EVRİM KÜÇÜK
Orta Doğu’da tırmanan İsrail-İran gerilimi, yalnızca askeri cephede değil, enerji piyasalarında da sarsıntılara yol açıyor. Katar başta olmak üzere LNG ihracatçılarının Hürmüz Boğazı’na bağımlılığı, Asya ve Avrupa’daki büyük ithalatçı ülkeleri alarm durumuna geçirdi.
İran ve İsrail karşılıklı olarak enerji sektörü hedef alınmaya başlayınca yatırımcıların ve hükümetlerin gözü, Hürmüz Boğazı üzerindeki gelişmelere çevrilmiş durumda. LNG fiyatı, artan jeopolitik risklerin etkisiyle son 11 haftanın zirvesine ulaştı. Hürmüz Boğazı’nda yaşanacak olası bir kesinti, özellikle Çin, Japonya ve Hindistan gibi büyük tüketiciler için büyük bir tedarik riski anlamına geliyor. Özellikle yaz talep sezonuna giren Asya’da, Katar gazına olan yüksek bağımlılık tedirginliği artırıyor. Bölgeden çıkan LNG’nin yaklaşık yüzde 87’si Asya ülkelerine gönderiliyor. Çin’in LNG ithalatında Katar’ın payı yüzde 33’ü aşarken, Japonya ve Güney Kore gibi ülkeler de olası arz kesintileri karşısında “acil tedarik değerlendirme” süreçlerini başlattı.
Hürmüz’ün kapanması LNG piyasasını felç edebilir
Hürmüz boğazı LNG piyasası için kritik önemde. Boğazda günde 18- 19 milyon varil ham petrol ve yakıt taşınıyor. Katar ve BAE’den çıkan yıllık 85 milyon ton LNG bu rotayı kullanıyor. Küresel LNG ticaretinin yüzde 20’si Hürmüz üzerinden geçiyor.
İsrail’in İran’a düzenlediği hava saldırılarının ardından İran, Güney Pars gaz sahasında üretimi kısmen durdurdu. Bu alan, dünyanın en büyük doğalgaz sahalarından olup, İran’ın gaz üretiminin yaklaşık yüzde 80’ini sağlıyor. Aynı alanın Katar tarafında yer alan Kuzey Sahası (North Field) ise Katar’ın dev LNG endüstrisinin temel kaynağı konumunda. Bununla birlikte, İran’ın ana ihracat terminali olan Harg Adası’ndan petrol sevkiyatı neredeyse durma noktasına geldi. Uydu takip verilerine göre ada çevresinde hiçbir tanker demirlemiş durumda değil. İran’ın deniz aşırı bölgelerde yaklaşık 27,5 milyon varil petrol stokladığı bilinse de, bu rezervin birkaç haftadan fazla dayanamayacağı öngörülüyor.
Tel Aviv çevresindeki rafineriler ve yakıt depolarında yaşanan kısmi hasarlar, ülkenin enerji üretim kapasitesini sekteye uğratıyor. Ancak analistler, her iki tarafın da henüz kritik enerji altyapılarını “tam kapasiteyle hedef almadığını” belirtiyor. Boğazda yaşanacak olası bir kapatma, yalnızca LNG değil, petrol piyasasında da üç haneli fiyat senaryolarını gündeme getirebilir. Şimdilik bu “kıyamet senaryosu” yaşanmasa da, piyasalar her geçen gün biraz daha savunmasız hale geliyor.
TFF VE İNGİLTERE GAZI PAHALANIYOR
Enerji sektörü analistlerine göre, bu gelişmeler “henüz en kötü senaryo yaşanmasa da” doğalgaz ve LNG piyasalarını ciddi biçimde etkileme potansiyeline sahip. Özellikle yaz aylarında artacak olan elektrik üretimi talebi, zaten sıkışık olan LNG piyasasında fiyatları yukarı itiyor. Hollanda merkezli TTF doğalgaz fiyatı son 1 haftada yüzde 11 artarak 38.82 EUR/MWh, Birleşik Krallık doğal gaz vadeli işlemleri, Nisan ayının başından bu yana en yüksek seviye olan 91 peni/ Thrm seviyesine çıktı. Avrupa, 2022’den bu yana LNG’ye bağımlı hale geldi. Hürmüz kaynaklı bir aksama, Avrupa spot piyasasında fiyatları zıplatabilir.
AB’den Rus LNG’sine kademeli yasak
Avrupa Komisyonu, Rus gazına bağımlılığı sona erdirmek için yeni bir yasa önerisi hazırladı. Plan, AB’nin Rusya’dan boru hattı ve LNG ithalatını 2027 sonuna kadar tamamen durdurmayı hedefliyor. İlk aşamada, 1 Ocak 2026 itibarıyla Rus gazı ithalatı yasaklanacak. 17 Haziran 2025’ten önce imzalanan kısa vadeli sözleşmelere ise bir yıllık geçiş süreci tanınacak. Halihazırda yürürlükte olan uzun vadeli anlaşmalardan kaynaklanan ithalat ise 1 Ocak 2028’den itibaren yasaklanacak. Bu tarihle birlikte, Avrupa’nın Rus gazı kullanımı sona erecek. Öte yandan, TotalEnergies ve Naturgy gibi bazı şirketlerin 2030’lara uzanan Rus LNG sözleşmeleri bulunuyor. Komisyonun planı, AB LNG terminallerinin de Rus şirketlerine hizmet vermesini aşamalı olarak yasaklamayı içeriyor. Ayrıca, Rus gazı ithal eden firmalara, sözleşme detaylarını AB ve ulusal otoritelere bildirme zorunluluğu getiriliyor.