Ahlaklı, eşitlikçi ve adaletli girişimleri korumak devletin görevidir. Bu aynı zamanda milli birlik ve dayanışmanın kaynağı ve şartıdır.
Cumhuriyet Bayramı’nı idrak edeceğimiz ana doğru yaklaşırken, üzerine titrediğimiz değerlerin mimarı olan Atatürk'ün bazı iktisadi düşüncelerini tekrar hatırlamakta fayda görüyorum.
“Devlet, ferdin yerine kaim olmamalıdır”
"...Fertler, şirketler, devlet teşkilatına nazaran zayıftırlar. Serbest rekabetin, içtimâi mahzurları da vardır; zayıflarla kuvvetlileri müsabakada karşı karşıya bırakmak gibi ve nihayet fertler bazı büyük müşterek menfaatleri tatmine muktedir olamazlar.
Herhalde devletin siyasî ve fikrî hususlarda olduğu gibi, bazı iktisadî işlerde de nâzımlığını prensip olarak kabul etmek caiz görülmelidir. Bu takdirde, karşı karşıya kalınacak mesele şudur: Devlet ile ferdin karşılıklı faaliyet sahalarını ayırmak.
Devletin, bu husustaki faaliyet hududunu çizmek ve bu hususta istinat edeceği kaideleri tespit etmek, diğer taraftan vatandaşın ferdî teşebbüs ve faaliyet hürriyetini tahdit etmemiş olmak, devleti idareye selâhiyettar kılınanların düşünüp tayin etmesi lâzım gelen meselelerdir.
Prensip olarak, devlet, ferdin yerine kaim olmamalıdır. Fakat ferdin inkişafı için umumî şartları göz önünde bulundurmalıdır. Bir de, ferdin şahsî faaliyeti, iktisadî terakkinin esas menbaı olarak kalmalıdır. Fertlerin inkişafına mâni olmamak, onların her noktai nazardan olduğu gibi, bilhassa iktisadî sahadaki hürriyet ve teşebbüsleri önünde devlet kendi faaliyeti ile bir mâni vücuda getirmemek, demokrasi prensibinin en mühim esasıdır..."
Ulu Önder ne kadar da güzel ifade etmiş. Devletin hiçbir faaliyetinin fertlerin gelişmesi ve büyümesine mani olmaması, fertlerin yaptığı işlere rakip olacak kurumlar kurmamasının demokrasinin ilerlemesi için önemli bir yaklaşım olarak tarif etmiş. Belki de şu cümlesi serbest teşebbüsün ne kadar önemli olduğunu bize göstermekte:
"Millî servetin tevziinde daha mükemmel bir adalet ve emek sarf edenlerin daha yüksek refahı, milli birliğin muhafazası için şarttır. Bu şartı daima, göz önünde tutmak, millî birliğin mümessili olan devletin mühim vazifesidir."
Yani ahlaklı, eşitlikçi ve adaletli girişimleri korumak devletin görevidir. Bu aynı zamanda milli birlik ve dayanışmanın kaynağı ve şartıdır.
İlelebet payidar kalacak olan Cumhuriyetimizin temel taşı olan bu yaklaşımları paylaşırken, tekrar "Yaşasın Cumhuriyet!" diyor Ulu Önder'in aziz hatırası önünde saygıyla eğiliyorum.