 EXPO’su Suudi Arabistan’da yapılacak. Ve 2034 Dünya Futbol Şampiyonası da yine Suudi Arabistan’da yapılacak. Yani Suudi Arabistan’ın ekonomiye bakış şekli değişiyor. Bildiğiniz gibi Suudi Arabistan’la 2024 yılı sonu itibariyle 7 milyar dolar bir dış ticaret hacmimiz söz konusu. 2025 yılı sonu itibariyle 10 milyar dolarlık bir ticaret hedefliyoruz. İlerleyen yıllarda bu rakamın daha da artmasını istiyoruz. Suudi Arabistan’ın Vizyon 2030 projesinde bizleri ilgilendiren ciddi öğeler var. Bundan sonraki süreçte Suudi Arabistan’la ticaretimizin çok daha yukarılara çıkacağını ve buradan Türk firmalarının, Türk sanayicisinin, Türk tacirinin kuracağı diyaloglarla toplam ticaretimizi artıracağına inanıyorum. Oda olarak biz de bu ülkeyle daha yakın diyaloglar kurmanın yollarını arayacağız.
■ Suudi Arabistan, enerji üretiminin yüzde 50’sini yenilenebilir kaynaklardan temin etmeyi planlıyor. Bu konuda da Türk şirketleri için bir potansiyel söz konusu olabilir mi?
Çok güzel bir noktaya temas ettiniz. Evet elbette. Türkiye özellikle son 10 yıllık dönemde yenilenebilir enerji açısından büyük bir tecrübeye sahip oldu. Hali hazırda Türkiye’nin elektrik kapasitesinde yenilenebilir enerjinin payı yüzde 60’a yükselmiş durumda. Hidroelektrik, güneş, rüzgâr ve jeotermal santrallerle ülkemizde elektrik enerjisi üretiliyor. Güneş santrali sayısı 32 bini geçmiş durumda. Rüzgâr enerji santrali sayısı 378’e ulaşmış durumda. 66 adet jeotermal santral elektrik üretiyor. Bu santrallerin ülkemizde faaliyet gösteriyor olması çok önemli. Bu tecrübeler Suudi Arabistan başta olmak üzere farklı ülkelerde enerji yatırımları ve üretimi için kullanılabilir. Suudi Arabistan zaten konum itibariyle güneşli bir ülke. Halihazırda devam eden güneş enerji santrali yatırımlarının da olduğu bilgisini aldık. Ancak yenileri de yapılabilir. Bu konum ve tecrübe bir araya rahatlıkla getirilebilir.
■ Yurt dışındaki bu tür yatırım, birlikte ticaret ve üretim yapma imkanlarının Türk iş insanları ve firmaları tarafından daha iyi değerlendirilebilmesi için nasıl bir teşvik mekanizmasına, ekonomik ortama ihtiyaç var?
Esasen Türkiye, dünyanın dört bir tarafında Türk iş insanlarını, Türk firmalarını destekliyor. Son 20 yıllık süreçte Türk insanlarının diğer ülkelerdeki başarısı göze çarpıyor. Bir ülkeye gidiyorsunuz havalimanını Türk firması yapmış işletiyor, bir diğer ülkeye gidiyorsunuz gıda sektöründe Türk firması var, başka bir ülkede otel işletiyor, bir diğer ülkede madencilik yatırımı yapılmış. Bunlar önemli ve kıymetli. Daha küçük hacimli işletmelerimiz açısından bakarsak da başka ülkelerdeki firmalarla ticari bağlantılar kurmak açısından fuarlar çok kıymetli. İşte burada birlikte gördük dünya Global Health Exhibition için Riyad’a akmış durumda. Ticaret Bakanlığımız, İstanbul Ticaret Odası üzerinden ticaret sektörü için milli katılım desteği sağlıyordu. Çok sayıda firma faydalanıyor ve yine takip ettiğimiz üzere İstanbul Ticaret Odası çok başarılı bir şekilde işletmeleri yurtdışında fuarlara taşıyor. Yine son yıllarda hizmet sektörü de ihracatta öne çıkmaya başladı. Türkiye hizmet ihracatı 2024 yılı sonu itibariyle 117 milyar dolara ulaşmış durumda. Ticaret Bakanlığımız hizmet sektörünün daha çok dışa açılabilmesi için destek mekanizmasını kullanmak üzere Ankara Ticaret Odamızı yetkilendirdi. Biz de Riyad’da bir ilki gerçekleştirdik. Milli katılım desteği gerçekten kıymetli bir destek. Buraya fuara gelen firmaların giderlerinin yüzde 70’i iade ediliyor. Yani maddi gücü olmayan firmalar açısından, kendi kendine yurtdışındaki fuarlara katılım sağlayamayacak firmalar açısından bu çok önemli bir destek. Türkiye’nin sağlık bilişimi, sağlık hizmetleri, sağlık teknolojileri alanındaki potansiyeli bu fuarda daha güçlü yansıtılmış oldu. Biz de ilk tecrübemizi edindik ve bundan sonra bu tecrübeyle daha güçlü bir şekilde ilerleyeceğiz. Sektörlerimizle temas kurarak onların görüşlerini alarak ihtiyaçlarını belirleyerek hangi alanlarda destek verebileceğimizin tespitini yaparak daha güçlü adımlar atmak için çalışacağız.
Ticaret Bakanlığımızın milli katılım desteği önemli ama şunu özellikle ifade etmek istiyorum, ticarete sahip çıkan, ticareti kollayan ve kucaklayan bir bakanlığımız var. Ticaret Bakan Yardımcımız Sayın Mahmut Gürcan bu fuarda bizi yalnız bırakmadı. Her adımda desteğini yanımızda hissettik. Kendilerine buradan da teşekkür ediyorum. Ticaret Bakanımız Sayın Ömer Bolat’a teşekkür ediyorum. Bu fuarda bizi yalnız bırakmayan Riyad Büyükelçimiz Sayın Emrullah İşler’e ve Ticaret Müşavirlerimiz Sayın Hasan Murat Nesimoğlu ve Mustafa İlker Özdem’e teşekkür ediyorum.
Ankara Fuar Merkezi'nin 2 yılda tamamlanacağına inanıyorum
■ Böyle büyük fuar organizasyonunu görünce elbette aklımıza Ankara’nın bir türlü yapılamayan fuar merkezi geliyor. Son durum nedir acaba?
Riyad’da şu anda içinde bulunduğumuz Riyad Uluslararası Kongre ve Sergi Merkezi 189 bin metrekarelik bir alana kurulu dünya çapında önemli bir kompleks. Hem yerel hem uluslararası etkinliklere başarıyla ev sahipliği yapıyor. Gelişmiş bir altyapısı esnek sergi ve toplantı alanlarıyla öne çıkıyor. Bu fuar nedeniyle siz de görüyorsunuz dünyanın dört bir yanından binlerce insan fuara katılmış durumda. Biliyorsunuz Ankara Ticaret Odası fuar şirketinin ortaklarından biri. İnşaat başlamıştı ancak yüzde 30-35 düzeyinde ne yazık ki kaldı. Birtakım sorunlar yaşanıyor. Bunlar aşıldıktan sonra inşaatın iki yıla kalmadan tamamlanacağına ve Ankara’nın ufkunu açacak, şehrimize çok önemli kazanımlar sağlayacak fuar alanının faaliyete geçeceğini tahmin ediyorum. Ticarette ve sanayide önemli bir şehir olan Ankara’nın bu fuar alanına ihtiyacı var. Savunma sanayinden, tekstile, medikal üretimden
"Türkiye'nin sağlık hizmetleri potansiyelini Riyad'da 130 ülkeden 2 bin firmaya tanıttık"
Sektörlerimizin geleceği açısından fuar alanı çok önemli. Bugün buradaki tabloyu göründe gelecek yıllarda Başkent’te küresel sağlık fuarı neden yapılmasın diye düşünmeden edemiyoruz. Ankara’nın birkaç konuda gelişimi sağlanınca geleceğinin çok farklı olacağına inanıyorum.
Sağlık sektöründe dünya çapında rekabet edebiliriz
■ Neden ilk fuar için sağlık sektörünü tercih ettiniz?
Sağlık hizmet sektöründe önemli bir alan ve Türkiye sağlık sektöründe son derece gelişmiş ve sağlık hizmetlerinin en büyük faydanın sağlandığı bir ülke. Dünya çapında rekabet edecek durumdaki hastanelerimizde robotik cerrahi, radyolojik cihaz parkı, nükleer tıp ve onkolojik tıp olmak üzere ileri tıp imkanları mevcut. Sağlık bilişimi ve teknolojileri alanında gelişmiş bir ülkeyiz. Bu yüzden “Şifa ve inovasyonun Merkezi” olarak tanıtmak istedik ülkemizi. Dünyada da sağlık sektörü hızla büyüyen bir sektör. Küresel sağlık pazarı büyüklüğünün 10 trilyon dolara yaklaştığı belirtiliyor. Türkiye’nin bu pastadan daha büyük pay alması için sağlık sektörünü ve Global Health Exhibition’ tercih ettik. Ankara da sağlık sektöründe önemli bir şehir. Ankara tıp fakülteleri, hastaneleri, son model cihazların yer aldığı sağlık merkezleri ile bir sağlık merkezi. Sağlık turizmini geliştirmek için çok yönlü çalışmalar yürütüyoruz. Bunun bir ayağı da yurtdışına aktarmasız uçuşlardı. Çünkü hasta insanı aktarmalı olarak getirme şansınız yok. Bu nedenle konuyu gündeme taşıyarak, ilgili tüm kurum ve kuruluşlardan destek isteyerek çalışmalar yürütüyoruz. Geçen hafta Ankara’dan İspanya’da Barselona ve Madrid’e direkt uçuşlar başladı. Biz de ilk uçuşu THY ve AJET yetkilileri ve Ankara protokolünden bazı isimlerle birlikte gerçekleştirdik. Bundan sonra haftada 3 gün Madrid’e 4 gün de Barselona’ya diret uçuş yapılacak. Her yeni hat bizim için önemli. Esenboğa’dan direkt uçulacak şehir ve ülke sayısının artmasını istiyoruz.