Küresel bakır talebindeki hızlı artış, madencilik sektöründe son yılların en büyük birleşmesini tetikledi. İngiliz madencilik devi Anglo American, Kanada merkezli Teck Resources ile 53 milyar dolarlık bir hisse takası anlaşması yaptı. Düzenleyici kurumların onayının ardından Anglo Teck adıyla faaliyet gösterecek yeni şirket, dünyanın en büyük beşinci bakır üreticisi konumuna yükselecek.
Anlaşmaya göre Anglo hissedarları yeni şirketin yüzde 62,4’üne, Teck hissedarları ise yüzde 37,6’sına sahip olacak. Merkezi Kanada’nın Vancouver kenti olacak dev şirket, Toronto ve Johannesburg borsalarının yanı sıra, American Depository Receipts (ADR) üzerinden New York’ta da işlem görecek. Anglo American CEO’su Duncan Wanblad, birleşik şirketin CEO’su olurken, Teck’in CEO’su Jonathan Price, CEO yardımcılığı görevini üstlenecek. Birleşmenin öngördüğü üretim kapasitesi yıllık yaklaşık 1,2 milyon ton. Üretimin 2027’ye kadar 1,35 milyon tona çıkması öngörülüyor.
Birleşmenin arkasında, yenilenebilir enerji ve elektrifikasyon yatırımlarının lokomotifi konumundaki bakıra olan güçlü talep yer alıyor. Teck’in Şili’deki Quebrada Blanca (QB) bakır madeni bu stratejinin merkezinde bulunuyor. Anglo’nun da ortak olduğu Collahuasi madeni ile QB’nin yakınlığı, önemli operasyonel sinerjiler yaratacak.
Yılda 1.4 milyar $ ek gelir
S&P Global analistlerine göre, iki madenin altyapısının entegre edilmesiyle yıllık 1,4 milyar dolar ek gelir elde edilebilir. Ayrıca, su, enerji ve lojistik maliyetlerinin düşmesiyle üretimin 175 bin ton artması bekleniyor.
JPMorgan analisti Dominic O’Kane, bu birleşmenin Anglo Teck’i dünya çapında bakır projelerinde cazip bir oyuncu haline getireceğini belirterek, “Bu birleşme, demir cevheri ve platin gibi yan iş kollarından çıkışı hızlandırarak saf bakır odaklı bir yapı yaratabilir” değerlendirmesini yaptı.
Birleşme konsolidasyon dalgası başlatabilir
Anlaşmanın tamamlanabilmesi için Kanada, ABD ve Çin’den onay alınması gerekiyor. Kanada Sanayi Bakanı Mélanie Joly, birleşmenin ülkenin çıkarlarına hizmet edip etmediğinin Yatırım Kanada Yasası kapsamında inceleneceğini duyurdu. İnceleme sürecinin 18 aya kadar sürebileceği belirtiliyor. Birleşmenin madencilik sektöründe yeni bir konsolidasyon dalgası başlatabileceği öngörülüyor. Analistler, Freeport McMoRan ve Agnico Eagle Mines gibi devlerin alternatif satın almalarla pazardaki konumlarını güçlendirmeye çalışabileceğini belirtiyor. Analistler, bakırın temiz enerji dönüşümünde kritik rolü nedeniyle bu birleşmenin stratejik önem taşıdığını vurguluyor. Franck Bekaert de hazırladığı notta, “Yeni şirket, altı bakır üretim tesisinin yanı sıra demir cevheri ve çinko operasyonlarıyla çeşitlendirilmiş bir portföye sahip olacak. Bu yapı, bakır arzında uzun vadeli istikrar sağlayabilir” ifadesini kullandı.
Talepte rekor artış beklentisi
Enerji dönüşümü ve yeşil teknolojilerin hızla yayılması, küresel bakır talebini tarihi seviyelere taşıyor. Elektrikli araçlar, yenilenebilir enerji projeleri ve batarya üretimi, bakır kullanımını patlatıyor. Uluslararası Bakır Araştırma Grubu (ICSG), küresel bakır talebinin 2025’te 27,4 milyon tonu aşacağını, 2035’e kadar ise 36 milyon tona ulaşacağını öngörüyor. Uluslararası Enerji Ajansı’na göre, tek bir elektrikli araçta 80 kg bakır kullanılırken, bir rüzgar türbininde bu miktar 4,5 tona kadar çıkıyor. Çin, Hindistan ve ABD’deki altyapı yatırımları da büyümeyi destekliyor. Goldman Sachs, bakır talebinde 2030’a kadar yıllık yüzde 3,5-4 artış öngörürken, mevcut maden yatırımlarının bu hızın gerisinde kaldığını vurguluyor.